Haydar Ergül
Günümüzde liberalizm en fazla tartışılan kavramlardan biridir. Kelime olarak özgürlük veya serbestlik anlamına geliyor. Ancak yaşanan uzun süre sonucu anlam içeriklerinde yaşanan değişim sonucu kelime anlamında ciddi sapma ve değişikliklere uğradı veya uğratıldı. Bir kelime veya kavram olmanın ötesinde ideolojik ve onun öncelediği yaşam oldu. Sadece bir kelime olarak kalsaydı, iyi bir kelime olurdu. Özgürlük veya serbestlik hemen her insanın ulaşmak istediği istemdir.
Liberalizm kapitalist ulus-devletinin ideolojisi olarak serbestlik içeriği ile burjuvazi tarafından her alana çekilebilecek şekilde maymuncuk anahtar rolü oynatılıyor. “Bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler” parolasıyla uçları açık değerlendirilir. Bu yaklaşım kişilerde bir özgür yaşam algısı yaratır. Günümüzde bu kavram neoliberalizm şeklinde de kullanılıyor. Nasıl kullanılırsa kullanılsın özde bir farklılık yaratmıyor; sadece zihinleri, düşünceyi muğlaklaştırılmada rol oynatılıyor.
Liberal ideoloji pozitivizme dayanır, yani bilimsel düşünceyi esas aldığı iddiasındadır. Bununla ideolojik olarak hem kendini meşrulaştırıyor hem de toplumsal varlığı mekanik davranan bir nesneye indirgiyor. Halbuki toplumsal varlık tarihi süreç içinde insan tarafından inşa edilen daimi bir oluş halidir. Yani toplum esas yönüyle sübjektif olan; başta kendi üretim etkinliği olan maddi-manevi ve evrenin doğrudan veya dolaylı yansıması sonucu oluşup daim olmuştur. Dolayısıyla insan oluşumu sadece maddi kapsam içine sığdırılamayacak kapsamda bir varlık; o, mühendislik inşasına sığmayacak ontolojisini deforme etme, bozuma uğratılamayacak düzeyde bir oluştur. Her tür devlet ve toplum krizi temelde onun bozuma uğratılması ve dejenere edilmesinden kaynağını almaktadır.
Liberalizm insanı aşırı tüketime yönlendiren ve kârı esas alan bir yaklaşım olduğundan; günümüzün temel çelişki, baskı, zulüm ve savaşların kaynağıdır. Asırlara dayanan aşırı tüketim hastalığı, insanı veya toplumu üsten şekillendiren yaklaşım; liberal ideolojinin hem zihniyette hem de yaşamda neredeyse etkisi altına almadığı tek bir birey kalmamıştır.
Liberalizme sıradan yaklaşılması gereken bir realite değildir. Antikapitalist olmak, demokratik ve özgür bir yaşama yönelmek, liberalizm etkilerine karşı mücadelede önceliği kendisinde başlatmak temel bir yaklaşım olarak ele almayı zorunlu kılmaktadır. Çünkü insan her tür davranış veya yönelimi de düşünerek hareket eder. Demokratik ve özgür bir yaşamı amaç edinen birey, liberalizm etkilerine karşı mücadeleyi en başa almaz ise başarılı olma sansı yoktur. Hatta çoğu zaman farkında olmadan kapitalizm veya köleci yaşama hizmet eder halde olmaya götür. Niyet özgür yaşam ama pratik ona tezattır. Devrimci mücadele saflarında buna çok sayıda örnek pratik vardır.
Bende liberalizmin etkileri yoktur yaklaşımı, en temel yanlıştır. Kapitalist modernist yaşam günün yirmi dört saatinde insan yaşamını maddi-manevi olarak sarmalamış durumdadır. Onun içinde yaşanıyor. İnsan diyalektik olarak yaşadığı ortamda hem etkilenen hem de etkileyendir. Kapitalist yaşam baskın olduğundan en çok etkileyendir. İnsan demokratik modernist zihniyetle sürekli kendini donatmazsa, kapitalist yaşamın ideolojisi liberalizme karşı mücadeleyi yürütemez ve ona karşı yenik durumdadır.
Nasıl yaşıyorsan öğle düşünürsün düsturu liberalizmin kişilikteki etkilerini ve sonuçlarının anlaşılmasında temel öğedir. Kapitalist gibi yaşıyor ama demokrat olma iddiasındadır. Bir de kendinin antiliberalist konumda ve iyi bir teorisyen olduğu iddiasındadır. Asıl tehlikenin ve yanılgının başlangıç noktası budur. Üslup ve yaşamda yetkiyle yürüyen, ayrıştıran-bölen, gruplaştıran, sen-ben ikilemi içinde bulunan, fazla emek vermeyen, pratikleşmeyen, sorunların kaynağını başkalarında gören, kendisi çözümsüzlüğün önemli yandaşı olmasına rağmen pirüpak göstermeye çalışandır.
Bir hakikatçi ne ararsa kendinde arar; çözümün de çözümsüzlüğün de kendisinde olduğunu bilir. Hakikat insanın özündedir, başka yerde değildir. “Cahil çevresini yoklar, kâmil özünü yoklar.” Özgürlükçü kâmil insandır. Başarının kaynağını başka yerde değil, kendinde, özünde arar. Zaman içinde liberalizm etkileri sonucu özünde oluşan kirlenmeleri temizlemekten korkmaz. Özü yoklamak budur. Buna özeleştiri denir. Cesaretli olmanın temelini özü temizlemekten çekinmeyen, onu coşkuyla yapar. Özgür insan da böyle oluşur ve cesaret böyle başlar.