Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi akademisyen Nagihan Akarsel’in katledilmesine kadın siyasetçiler ve aktivistlerden tepki: ‘Jîna Mahsa Amini katledildikten sonra başlayan kadın direnişi, Nagihan için de sürmeli’
Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve Jineoloji dergisi editörü akademisyen Nagihan Akarsel, dün Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde uğradığı silahlı saldırı sonucu katledildi. Uzun yıllar gazetecilik ve yazarlık yapan Akarsel, Süleymaniye’de Jineoloji Akademisi’nin kurulması, ayrıca Kürdistan Kadın Kütüphanesi’nin kurulması projesi kapsamında çalışmalar yürütüyordu.
Akarsel’i katleden Hewlêr’e kaçmak isterken yakalandığı belirtilirken, son 1 yılda Süleymaniye’de Kürt siyasetçilere yönelik 5 suikast gerçekleşti. Akarsel’in katledilmesine başta bölge kentleri olmak üzere Türkiye metropolleri ve Avrupa’dan da büyük tepkiler yükseldi.
‘Kadınlar faşist rejimlerin hedefi haline geldi’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran da JinNews’e verdiği demeçte Akarsel’in uzun yıllar kadın özgürlük mücadelesinde emek verdiğini vurguladı.
Gerçekleşen saldırının sıradan bir saldırı olmadığını ifade eden Başaran, “Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında kadınlar özgürlükleri için, özgür bir gelecek, demokratik bir sistem için mücadele ediyorlar, isyan halindeler. İran’da devam eden eylemler tam da bu isyanın, kadına dayatılan politikalara rıza göstermemenin bir sonucu. Kadınlar faşist rejimlerin hedefi haline geldiler. Nagihan arkadaşımız da bu faşist, erkek egemen, milliyetçi sistemin hedefi oldu. Jîna Amini’nin katledilmesi bizim ve dünya kadınlar açısında bir isyan gerekçesi ise Nagihan’ın katledilmesi de aynı olmalı” dedi.
‘Mücadelesini yükselteceğiz’
HDP Milletvekili Feleknas Uca ise Akarsel’in katledilmesi ile kadın mücadelesinin hedef alındığını belirterek, Süleymaniye’de son dönemde yaşana suikastlere dikkati çekti. Uca, “AKP-MHP iktidarının savaş konsepti sonucunda bu katliamlar yapılıyor. Nagihan arkadaşın verdiği mücadele gibi onun katledilmesi de kadınların çığlığına neden oldu. ‘Jin jiyan azadî’ sloganı kadınların sadece sloganı olarak kalmadı, Kürt kadın mücadelesinin fikriyatının temsili de oldu. Jîna Mahsa Amini katledildikten sonra başlayan kadın direnişi, aynı şekilde Nagihan arkadaş için de sürmeli. Bizler de buna karşı Nagihan’ın kadın mücadelesini daha da yükselteceğiz” sözlerini ifade etti.
KDP ve YNK’ye çağrı
TJA aktivisti Xecê Şen de “Onun katledilmesi ruhumuzu, beynimizi, varlığımızı yaraladı” diyerek “Yol arkadaşları
olarak peşinde olduğu hakikat mücadelesini devralıyoruz” sözlerini vurguladı.
Federe Kürdistan’daki partilere de seslenen Şen, “Başta KDP, YNK’ye sesleniyoruz. O coğrafyada bugüne kadar çok sayıda Kürt kadın, Türk devleti tarafından katledildi. Çok sayıda kadın taciz ve tecavüze uğradı. Sayısı bilinmeyecek kadar kadın orada zindanlarda tutsak ediliyor. Kürdistan hakikati bugün şunu gösterdi; bu coğrafyaya, toprağa ihanet edilmemelidir. Kadın özgürlük mücadelesine ihanet edilmemelidir. Faşizme karşı ortak bir sesin çıkması için Nagihan’a sahip çıkmalıyız” dedi.
‘Kürt kadınların direnişi örnek oldu’
Yerine kayyum atanan İdil Belediye Eşbaşkanı Songül Erden ise şöyle konuştu: “Türkiye’den tutalım dünyanın her yerinde, kadın katliamlarının ne kadar kolaylaştığını görüyoruz. Bunun nedeni katliamı yapanların korunmasıdır. Kürt kadınların özgünlüğü, Kürt kadınların direnişi ve devlet yöneticilerinin zihniyetine karşı verdiği direniş dünya kadınlarına örnek oldu ve olmaya devam ediyor. Bu mücadele dünyaya yayıldığı için de ataerkil zihniyet tarafından kadınlar katlediliyor. Bütün dünya bilsin ki kadınlar özgür olmadan toplum özgür olmayacak. Kadın devrimi devam edecek. Kürt kadınların mücadelesi devam edecek. Nagihan’ın kalemi nefret kusanlara karşı yerde kalmayacak.”
Kaynak: JinNews