PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin Kürtlerin Ortadoğu’da verdiği direnişle bağlantılı olduğunu belirten yazar Eşber Yağmurdereli, bununla Kürtlere, ‘biat edin’ mesajı verildiği vurguladı
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 25 Mart 2021’den bu yana haber alınamıyor. Görüşme başvurularının çoğu yanıtsız bırakılırken, aylar sonra verilen cevaplarda ise, görüşlerin “disiplin cezaları” ve “görüş yasağı” gerekçeleriyle engellendiği belirtiliyor. Türkiye, görüş engellerinin yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile ilgili verdiği ihlal kararıyla ilgili de 8 yıldır herhangi bir adım atmıyor. Türkiye, en son Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne (AK BK) yapılan başvurular üzerine verdiği yanıtta, İmralı’daki “özel hukuku” kabul ederek, Öcalan’ı “umut hakkı (müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutukluya serbest kalma imkanının tanınması)”dan muaf tuttuğunu itiraf etti.
Yazar Eşber Yağmurdereli, Öcalan’a dönük uygulamalar ile ülkeye etkilerine dair MA’dan Esra Solin Dal’a değerlendirmelerde bulundu.
‘Tecridin nedeni Kürtlerin direnişi’
Yağmurdereli, Türkiye gibi ülkelerde siyasi iktidarların toplumsal gelişmeyi ve refahı sağlayamadığı için kendi varlığını tehdit eden muhalif kesimlere karşı tecrit yöntemine başvurduğunu belirtti. Yağmurdereli, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Ortadoğu’da şekillenen sisteme karşı en ciddi direnişin Kürtler tarafından gösterildiğini, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin de temel nedeni bu olduğunu ifade etti.
Tecridin hukuken bir açıklamasının olmadığına vurgu yapan Yağmurdereli, “Hukuken baktığımız zaman Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır ve bir hükümlü olarak bütün hükümlülere uygulanan infaz hukukundan yararlanması gerekir. Öcalan, en küçük bir iletişime bile sahip değil. Bütün bunlar uluslararası hukukun da öngördüğü şeyler” diye belirtti.
En açık gösterge
Yağmurdereli, AİHM kararına işaret ederek, Türkiye’nin bu kararları uygulaması gerektiğini vurguladı. Yağmurdereli, “Ama tüm bunlara rağmen Abdullah Öcalan yıllardır hiç kimseyle görüştürülmüyor. Bu dünya çapında tecrit uygulamalarının belki de en açık ve kesin örneğidir. Abdullah Öcalan üzerinden bakıldığı zaman Türkiye’de infaz ve tecrit politikalarının ne noktaya gelmiş olduğunu anlayabilirsiniz” diye konuştu.
Öcalan’ın dünya çapında bilinen ve kabul gören bir kişi olduğunu söyleyen Yağmurdereli, şunları söyledi: “Tecrit sadece ulusal ve uluslararası hukuk açısından değil, insanlık değerleri açısından da bu kabul edilebilir bir şey değil. Türkiye’de mutlak tecrit Öcalan’a uygulansa da aslında dalga dalga bütün muhalif kesimlere uygulanıyor” dedi.
Kürtlere verilmek istenen mesaj
Yağmurdereli, Öcalan’ın kitleler üzerindeki etkisinin de tecritle bağlantılı olduğuna işaret ederek, “Öcalan’ın bir sözüyle milyonlarca kişi hareket edebiliyor. Öcalan’ın kitleler üzerindeki etkisini tecrit politikalarıyla kesmek istiyorlar. Tecride bağlı olarak da Kürt halkına şu mesaj verilmeye çalışılıyor: ‘Karşı çıkmayın, muhalefet yapmayın, biat edin.’ Yani Türkiye’deki siyasi iktidar Öcalan’ın kişiliği üzerinden elde etmek istediğini henüz elde edemediği için tecride devam ediyor ve bu yüzden tecridi derinleştiriyor” ifadelerini kullandı.
‘Demokratik mücadele yürütülmeli’
20-29 Eylül tarihleri arasında İmralı’yı ziyaret eden Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) sessizliğine de değinen Yağmurdereli, sessizliğin tecrit politikalarının devamı olduğunu söyledi. Yağmurdereli, “Eğer bir ülkede demokrasi ve özgürlükler gelişmemişse o toplumda özgürlüklerine sahip çıkma bilinci oluşmaz. Bu yüzden yasalar, bütün insanlık değerleri hiçbir anlam ifade etmez. Onun için muhalefetin yapması gereken şey tüm bunlara rağmen hukuki temelde, muhalif kimliğini açıkça ortaya koyarak, demokratik ve siyasi mücadele yürütmelidir. Tarih herkese bir görev veriyor. Eğer siyasi iktidar, iktidarından gitmemek için her yola başvuruyorsa, muhalefet de demokratik yöntemleri kullanmak zorundadır. Bundan çekinmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL