Diyarbakır’da adliye önünde bir araya gelen STÖ’ler Ceylan Önkol’un katledilmesinin 13’üncü yıldönümü dolayısıyla açıklama yaptı; Türkiye yükümlülüklerini yerine getirsin
Diyarbakır Adliyesi önünde bir araya gelen İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Çocuk Komisyonu ile Sosyal Hizmetler Uzmanları Derneği Diyarbakır Şubesi (SHUDER), Rengarenk Umutlar Derneği, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi ve Göç Vakfı, Ceylan Önkol’un katledilişinin 13’üncü yıldönümü nedeniyle basın açıklaması düzenledi.
Açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Eylül Özgültekin, “Türkiye’nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğunu, bu sözleşmeyle tüm çocukların yaşama ve gelişme hakkının güvence altına alındığını bütün sorumlulara hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.
Lice’de askeri birimlere ait bir havan mermisinin patlaması sonucu 12 yaşındaki Ceylan’ın 13 yıl önce bugün yaşamını yitirdiğini hatırlatan Özgültekin, “İHD Diyarbakır Şubesi tarafından 2009’da yapılan açıklamasını hatırlatarak Önkol’ın hedef gözetilerek katledildiğini ifade etti.
Savcılığın tartışmalı kararı
Özgültekin, soruşturmayı yürüten dönemin savcısı, Önkol’un ölümüne neden olan ancak bir türlü bulunamayan şüpheliler hakkında, ‘Görevini kötüye kullanmak’ suçlamasıyla açtığı soruşturmada takipsizlik kararı verdiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Yine savcılıkça, Ceylan’ın yaşamını yitirmesinden 5 yıl sonra (30 Nisan 2014) soruşturma dosyasında mühimmatın sabit durduğu, daha önce kim tarafından atıldığının belli olmadığı gerekçesiyle ‘daimi arama’ kararı vererek dosyayı rafa kaldırmıştır. Ayrıca Ceylan Önkol’un ölümüyle ilgili yargı sürecinde etkin soruşturma yapılmadığı ve yaşam hakkının ihlal edildiğine dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuruyu, 2017’de değerlendiren mahkeme ihlal bulmamıştır”
10 yılda 228 çocuk yaşamını yitirdi
Asker ya da polislerin şüpheli konumunda yer aldığı diğer dosyalarda olduğu gibi Ceylan’ın dosyasında da çok etkili ve tarafsız bir soruşturma yürütülmediğini vurgulayan Özgültekin “Ceylan’ın yaşamını yitirmesinden sonraki sürece bakıldığında da yaşamını yitiren tek çocuğun maalesef Ceylan olmadığı görülmüştür. İHD’nin 2021 yılında yayınladığı 2011-2021 tarihleri arası silahlı çatışma ortamında çocuklara yönelik yaşam hakkı ihlalleri raporu’nda bölgede en az 228 çocuğun gerek kolluk gerekse farklı aktörler tarafından yaşamını yitirdiğine dikkat çekmiştir” dedi.
Özgültekin’in konuşmasının devamında şu ifadelerde bulundu; “Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklarla ilgili idari ve yargı organlarınca, etkili ve adil bir soruşturma yürütülmemesi, faillerinin gizlenmesi ve yargı karşısına çıkarılmaması, gerçekleştirdikleri ihlalleri sürdürmeye teşvik etmektedir. Tarafı kim olursa olsun her çocuğun yaşam hakkını koruma yükümlülüğü devlete aittir. Bu sebeple çatışmaların hiçbir koşul altında çocukların yaşam alanlarını etkilemesine izin vermemelidir. Yaşama ve gelişme hakkı elinden alınan her bir çocuğun adalet arayışı için mücadele edeceğimizi beyan ediyoruz. Bir kez daha, Türkiye’nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğunu, bu sözleşmeyle tüm çocukların yaşama ve gelişme hakkının güvence altına alındığını bütün sorumlulara hatırlatıyoruz. Türkiye Devleti’ni sözleşmedeki yükümlülükleri gereğince; her bir çocuğun ölümünde koşulsuz şartsız çocuklardan yana taraf olmaya ve çocukların yaşamını yitirmesinde sorumluluğu olan her failin tespit edilerek etkili bir idari ve cezai soruşturma sürecini başlatmaya çağırıyoruz.”
DİYARBAKIR