BM’ye bağlı Gıda ve Tarım Örgütü FAO, 16 Ekim ‘Dünya Gıda Günü’ nedeniyle yaptığı açıklamada, 2021’de yüksek akut gıda güvensizliği yaşayan yaklaşık 193 milyon kişinin olduğunu belirledi
Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun internet sitesinden yapılan açıklamada, gıda fiyatlarındaki artış, halihazırda hassas durumda olan ülkeleri krize sürüklerken her gün 30 binden fazla kişinin çatışma ve zulüm nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldığını belirtti. Açıklamada, “2021’de yüksek akut gıda güvensizliği yaşayan yaklaşık 193 milyon kişinin hayatta kalması için insani destek gerekti ve bunların yarım milyondan fazlası, açlık ve ölüm gibi felaketlerle karşı karşıya kaldı” denildi. Açıklamada dikkat çekici tespitler yer aldı.
Son 3 yılda açlık arttı
Açıklamada, yüksek akut gıda güvensizliği çekenlerin üçte ikisini kırsalda tarımla uğraşanlar oluştururken, dünya nüfusunun nerdeyse yüzde 40’ına denk gelen 3,1 milyar kişinin sağlıklı beslenemediğine ve iklim değişikliğinin kırsal alanlarda yaşayan yoksullarla onların tarım alanları ve üretimlerini etkilediğine dikkat çekildi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, FAO’nun, İtalya’nın başkenti Roma’da bulunan merkezinde düzenlenen bir etkinliğe gönderdiği video mesajda, açlıktan etkilenenlerin sayısının, özellikle son 3 yılda ciddi oranda arttığını ifade etti.
Gıda iklim tehdidi altında
Guterres, en kırılgan toplumların korona salgını, iklim değişikliği, çevresel bozulmalar, çatışmalar ve derinleşen eşitsizlikler nedeniyle daha da ezildiğini belirtti. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın gıda, gübre ve enerji fiyatlarında artışa neden olduğunu kaydeden Guterres, birlikte çalışılması durumunda bu eğilimin tersine dönebileceğini söyledi. Merkezi Washington’da bulunan Uluslararası Gıda ve Kalkınma Politikaları Araştırma Enstitüsünün (IFPRI) yayımladığı 2022 Küresel Gıda Politikası Raporu’nda ise ‘iklim değişikliği, gıda sistemi için büyüyen bir tehdit’ ifadesi kullanıldı.
İklim adaptasyonu
FAO’nun “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu 2022” raporunda, iklim değişikliği, ekosisteme gitgide artan bir baskı uygulayarak özellikle de yoksul ve hassas topluluklarda bulunan kırsaldaki küçük ölçekli üretici için büyük bir tehdit teşkil ettiği ve bu baskının hem kuraklık, fırtına, ve sel gibi gittikçe sıklaşan aşırı hava olaylarından hem de kısa süren yağmurlu mevsimler, başlangıcı geciken yağmurlar, artan deniz seviyesi ve eriyen buzullar gibi kademeli değişikliklerden kaynaklandığı kaydedildi. İklim adaptasyon çözümlerine değinilen raporda, bu çözümlere yapılacak yatırımların toplumun, işin, örgütün, ülkenin ve bölgenin kendine has durumuna uygun olarak şekil alabileceği aktarıldı.
Küçük üretici desteksiz
Raporda, yenilikçi yönetim mekanizmasının, küçük ölçekli üreticilerin de aralarında olduğu kırsaldaki yoksul kişileri etkilediğine işaret edildi. Yoksulların değişen iklimin, gıda güvensizliğinin ve düzensiz göçün sonuçlarına maruz kaldığının altı çizilen raporda, küresel olarak iklim finansmanına yatırım yapılan paranın şimdiye kadar yalnızca yüzde 1,7’sinin küçük ölçekli üreticilere ulaştığı belirtildi.
EKOLOJİ SERVİSİ