Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Turgut Mahallesi’nde Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, Lagina Antik Kenti’ndeki 1. Derece Arkeolojik Sit alanlarının 3. Dereceye çıkartılarak kömür aranmasına izin verilmiş, Yatağan Yeşil Yaşam Derneği’nce de bu izne karşı dava açılmıştı
Muğla 1. İdare Mahkemesi açılan davada söz konusu idari işlemi, yasaya aykırılığı nedeniyle iptal etti. Kararın ardından açıklamalarda bulunan Yatağan Yeşil Yaşam Derneği Hukuk Danışmanı Mehmet Çilsal, “Muğla 1. İdare Mahkemesi, bu kararıyla ülkemizin değerli arkeologları, tarihçileri ve miras niteliğindeki kültür varlıklarının kıymetini bilen tüm yurttaşların yüreğine su serpmiştir” dedi.
Koruma kurulu desteği
Çilsal, yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun (MKVKBK) 08.03.2013 tarih, 1459 sayılı Kararı, Yatağan Turgut Belediyesi sınırları içerisindeki kömür rezervlerinin varlığı nedeniyle tesis edilmiş bir işlemdi. Bu karara dayanarak TKİ-GELİ’nin kömür madenciliği İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı sınırları 163 hektar genişletilmişti. 1459 sayılı bu Karar, ‘Turgut Lagina 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı’ sınırları içinde hem arkeolojik sondaj, kazı ve taşıma vb. faaliyetlerin yapılabilmesi hem fiilen kömür madenciliği dekapaj, hafriyat vb. faaliyetlerin yapılabilmesini sağlayan hukuka aykırı tuhaf bir idari işlemdi. Bu eşi benzeri görülmemiş ucube haliyle ihdasından sonraki süreçte MKVKBK Müdürlüğü ile Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş. arasında yapılan protokol gibi pek çok başka idari işleme dayanak olmuştu” dedi.
Doğa ve tarih düşmanı
Yatağan Termik Santrali şirketi Aydem’in patronu Ceyhan Saldanlı yaptığı bir açıklamada, “Sınırlı sayıda zeytin ağacı taşınacak diye, koca santraller, fabrikalar feda ediliyor. Attığımız her adımda dava ile karşılaşıyoruz. Davalar uzun sürüyor. Bizim Yatağan’ın sahalarından birinde üretim tarihi SİT nedeniyle durdu. Yerleşik, taşınamaz eser çıkmıyor, tarihi şehir falan yok. Ancak parçalar çıkabiliyor, onları da alıp müzeye kaldırabiliyorsun. Hem tarihi eserleri çıkaracaksın, hem kömürü değerlendireceksin. Hem zeytini koruyacaksın, hem üretimi yapabileceksın” sözleriyle doğanın, tarımın ve tarihin kendi çıkarları karşısında hiçbir değerinin olmadığını göstermişti.
EKOLOJİ SERVİSİ