Suriye’deki varlığını gizleyen İran yanlısı milis güçler, Dêrazor’un Meyadîn beldesinde hareketliliğini arttırdı
Son günlerde Suriye’de İran yanlısı güçlerin bulunduğu bölgelerde hareketlilik yaşanıyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 26 Eylül’de yaptığı açıklamada, Meyadîn şehrinde İran yanlısı gruplar ile komutanların artan bir hareketliliği olduğunu ve korku nedeniyle yaklaşık 10 gün sonra hareketin durduğunu belirtti. Uluslararası Koalisyon’un hava araçlarının saldırısına uğramamak için araçlarını gizleyen bu milislerin hareketliliği arttı.
SOHR’a göre, 29 Eylül’de İran yanlısı gruplar, Dêrazor’un doğusundaki Meyadîn kentindeki El Heyderiyê mezrası, Elî mezrası, İsa mezrası ve İran Muhafızlarının askeri kamplarında askeri eğitim gerçekleştirdi. İran yanlısı 47’nci Alay, Seyida Zeyneb Alayı, Özel Kuvvetler Alayı ve gruplarının 100’e yakın üyesinin eğitime katıldığı, grupların komutanının Lübnan’dan geldiği ve eğitim sırasında çok sayıda kimliği belirsiz uçakların hareket ettiği de ifade edildi.
Aynı ayın 30’unda SOHR, İran yanlısı grupların Meyadîn’de bazı üslerini boşalttığını bildirdi. Afgan “Fatimiyun” Tugayı üyeleri Meyadîn’deki Erbiin Caddesi’ndeki üssünü boşalttı ve bilinmeyen bir yere götürdü. Ayrıca Şam hükümetine bağlı güçlere ait 17. ve 18. grupların 7 otobüsü de Meyadîn’e ulaştı ve üyeleri El Bokemal arazisine ve şehrine dağıtıldı.
3 Ekim’de paylaşılan haberlere göre İran Muhafızları, El Bokemal’de bulunan 100’e yakın yabancı askeri Irak’a gönderdi.
SOHR, Tenef üssü yakınlarındaki Tedmur bölgesindeki İran yanlısı grupların hedef alınma korkusuyla yerlerini değiştirdiğini ve Humus’un kuzey kırsalından askeri malzeme getirdiğini bildirdi. 120 civarında asker ve askeri araçlardan oluşan sevkiyat, T4 askeri havaalanı ve Humus çevresine gitti.
Taktik operasyonlar
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İran uzmanı Hani Silêman, İranlı milis güçlerin son günlerdeki hareketliliğinin İran’ın Suriye’den çekilmeye niyetinin olmadığını gösterdiğini söyledi.
Hanî Silêman, “İran gücünü çekmiyor. Bölgenin demografik yapısının değişmesi ve kontrol alanlarını genişletmek için milisleri daha fazla kullanmak istiyor. Bunun temel nedeni ekonomik kazanımlar elde etmektir. Gaz ve petrol bölgelerinin kontrol edilmesi İran’ın siyasi, güvenlik ve ekonomik amaçlarına hizmet ediyor. Sonuç olarak son dönemde elde ettiği kazanımların hiçbirinden vazgeçmeyecektir” dedi.
Meyadîn’in İran için önemi
İran için Meyadîn şehrinin önemine değinen Silêman, “Meyadîn şehri İran için önemli. Demografik değişimde önemli bir merkez olduğu için hedef alınıyor. İran, büyükleri ve aracılar aracılığıyla sivillerden mülk satın alıyor. Bu şehir İran’ın geçiş noktası ve Bağdat ile Şam ve müttefikleri arasındaki bağlantıdır. Aynı zamanda Dêrazor da merkezi bir şehirdir. Devrim Muhafızları hareketi ve grupları için kilit bir şehirdir. Bu nedenle bu şehri kontrol etmek önemlidir. İran için harekata başlama ve bölgenin büyük bölümünü kontrol etmek anlamına geldiği gibi El Bokemal ve Qaim arasında özel bir kapıdır. Bu da İran için ekonomik önemini ortaya koyuyor” yorumunda bulundu.
Rusya izin veriyor
Rusya’nın Suriye’de hava savunma sistemine sahip olduğu biliniyor ancak son yıllarda ABD, Uluslararası Koalisyon ve İsrail, Suriye genelinde İran mevzilerine yönelik saldırılarını artırdı.
2017 yılında İsrail ve Rusya, İran ve müttefik kuvvetlerinin İsrail’in bulunduğu Suriye’nin güney sınırından 40 km çekilmesine ilişkin bir anlaşma imzaladı. Rusya ve İsrail, 2018’den bu yana aralarında bir savaş çıkmasını önlemek için “yardım hattı” mekanizmasıyla faaliyet gösteriyor.
Uzmanlar ve gözlemciler, Rusya’nın Suriye’deki eylemlerini kontrol etmek için İsrail’in İran üzerindeki baskısından yararlandığını söylüyor. Ancak bu yılın başından bu yana, İsrail’in saldırıları önemli ölçüde arttı. İsrail raporları Şam hükümeti başkanı Beşar Esad’a yönelik tehditlerden söz ettiği noktaya ulaştı. Bu durum Rusya’yı endişelendirdi.
Ayrıca uzmanlar, Ukrayna konusunda Batı ile yaşanan çatışmaların artmasıyla Rusya’nın Suriye’de İran üzerindeki baskısının azaldığını, özellikle İsrail’in Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri harekâtına karşı olduğunu belirtti.
Hani Silêman Rusya’nın durumu ile ilgili de şunları söyledi: “Şiddetli çatışmalara rağmen, Rusya dahil bazı ülkelerle kesinlikle diyalog ve siyasi dengeler var. Ancak Rusya-İran çatışmalarının ve Rusya’nın İran’ın eylemlerinden rahatsız olduğuna dair birçok işaret var. Bu geçmiş dönemde birçok durumda kendisini gösterdi. Ama sonuç olarak Rusya ile İran arasında büyük bir ortak alan var ve ABD’ye karşı ortaklıkları ve destekleri farklı şekillerde var.”
Rusya-Ukrayna savaşından bağımsız değil
Tüm devletlerin Suriye’de çıkarları olduğunu, Moskova’nın İran’ın rolünü zayıflatmaya çalıştığı ya da zaman zaman üzerine baskı uyguladığını kaydeden Hani Silêman, “Bu baskı düzeyinin azaltıldığını ve biraz esnetildiğini görüyorum. Bu esneklik nedeniyle İran bir kez daha eylemlerini arttırdı, gaz ve petrol araması ve milislerin yeniden yerleştirilmesinden bahsediyor” şeklinde konuştu.
Bütün bunların Rusya-Ukrayna savaşından bağımsız olmadığını belirten Hani Silêman, “Rusya, Avrupa devletleri ve ABD ile karşı karşıya gelmekle meşgul olduğu için İran ile bir sorun yaratmak istemiyor. Çünkü, ABD ve İsrail ile olan çatışmaları nedeniyle İran’a dayanarak İran’ın nükleer bir anlaşma yapmasını engelledi. Rusya, İran’ın petrol ve gaz satışı konusunda ekonomik kazanç elde etmek için kendisini Avrupalı taraflara bir alternatif olarak sunmasına rağmen, özellikle kış mevsimi olduğunda ve enerji konusunda Avrupa’ya baskı yapmaya çalıştı. Ama sonuçta Rusya bu konuya kontrol altında tutmaya çalışıyor ve kendisini İran’ın vekili olarak görüyor. Bu nedenle bu dönemde İran’ı kaybetmemek için çıkarlarını savunuyordu” ifadelerini kullandı.
ABD-İran ilişkileri
Bu gelişme İsrail’in şiddetle karşı çıktığı anlaşmanın uygulanmasına ilişkin iyimserliğin azalmasıyla birlikte İran ve ABD arasında nükleer anlaşmanın yenilenmesine ilişkin görüşmelerin azalmasıyla geldi.
İran ile ABD arasındaki diyalogdaki ilerleme üzerine Hanî Silêman sözlerine şunları ekledi: “Kuşkusuz nükleer anlaşma diyaloğu ve İran’ın Suriye içindeki eylemleri arasında ilişkiler var. Diyaloğun engellenmesine ve karşı baskılara rağmen İran’ın bazı hatlarda ilerlemeye çalıştığı düşüncesindeyim. Uranyum zenginleştirme ve centrifuges cihazının kullanımını arttırmanın nükleer anlaşmadan çekilme önlemlerinin güçlendirilmesi arasında bir paralel hat var. Diğer taraftan bazı alanlarda ABD’ye baskı yapmak için özellikle Washington’un rolü ve gücünün olduğu Kuzey ve Doğu Suriye’de hegemonyasını kurmaya çalışıyor.”
İran varlığını ve milislerini arttırarak baskı yapmaya çalıştığına işaret eden Hani Silêman, “Tahran, ABD’nin çıkarlarına baskı yapmak için hareket ediyor, ancak bu yetmez, belki de amacı, Washington’da sesini büyük ölçüde yükselten, ABD tarafını endişelendiren ve üzerine çok baskı yapan İsrail tarafına baskı yapmaktır” dedi.
Hani Silêman, İran’ın eylemleriyle şu mesajı vermeye çalıştığını söyledi: “Biz (İran) eylem yapabilir, etkileyebilir, tehdit edebiliriz ve nükleer anlaşmasını beklemiyoruz. Ama İran, bu devletlere karşı diyalogda önemli bir araç olarak kullanmak için daha fazla kazanç elde etmek istiyor.”
Kaynak: Yehya El Hebîb / ANHA