Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen “Umuda Bir Ülke” kitabının yazarı Fırat Can, 10 gün hücrede işkenceye maruz bırakıldığına dikkat çekerek, “Yazdığım ‘Umuda Bir Ülke’ kitabımı başıma vurarak ‘Şimdi sana yaptıklarımızı da yaz’ diyerek hakaret ettiler” dedi.
Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Fırat Can, 3 Eylül günü gerekçe gösterilmeden Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. 2011 yılından bu yana tutuklu bulunan Can, her iki yılda bir gerekçe gösterilmeden farklı cezaevlerine sevk ediliyor. Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi’ne getirildiğinde 10 gün boyunca hücrede kalan Can, yaşadığı hak ihlallerini ailesi aracılığıyla dile getirdi.
‘Kollarıma ve kafama basarak darp ettiler’
Cezaevine getirildiğinde kendisine çıplak arama dayatıldığını aktaran Can, “Gardiyanlar soyunmamı söylediğinde bunu kabul etmeyeceğimi, insanlık onurunu rencide eden bir şey olduğunu söyledim. Bunun üzerine gardiyanlar ‘Siz teröristsiniz’ diyerek Hazır Tim denilen bir grubu çağırdı. Elbiselerimi zorla parçalayarak üzerimden çıkardılar. Kollarıma ve kafama basarak darp etmeye başladılar. ‘Yaptığınız vahşettir. İnsanlık onurunu kırmaktır’ deyince bel kısmıma vurmaya devam ettiler. Daha önce yazdığım ‘Umuda Bir Ülke’ kitabımı başıma vurarak ‘Şimdi sana yaptıklarımızı da yaz’ diyerek hakaret ettiler” diye belirtti.
Çırılçıplak edilip darp edildikten sonra darp raporu almak istediğini belirten Can, kolundaki ve sırtındaki darp izlerini göstermesine rağmen revir doktorunun kendisine rapor vermediğini kaydetti.
‘Bunu kesmek lazım’ tehdidi
Siyasi tutukluların bulunduğu koğuşa geçmek istediğini söylediğinde cezaevi idaresince hücreye atıldığını ifade eden Can, “Hücrede 10 gün kaldım. Bu süre içerisinde cezaevi müdürüne, cezaevi savcılığına, infaz hakimliğine, Adalet Bakanlığı’na dilekçeler yazdım. Hiçbir şekilde geri dönüş yapılmadı. Beni katillerin ve FETÖ’cülerin arasına koydular. Katiller ve FETÖ’cüler ‘Bunu kesmek lazım’ diyerek tehdit etti” diye kaydetti.
Sürekli hakaret ve provoke
Siyasi tutukluların koğuşuna geçme talebinin yerine getirilmemesi halinde açlık grevine başlayacağını söyleyen Can, daha sonra siyasi tutukluların arasına götürüldüğünü ifade etti. Can, “Hiçbir sosyal aktivitemiz yok. Cezaevi yetkilileri tamamen tecride yönelik davranışlar ve yönelimler sergiliyor. Sürekli hakaret ve provokatörlük yapıyorlar” dedi. Can, tüm insan hakları savunucularına ve sosyal-demokrat örgütlere seslenerek, ‘’Siyasi tutuklulara yapılan insanlık dışı ve onur kırıcı yönelimlere karşı harekete geçme’’ çağrısında bulundu.
Kaynak: MA/Melike Ceyhan