Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Gezi davasından tutuklu bulunan sinemacılar Çiğdem Mater ve Mine Özerden’e destek mesajları gelmeye devam ediyor
“IguanaTokyo” filminin yönetmeni Kaan Müjdeci filmin gösterimi öncesi Mater ve Özerden’i andı. Müjdeci şunları söyledi: “Mine Özerden ve Çiğdem Mater aramızda yok. Onların aramızda olmayışını şimdiye kadarki bütün filmlerde gördünüz. Ama bizim onların aramızda olmayışına dair en büyük yaşadığımız eksiklik, mesela Çiğdem’in gülüşü aramızda yok.
“Bakın festivaldekiler bilir Çiğdem çok güzel güler, hep güler, hepimize moral verir. Ne zaman başımız sıkışsa Çiğdem yetişir. Mesela Festival şu anda bundan mahrum. Üzüntü yaşıyor muyuz? Çok! Ama Çiğdem çıkacak mı? Çıkacak.”
“Kar ve Ayı” filminin yönetmeni Selcen Ergun da filminin gösteriminde yaptığı konuşmada, tutuklu sinemacılar adına boş bırakılan sandalyeleri işaret ederek, “Bu sandalyeler burada bizimle birlikte olamayan arkadaşlarımız için ayrıldı. Umarım onlarla birlikte burada izleyebiliriz filmleri çok yakın zamanlarda” dedi.
Öte yandan aralarında sinema yazarları, yapımcılar, film eleştirmenlerinin bulunduğu bir grup Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde tutulan Mater ve Özerden’e “Bakırköy Hatırası” yazılı bez afişle selam yolladı.
Sinema eleştirmeni Kaan Karsan sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafla beraber şu mesajı paylaştı:
“Antalya Film Festivali’nde her gösterime iki boş sandalye eşlik ediyor. Biri Çiğdem Mater, diğeri Mine Özerden için. Sinemacılar sahnede filmlerini sunarlarken bu boşlukla da konuşuyorlar. Nicedir hayatımızın orta yerinde bu boş sandalyeler duruyor.
“Özgürlükleri hileyle gasp edilen, hukuksuz şekilde hapsedilen, yokluklarını her an derinden hissettiğimiz arkadaşlarımız bir an bile aklımızdan çıkmıyorlar. Çünkü bu festivalin mekanlarında Çiğdem’in ruhu, neşesi dolaşıyor. Bir dahakine kendisinin de burada olacağına inancım tam.”
‘Yalnızlar’ senaryosuna ödül
Bu yıl ilk kez düzenlenen Edebiyat Uyarlaması Senaryo Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü’nü, Zaven Biberyan’ın aynı isimli romanından uyarlanarak yazılan ‘Yalnızlar’ filminin senaryosuyla Elif Refiğ ve Murat Mahmutyazıcıoğlu aldı. En İyi Senaryo Ödülü’nün sahibi ise ‘Gölgeler Çekildiğinde’ filminin senaryosu ile Burcu Aykar oldu.
Zaven Biberyan, ‘Yalnızlar’ romanında siyasetin ve toplumun hızlı bir dönüşüm geçirdiği 1950’li yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında bir sayfiye yerinde, Erenköy’de, bir yaz hafta sonunda yaşananları anlatıyor. Yazar, bu iki günde yaşananlarla, toplumsal sınıfların ve çeşitli statülerden bireylerin iç dünyalarının psikolojik tahliline girişiyor, insanların ve Türk, Ermeni, Yahudi, Rum toplulukların arasındaki iletişimsizliği; kişisel-toplumsal davranış kalıplarında oluşan tahribatı konu ediniyor.