Kültür ve Turizm Bakanlığı, kamu taşınmazlarının turizm yatırımları tahsis yönetmeliğinde değişiklik yaptı. Buna göre, koruma alanlarında turizm alanı olarak işaretlenmiş yerlerin ihalesiz, duyurusuz tahsisi yapılabilecek.
Resmi Gazete’nin önceki günkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik değişikliğiyle yeni hükümet sistemine uyum çerçevesi adı altında kamu arazilerinin turizm yatırımlarına tahsis izninin Cumhurbaşkanlığı tarafından verilmesi sağlandı. Yönetmeliğe, “Turizm tesisi hizmet alanlarının tahsisi” başlıklı son anda eklenen bir madde ile milli parklar da ve koruma alanlarında sınırsız yağmanın önü açıldı. Milli park ve tüm koruma alanlarında bazı bölgeler Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (KTGB), Turizm Alan ve Turizm Merkezleri (TM) ilan edilmişti. Bu yönetmelikle birlikte, koruma bölgelerinde daha önce yapılan veya yeniden yapılacak olan planlarda ‘turizm tesisi hizmet alanı’ olarak işlenmiş yerlerin ihalesiz tahsisi sağlandı. Ayder ve Uludağ gibi Türkiye’nin dört bir yanında ki koruma bölgeleri ve milliparklar sermaye hizmetine sınırsızca sunularak yok edilecek.
Hizmette sınır yok!
Antalya Kemer, Belek, Lara, Uludağ, Ayder gibi bölgelerde beş yıldızlı ve birinci sınıf tatil köylerinin hizmet alanlarının tahsis bedeli beş yıldızdan değil bir yıldızlı otel birim maliyeti üzerinden hesaplanacak. Böylece birim maliyeti 146 bin lira yerine 27 bin lira olarak alınacak. Bakanlık verilerine göre Türkiye genelinde 81 tanesi kıyı, 80’i termal, 34’ü yayla-eko turizmi, 29’u kış, 19’u İstanbul Kent Turizmi, 12’si kültür-kongre-inanç, 9’u spor, 3’ü turizm kenti olmak üzere toplam 267 tane Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ve Turizm Alan ve Turizm Merkezleri bulunuyor.
Yağma alanı büyüyecek
Yönetmeliğin ek maddesinin beşinci fıkrasında ise Bakanlığın, ‘kamu yararı olduğuna ve zaruret bulunduğuna karar vermesi’ halinde yine Milli Park sınırları içinde kalan alanların ‘Uzun Devreli Gelişme Planları’nda değişiklik yapılacak. Böylece Uludağ, Kemer, Olimpos, Beydağları, Ayder gibi Türkiye’nin dört bir yanındaki milli parkların planlarına turizm tesisi hizmet alanı işlenecek. Bu koruma alanlarında ‘kamu taşınmazı’ tahsis edilen yatırımcılara ihalesiz, duyurusuz tahsis edilebilecek. Yönetmeliğe eklenen bir diğer maddeyle de kısa süreli günübirlik tesis alanı kiralamaları, ön izin ve kesin tahsis usulüne tabi olmayacak. Komisyonca belirlenecek usul ve esaslara göre yürütülecek.
Doğal alan bırakmayacaklar
Koruma altında alınmış doğal alanların oranı dünyada %6, Avrupa Birliği’nde %11,İngiltere’de %21, Almanya’da %25, Danimarka’da %35 düzeyindeyken Türkiye’de ise %1’e (yüzde bir) yakın bir oranla yok denecek kadardır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de milli parkları diğer doğal alanlardan ayıran belirli özellikler vardır. Milli parklar, barındırdığı yaban yaşamının korunması için yasalar yoluyla insan etkinliklerinin bile engellendiği ve kendi doğallığına bırakıldığı alanlar olarak korunmaktadır. Büyükşehir yasası ile birlikte büyükşehir statüsünde olan illerde koruma alanları belediyelere devri sağlanarak adeta yağmaya açılmıştır. Milli parklardan biri olan Uludağ’da AKP’nin Bakanlar Kurulu, 13 Şubat 2006 tarihli kararı ile daha önce işaretlenen ve Uludağ’da 1. ve 2. Turizm Gelişim Bölgeleri adı verilen alanla birlikte Sarıalan yaylasınıda içine alan 1600 hektar millipark alanı, Milli Park sınırlarından çıkararak turizm bölgesi ilan edilmişti. Gösterilen tepki üzerine 300 hektara düşürülen bu karara itiraz edilmiş ve Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Ancak bu karara rağmen tahsisler devam etmiş ve Milli Park sınırları içinde birçok işletme açılmıştı. Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, özel çevre koruma bölgeleri AKP iktidarı ile birlikte hedef haline getirildi fakat bu da yetmedi. İncekum Tabiat Parkı’nda açılan 5 yıldızlı İslami otelin Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sitesinde görülmemesi dikkat çekiyor.
EKOLOJİ SERVİSİ