Federe Kürdistan Bölgesi’nde ‘Kürt kazanımlarının yok edildiği eşik’ olarak tanımlanan referandumun üzerinden 5 yıl geçti. 5 yılda başta Kerkük ve petrol kuyuları olmak üzere birçok kazanım kaybedildi
Federe Kürdistan Bölgesi’nde 25 Eylül 2017’de yapılan bağımsızlık referandumu üzerinden 5 yıl geçti. Oylamada seçmenlere “Kürdistan Bölgesi ve Kürdistan Bölgesi dışında kalan Kürt yerleşimleri’nin bağımsız bir devlet olmasını istiyor musunuz?” sorusu soruldu ve seçmenlerin yüzde 92.72’si bu soruya yanıt olarak “Evet” oyunu verdi. Bu referandumun hayata geçirilmesi başta Türkiye olmak üzere bir çok çevre tarafından engellenirken, Kürtler sadece Federe Kürdistan Bölgesi’nde topraklarının yarısını kaybetmekle kalmadı, 140’ıncı maddeyi kapsayan bölgelerde Kürt kimliğinin, dilinin, kültürünün yok edilmesi tehlikesiyle de karşı karşıya kaldı. Referandum sonucunda Kürtlerin statüsü zayıfladı ve artık Irak ve bölge siyasi arenasında yeterli bir etkiye sahip değil.
Referandumun sonuçları
2014’ten 2017’ye kadar olan süreç Kürtler açısından uluslararası arenada önemli bir sınavdı. Kürtler, bu durumu iyi bir deneyim ve birçok olanak elde ettiği bir süreç olarak değerlendirdi. Ancak referandum sadece bağımsızlık ve başarı hayalini yıkmakla kalmadı, Kürtlerin statüsünü de tehlikeye attı. Kürt halkının iradesini kırdı. Sonraki başarılar da irade üzerinde bir etki yaratmadı.
Kobanê’nin sesi
Mexmur’un ve ardından Kobanê’nin özgürlüğüyle Kürtler giderek güçlendi ve bunun sonucunda Kobanê, dünyaya Kürtlerin direnişinin duyurulması ve Kürtlere büyük bir desteğinin verilmesi için iyi bir kapı açtı. Kürtler 2017 yılına kadar Kobanê, Şengal, Kerkük, Gulale, Başîka, Tebqa, Minbic, Şirîn ve diğer bazı ilçeleri IŞİD çetelerinden kurtardı ve büyük başarılar elde ederek kendinden söz ettirdi. Kürtler, Kerkük ve 140’ıncı maddeyi kapsayan bölgenin tamamının kontrolünü ele geçirmeyi başarabilirdi.
Karar alındı
7 Haziran 2017’de Kürdistan Bölgesi’ndeki bazı siyasetçiler ve siyasi parti temsilcileri, dönemin Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani başkanlığında bir araya gelerek 25 Eylül 2018’de Kürdistan’ın bağımsızlığı için referandum yapılmasına karar verdi. Referandum kararı, kısa bir süre sonra bölgesel ve uluslararası tepkilere neden oldu.
Uluslararası düzeyde Kürdistan Özgürlük Hareketi (Tevgere Azadi) gibi bazı partiler boykot kararı alırken, diğer bazı taraflar ise “Şimdi hayırlı değil-Niha Nexêr” hareketi ilan etti.
Türkiye anında karşı çıktı
Irak, İran, Türkiye ve Suriye anında karşıtlığını ilan ederek, referanduma karşı çıktılar. Irak, referandumu bütünüyle reddederek yapılacak olası bir referandumu da tanımayacaklarını açıkladı. İran ve Türkiye, Irak ile birlikte Kürdistan Bölgesi’ndeki sınırları ve havaalanlarını kapatmakla tehdit etti. Federe Kürdistan Bölgesi sınırında da askeri tatbikatlar gerçekleştirdiler.
ABD’nin tutumu
Küresel düzeyde, ABD, Avrupa ve Rusya referanduma karşı olduklarını ifade ettiler. 2018’de Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Eşbaşkanı Lahor Şêx Cengi, ANF’ye verdiği röportajda, ABD’nin referandum konusundaki tutumunu açıklayarak şunları söyledi: “Kürdistan Bölgesi’ndeki yetkililer, ABD’nin tutumunu halktan gizledi. ABD’li yetkililer bizimle görüştüler ve ‘Irak’ın toprak bütünlüğünün bu aşamada bizim için önemlidir’ dediler. IŞİD’e karşı savaşılıyor. ‘Anayasal haklarınız bir yıl içinde verilmezse ve sorunlarınız çözülmezse, referanduma gidin ve biz de sizi destekleyeceğiz’ dediler.”
Kürdistan Bölgesi’nde yapılacak referanduma karar veren yetkililer ABD’nin önerisini reddetti. 15 Eylül 2017’de, yani referanduma 10 gün kala KDP Başkanı Mesud Barzani, “Referandum yapacağız ve kimsenin fikrini dikkate almayacağız” diyerek referandum konusundaki ısrarını yineledi.
Referandum günü
25 Eylül 2017’de Kürdistan Bölgesi’nde Şengal ve 140’ıncı maddenin kapsadığı alanların dışında her yerde referandum yapıldı. Referandum sonucunda halkın yüzde 92,72’si bağımsızlığa “evet”, yüzde 7,27’si “hayır” dedi.
Erdoğan’dan tehdit
Referandum döneminde Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mesud Barzani’yi suçlayarak, “Siz kimsiniz? Neyiniz var? Devlet nasıl kuracaksınız? Kim sizi bu fikre yönlendirdi? Size ambargo uygularsak, yiyecek bir şeyiniz olmaz, açlıktan ölürsünüz” diyerek açık bir şekilde tehdit etti.
Referandumdan 4 gün sonra Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik kuşatma başladı. Federe Kürdistan Bölgesi havaalanları kapatıldı ve sınırda yapılan ticaret azaldı. İran, Irak ve Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’ni her yönden tehdit etti.
Referandumdan önce, Irak hükümeti 140’ıncı madde alanında kalan bölgeler (Irak kontrolündeki tartışma bölgeleri) için referandum yapılmasını engellemek için birçok girişimlerde bulundu, ancak Federe Kürdistan Bölgesi yetkilileri bu bölgelerde de referandum yapılmasında ısrar etti. Referandumun ardından dönemin Irak hükümeti, Kürdistan Bölgesi’nden pêşmergelerini bu bölgelerden çekmesini ve Irak ordusuna teslim etmesini istedi.
Irak’ın bu kararı Hewlêr’i zor duruma soktu. Birkaç toplantı ve müzakereden sonra, Hewlêr’e güçlerini 140’ıncı maddeyi kapsayan bölgelerden çekmesi için 48 saatlik süre verildi. 48 saatlik süre 15 Eylül’de sona erdi. Hewlêr, Kürt siyasi tarafların durumu değerlendirmesi için ek süre istedi.
KDP ve YNK aynı gün Süleymaniye’nin Dukan ilçesinde üst düzey yetkililerin de katıldığı bir toplantıda bir araya geldi, ancak anlaşma sağlanamadı. YNK Eşbaşkanı Bafil Talabani, Dukan toplantısının içeriğini 2020 sonunda verdiği bir röportajda şöyle açıkladı: “Irak ordusunun Kerkük’teki K1 Askeri Üssü’ne dönmesini istediklerine dair bir belge vardı. Toplantıda bu öneriyi tartıştık ama kardeşlerimizin gönlüne göre değildi.”
Kerkük’e saldırı
16 Ekim 2017 sabahın erken saatlerinde Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri Kerkük, Xurmatu, Daqoq ve Havice’ye saldırdı. Bu saldırılara karşılık Pêşmerge güçleri, yetkililerin talimatıyla bölgeden çekildi. Pêşmerge güçleri Kerkük’ün kuzeydoğusunda Qarehencîr kasabasına ve Kerkük’ün kuzeyindeki Teq Teq kasabasına çekildi.
Pêşmerge güçleri de Xurmatû sınırındaki Zinane kasabasına çekildi. Bu saldırılar sonucunda çatışma bölgelerinde yaşayan binlerce kişi yerinden göç etmek zorunda kaldı.
16 Ekim olaylarının ardından pêşmerge güçleri, Başurê Kürdistan’ın topraklarının yüzde 51’ini kapsayan tüm bölgelerden çekildi. Kaybedilen bu topraklarda Kerkük dışında sekiz ilçe ve 21 belde vardı. Petrol kuyularının çoğu da Irak ordusunun eline geçti.
16 Ekim’den bir gün sonra, dönemin YNK Sözcüsü Sadi Ehmed Pire, düzenlediği basın toplantısında İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Türkiye’nin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Kerkük’ün işgal operasyonuna katıldığını söyledi.
Petrol kuyuları kaybedildi
16 Ekim 2017 olaylarından sonra Federe Kürdistan Bölgesi petrol ihracatının yüzde 55’ini kaybetti. 16 Ekim olaylarından önce 12 petrol kuyusu Federe Kürdistan Bölgesi’nin kontrolündeydi. Ancak daha sonra Havana, Bay Hesen, Babegurgur, Xebas, Cembur, Enzale ve Betme petrol kuyuları kaybedildi ve Irak merkezi hükümeti tarafından ele geçirildi. Bu petrol kuyularından günde 445 bin varil petrol çıkarıldı.
Bu kuyulardan kaynaklanan petrol kaybına ek olarak, Federe Kürdistan Bölgesi Hükümeti Dana Gas şirketinin çalıştığı kuyulardan gelen doğal gazı da kaybetti.
5 yıl sonra
Referandum Kürtlerin statüsüne büyük bir zarar verdi. Siyasi gözlemcilere göre, Kürtlerin statüsü büyük bir zarar gördü ve bu durum Irak’ın siyasetini de etkiledi. Özellikle 2018’de hükümetin kurulması aşamasında yaşandı. Uzmanlar, “Irak hükümeti kurulmadan Hewlêr’de karar alınıyordu. Ancak 2018’de Kürtlerin en büyük çabası, Irak hükümetinin yeni kabinesine katılmaktı” diyor.
16 Ekim’den olaylarının ardından 140’ıncı madde alanları bir kez daha Kürtlerin elinden çıktı. Bölgenin demografisi yapısını değiştirmeye yönelik girişimler sürüyor. Açıklanan verileri göre, 2017 yılından bu yana Kerkük vilayetine yaklaşık 600 bin Arap aile getirildi.
Araplaştırma politikası
Siyasi gözlemci İdris Hacı Adil, referandumun kötü sonucunu ve bunun Federe Kürdistan’ın demografik değişimine etkisini şu sözlerle değerlendirdi: “Baas rejimi döneminde olduğu gibi bu beş yıl içinde 140. maddede yer alan alanlarda Araplaştırma politikası başlamış ve hala devam etmektedir.”
Referandumdaki ısrar neydi?
Referandumdan şimdiye kadar Kürt tarafları genel olarak şu soruları soruyor, “Kürdistan Bölgesi hükümeti tüm baskılara, tehditlere ve vaatlere rağmen neden referandumda ısrar etti?” Amacının bir devlet inşa etmek olmadığını kendileri itiraf ettiler. Nêçirvan Barzani referandum günü yaptığı açıklamada, “Referandum, bağımsızlığın sınırlarını belirlemekle için değildir” dedi. Soru şu ki, referandumun amacı bağımsızlık değilse, neden Federe Kürdistan Bölgesi topraklarının yarısı, Kürtlerin statüsü ve mali kaynakları referanduma feda edildi?
Kaynak: Rojnews