Buğday, ekmeğin anasıdır ve Türkiyeli insanların temel beslenme kültürüdür. Bu nedenle buğdaya ilişkin fiyat politikaları önemlidir. Fakat gereken önem verilmediği için buğdayın üretilmesinde sıkıntı var. Üstelik sıkıntı büyüyor. Önlem yetersiz, bu yüzden ekmek ve makarna fiyatlarının artması beklenmelidir. Çünkü buğdayın fiyatı maliyet, ya da maliyete yakın belirleniyor. Küçük üreticiler üretimden kopuyor, yeterli buğday üretilemiyor. Yeterli buğday üretimi olmayınca ihtiyaç mecburen dışarıdan karşılanıyor. İhracatçı şirketler, alıcı ülkenin yeterli stokun olmadığını bilirse, -ki biliyorlar- kendilerine mecbur kalındığını biliyor, fiyat belirleme tek taraflı olarak şirketlerin kontrolüne geçiyor. Onlar da istedikleri gibi fiyatla oynuyorlar. Bu konuda ne yaşadığımıza bakarsak, bizi neyin beklediğini anlayabiliriz. 2021 yılında Türkiye’de buğdayın ton fiyatı 2.250 TL olarak belirlendi. Üretim ihtiyacı karşılamadı, dışarıdan tonu 4680 TL’ den ithal edildi. Ekmek ucuz olsun, halk erişsin sosyal çalkantıya neden olmasın diye dışarıdan tonu 4680 TL’den alınan buğday fırıncılara tonu 2680 TL’den verildi, yani 2030 TL’si hazine tarafından karşılandı. Şu andaki ekmeğin fiyatı fırıncıların tonunu 2650 TL’den aldığı buğdaydan elde edilen un ve diğer girdiler üzerinden belirlenmiş durumda. Toprak Mahsulleri Ofisi-TMO sanayiciye makarnalık buğday fiyatının satış fiyatını 7.600 TL olarak belirledi. Açıklanan bu fiyata göre ekmek ile makarnanın fiyatı ne olur?
1 litre süt 1,5 kg yem alamıyor
Hayvancılık çiftçiye, çiftçiliğe daima destek olmuştur. Hayvancılık yapan çiftçi yapmayana göre ekonomi-politik dalgalanmalardan daha az etkilenir. Hayvancılık politikaları bu bakımdan çiftçiler için önemlidir. Hayvancılıkta yem maliyetin yaklaşık yüzde 60’nı oluşturur. Hayvan yetiştiren çiftçi 1 litre süt ile 1,5 kg yem alabilirse ayakta kalır. Buna süt/yem paritesi denmektedir. Ayrıca sütün diğer girdiler ile birlikte maliyeti şu an 10 TL’yi geçmiş durumda. Bu maliyet karşılanmaz, kazanç elde edemezse çiftçi hayvancılık yapamaz, süt veren inekler kasaplık olur, kesime gider. Şu anda 1 kilo yem 6.5-7 lira arasında, süt fiyatı ise 7.5 lira. Parite 1.13’lerde. Diğer girdilere birlikte hayvan yetiştiricisi zarar ediyor. Oysa dünyada bu parite 1.5’lerde. Çiftçiden süt ucuza alınıyor da tüketici ucuz erişiyor da değil. Sütün çiftçiden çıkış fiyatı 7,5 TL, markette satış fiyatı yaklaşık 4 kat, yani 30 TL civarında. Çiğ süt fiyatını belirleyen Ulusal Süt Konseyi’nin devlet kanadı ile özel sektöre mensup üyeleri toplantıya katılmadığı için çiftçinin çiğ süt fiyatı güncellenemiyor. İnekler kesime gönderiliyor. Anlayacağınız hayvancılık ve buğday politikaları da, Maliye Bakanı Nebati’nin “Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöroekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır” politikasının tam yanında yer alıyor. Başka bir deyişle, eğik düzlemde kayıyor!