Putin birinci sınıf tarım toprağına sahip Trakya’yı doğalgaz merkezi yapma planını Erdoğan’la paylaştı. Diğer yandan Sinop’ta iptal edilen Nükleer santral inşası ve işletmesinin ise Rusya’ya verilme hazırlığı yapılıyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Geçtiğimiz günlerde Astana’ya giden AKP’li Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı V. Putin’le yaptığı görüşme sonrası Trakya’nın AB’nin doğalgaz dağıtım merkezi olması yönünde görüştüklerini belirterek, Sinop NGS’ye vurgu yaptı. AB’nin Rusya ile doğalgaz alımını kesmesine karşın Trakya’nın AB için dağıtım merkezi olabileceği yönündeki açıklamalar dikkat çekici. Her gelişmeye uygun bukalemun gibi renk değiştirebilen iktidar, Saroz Körfezi’ne FSRU tesis inşasına girişip, Katar doğalgazını AB’ye taşıma hazırlıkları yaparken, diğer yandan aynı Katar ABD ile birlikte Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesine FSRU tesisi için adım attı.
Trakya 1. sınıf tarım toprağı
Birbiriyle çeliştiği görülen adımlar sürerken, TürkAkım boru hattının kapasitesinin arttırılması ve Trakya coğrafyasının doğalgaz ve enerji işletmeleriyle işgal edilme planları aslında uzun süredir yapılmakta. Kaya gazı sondajları ve üretimlerinin devam ettiği Trakya’da konvensiyonel doğalgaz sondajları da sürmekte. Birinci sınıf tarım toprağına sahip Trakya’da yeraltı suları ve halen temiz akabilen akarsular kaya gazı ve sanayi tesislerine bağlanırken, nehirlerde debiler her geçen yıl düşmekte, sanayi tesislerinin atıklarıyla beslenen Ergene Nehri’nde ise su yerine zehirli akışkan akmakta.
Türkiye pinpon topu gibi
ABD ve Rusya arasında oynanan tenis maçında pinpon görevi gören Türkiye bir oraya bir buraya yatarken, bu süreçte kaybeden Türkiye’nin emekçi halkları ile Trakya’nın o müthiş tarım toprakları olacak. Putin’in Trakya’nın doğalgaz dağıtım merkezi olması halinde doğalgazın ucuzlayacağı sözleri ise izleyicilere yönelik söylenmiş bir yalandan ibaret. Putin’in başlıca hedefi; AB’yi ABD’yi kaya gazı pazarı olmaktan çıkarıp eskisi gibi Rusya’nın etkin olduğu bir pazar haline getirmek. Putin’in hedefine eklenmiş gibi görülen iktidarın savaş politikalarını sürdürebilmek için elzem olarak gördüğü F16 ya da F35’ler de ABD tarafından olumlu bir adım atılması ve seçimlerde ABD tarafından destekleneceğinin netleşmesi halinde, Rusya’nın ortaya koyduğu Trakya projesinden o gün vazgeçmesi iktidarın fıtratına uygun bir durum olacaktır.
Avrupa’da kaya gazı hazırlığı
Geçtiğimiz Temmuz’da açıklama yapan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “ABD’den AB’ye LNG ihracatı neredeyse üç katına çıktı” derken, kaya gazı LNG ihracatındaki artış, iklim etkisi bakımından tartışmaları da ortaya çıkardı. ABD’den ithal edilen kaya gazı çevresel kaygılar nedeniyle AB’de yasaklanmak zorunda kalınan bir teknoloji. Ancak yaşanan süreç AB’de kayagazı üretimlerinin doğalgaz fiyatlarındaki aşırı artışın kullanılıp halkta rıza üretilerek başlayacağına işaret ediyor. Kaya gazı yeraltının 4-5 bin metre derinliğinde yoğun su ve kimyasal kullanımıyla gerçekleştirilen ‘kırılma- fracking’ yöntemiyle üretiliyor.
Şirketler heyecanlı!
Almanya’nın ABD yönetimiyle kolkola girerek sürdürdüğü kaya gazından mamul ithal LNG sürecinin Avrupa’ya taşınması sürerken, üretim süreçlerinin önünün açılması için adımlar da hızla atılıyor. Almanya’nın zengin kaya gazı rezervlerine sahip olduğu tartışmaya açılırken, süreç Almanya’da ‘kırılma- fracking’ yöntemi ile üretilen kaya gazının yasaklı durumunun ortadan kaldırılabileceğinin işaretleri ortaya çıkıyor. ABD ve Rusya arasına sıkışan Avrupa’da kaya gazı şirketleri için büyük olanaklar ortaya çıkacağını ve heyecanla bu süreci izlediklerini belirtmek ve olası böyle bir süreçte yaşanan kuraklık ve iklim krizinin çok daha hızla durdurulamaz noktalara ulaşacağını söylemek gerekiyor.
İngiltere’de kaya gazı serbest
İngiltere hükümeti, 2019 yılında suları ve toprağı kirletmesi nedeniyle kaya gazı sondaj çalışmalarını yasaklamışken geçtiğimiz haftalarda bu yasağı kaldırdı. Hükümetin yeni aldığı kararla yakın süreçte 100’ün üzerinde sondaj lisansı vermesi bekleniyor. İngiltere İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Jacob Rees-Mogg, Rusya’nın enerjiyi bir silah olarak kullandığını, bu bağlamda İngiltere’nin enerji güvenliğinin sağlanmasının en büyük öncelik olduğunu belirterek, “Yerel potansiyel gaz kaynaklarının çıkarılmasına ilişkin var olan yasakları kaldırdık” ifadesini kullandı.
Trump’tan Biden’e
ABD eski Başkanı olan Donald Trump, Kuzey Akım 2 projesi nedeniyle Almanya’nın Rus doğalgazına bağımlı olduğunu ve ‘tamamen Rusya tarafından kontrol edildiğini’ öne sürerek, Berlin’in Moskova’nın ‘esiri’ olduğunu belirtmişti. Trump, yine dönemin Almanya Başbakanı olan Angela Merkel’e, “Rusya’dan korunmak istiyorsun, ama Rus gazına milyarlar ödüyorsun, üstelik NATO’ya para vermiyorsun” ifadeleriyle baskı oluşturuyordu. Yapılan bu baskılar ABD yeni Başkanı Biden eliyle de kesintisiz sürdürülürken, Rusya-Ukrayna savaşının ardındaki baş aktör olan ABD’nin planlarını adım adım gerçekleştirdiği izlenmekte.
Avrupa kıyılarına FSRU tesisleri
Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) projesi ile TürkAkım projelerini de ‘rakip boru hatları’ olarak niteleyen Trump, Avrupa Birliği için ABD’den ve Katar’dan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı amacıyla onlarca liman inşa edeceğini açıklamıştı. Trump ile eski AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker’in LNG’de ‘Sıfır gümrük vergisi’ uzlaşısına varıldığı ve görüşmede LNG alımının artırılmasının kabul edildiği bildirilmişti. Hamburg, Dedeağaç ve Belçika kıyıları ile Avrupa’nın birçok noktasına FSRU tesisleri ve depolama alanları inşa etme süreçleri ise hızla devam ediyor.
Nükleer durum raporu ve Sinop
2022 Dünya Nükleer Endüstri Durum Raporu’na (WNISR2022) göre Nükleer enerjinin küresel elektrik üretim kapasitesindeki payı 2021’de ilk kez yüzde 10’un altına düşerek raporun hazırlandığı kırk yılın en düşük seviyesine geriledi. Buna göre küresel Nükleer enerji santrallerinde (NGS), geçen yıl 2 bin 653 terawatt saat elektrik üretilerek küresel üretimin yüzde 9,8’ini oluşturdu. Raporda, 70’li yıllardan bu yana dünya genelinde yaygınlaşan ve 90’lı yıllarda büyüyen nükleer güç santralleri günümüzde önemini gittikçe yitirirken, birçok yeni santralde gecikmeler yaşandığına dikkat çekiliyor.
Türkiye ve Bengladeş
Raporda 2022’nin ortalarından itibaren 33 ülkede toplam 411 reaktörün faaliyet gösterdiği ve bu sayının 2002’de zirveye ulaştığı sayı olan 438’in altına indi. Dünyanın en fazla Nükleer gücü ABD’de üretiliyor. Fransa ise nükleer güç jeneratörleri konusunda ABD’nin ardından ikinci sırada. Dünyada kapatılan güç reaktörlerinin sayısı 2021’de son oldu. Raporda, 5 yıldan fazla süredir çalışan 182 ünite ise ya kapatılmayı bekliyor ya da hizmetten çıkarmanın çeşitli aşamalarında bulunduğu belirtiliyor. Dünyada yeni reaktör inşa eden iki ülkenin ise Bangladeş ve Türkiye olduğu ve her iki ülkedeki santralleri de Rusya’nın inşa ettiğine dikkat çekiliyor.
Neyin ne olacağı belirsiz
Nükleer teknoloji tedarikçisi olarak uluslararası pazara büyük ölçüde hakim olduğu ve 2022 ortası itibariyle dünyada yapım aşamasında olan Rus menşeili 20 üniteden sadece üç tanesi Rusya topraklarında inşa edilirken, kalan 17 ünite ise yedi ülkede yapılmayı bekliyor. Raporda, Akkuyu dahil Rus iştiraki Nükleer enerji santrali projeleriyle ilgili olarak, “Ukrayna’nın işgalini takiben ortaya çıkan jeopolitik gelişmeler ile bu projelerin Rusya ve diğer ülkelere uygulanan yaptırımlardan ne ölçüde etkileneceği ve neyin ne olacağı belirsiz” yorumu yapılıyor.
Sinop NGS ve Rusya
Sinop NGS projesinin kurulumu için 2013 yılında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti’nde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesi Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşma” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti’nde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesine Dair İşbirliği Zaptı” imzalanmıştı. Ancak bu anlaşmalar çerçevesinde yapılan fizibilite çalışmalarına göre projenin maliyet ve takvim yönünden tatmin edici bulunmaması sebebiyle Japonya Hükümeti ile karşılıklı olarak işbirliği iptal edildi. İktidarın tüm çabalarına karşın santrali inşa edecek ülke ya da şirket bulunamayınca Rusya yine devreye girerek Sinop NGS için görüşmelere başladı.
‘Yerli-Milli’ Rusya
Rusya ile gizli anlaşmalar yoluyla ilerleyen Akkuyu nükleer santral sürecinde ortaya çıkan gerçekler bu santralin Türkiye halklarına hiçbir katkısı olmayacak ve bu durumdan ‘aracılar’ ve Rusya devlet şirketi Rosatom kazançlı çıkacak. Rusya’ya 15 yıl boyunca kilovatsaat başına 12.35 cent alım garantisi verilirken, dünyada dolar bazında en yüksek elektrik alım fiyatı olarak niteleniyor. Sinop NGS’yi Rusya’nın inşa etmesi halinde ise iktidarın ‘yerli-milli’ işlerinden biri olarak Türkiye’de enerjinin patronu Rusya olurken, soyulan Türkiye halkları olacak. Hazırlanan dünya Nükleer enerji durum raporunda da dikkat çekildiği gibi Rusya Nükleer enerjide büyüyüp tekel olma yolunda ilerlerken, savaş tehditleri ise giderek daha ciddi boyutlara ulaşacak.