Marmaris, Bodrum ve Menteşe’de yurttaşlar rant projelerine karşı direnişlerini sürdürüyor; Tüm canlıların yaşam hakkı olduğuna inanıyorsanız gelin kol kola girelim
Muğla tarihinin en büyük ekolojik talan projeleri ile karşı karşıya, yurttaşlar ise bu talan karşısında direnişlerini sürdürüyor.
Marmaris’te Milli Park içerisine yapılan devre mülk ve otel projesi, Bodrum’da Bargilya Tuzlası Sulak Alanı’na yapılan konut ve Deştin ile Bayır köylerinde yapılan çimento fabrikasının yanı sıra tüm koylar birer birer ranta açıldı.
Talana karşı direniş de dalga dalga yayılıyor. Deştinliler, köy girişine kurdukları çadırda nöbetlerine devam ederken, Marmarisliler ise Milli Park girişindeki kapıları bir bir söküyor. Mahkeme kararına rağmen süren inşaatı her gün rahatsız eden kent halkı, defalarca gözaltına alınmalarına rağmen direnişlerini sürdürüyor.
MA’dan Tolga Güney’e konuşan Muğlalılar “doğamız için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi
Sinpaş hukuku ayaklar altına aldı
Marmaris Kent Konseyi üyesi Halime Şaman, yaşam alanı savunucularının yeni yüzyılın yetkisiz görevlileri olduğunu söyledi. Görevini yapmayan kuruluşların görevlerini yapmaya çabaladıklarını vurgulayan Şaman, “Muğla 3’üncü İdare Mahkemesi İçmeler’de verilen inşaat projesi için ÇED gerekli değildir kararını iptal etti. Kanunların gereğini yaptılar. Ancak bu kararın doğal sonucu olarak valilik ve ruhsatlardan sorumlu belediyenin görevini yerine getirmesi gerekiyor. Maalesef her 2 kurumda konuyu görmezden geldiğini görüyoruz. Mahkeme kararı olmasına rağmen belediye usulsüz bir şekilde inşaata izin veriyor. 17 ruhsata ayrı ayrı işlem yapması gerekirken, bir tane mühürleme işlemi yaptı. Ancak bu mührün gereğini de yerine getirmediler. Yaklaşık 35 yıl önce başlatılan, şu ana kadar hukuku tanımayan Sinpaş Kızılbük inşaatı mahkeme kararına rağmen devam ediyor” dedi.
ÇED süreci
Son olarak da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın proje için ÇED süreci başlattığını aktaran Şaman, bilirkişi raporlarına dayanan bir mahkeme kararı olmasına rağmen bakanlığın bu adımı atasını facia olarak niteledi.
‘Gelin kol kola girelim’
Konuyla ilgili dava sürecinin devam ettiğini hatırlatan Şaman, hukuk yolundan vazgeçmeyeceklerini fakat bunun sadece bir hukuki mücadeleyle yürümeyeceğini de sözlerine ekledi. Kamuoyunun caydırıcı gücünden yararlanmak için de mücadele ettiklerini dile getiren Şaman, “Kızılbük’te yaşananlar bizim için turnusol kâğıdı olacak. Doğamız için ne kadar mücadele edeceğiz. Onun dışındaki her şey sadece bir laf kalabalığı olur ki o da 35 yıldır bir işe yaramadı. Ama bizim verdiğimiz mücadele sonrası 35 yıl sonra milli park girişindeki kapıyı kaldırtarak milli parkı yeniden halkın kullanımına açtırdık. 35 yıl boyunca buranı insanı oraya giremedi. Bu inanç, kararlılık ve ısrarla devam edeceğiz. ‘Biz ormansız yaşayabiliriz, bizim temiz havaya ihtiyacımız yok’ diyorsanız gerisine siz karar verin. Ama bunlara karşıysanız, tüm canlıların yaşam hakkı olduğuna inanıyorsanız gelin kol kola girelim” diye konuştu.
Menteşe’deki direniş
Menteşe’ye bağlı Deştin’de çimento fabrikasına karşı mücadele yürüten Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi Eş Sözcüsü Haluk Özsoy ise, Deştin ve Bayır’ın yeşil alanlarının kurulacak fabrikayla yok olacağını kaydetti. Fabrika ile birlikte bölgeye onlarca maden ocağı da açılacağını ifade eden Özsoy, Menteşe Belediyesi’nin ruhsatı iptal etmesi için mücadele ettiklerini belirtti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi’nin de belediye başkanına talimat verdiğini sözlerine ekleyen Özsoy, “Fakat belediye başkanı hala bunu yerine getirmedi. Artık verilen sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz. Neden bu kadar direndiklerini anlayamıyoruz” dedi.
Dava Danıştay’da
ÇED olumlu kararına ilişkin açtıkları davanın da Danıştay’da devam ettiğini aktaran Özsoy, burada da olumlu gelişmeler yaşandığını kaydetti. Danıştay’ın bölgeyle ilgili olumlu sorular sormaya başladığını dile getiren Özsoy, şunları söyledi: “Danıştay Deştin’in fabrikanın etki alanında olup olmadığını sordu. Zaten köye 3 kilometre uzaklıkta. Yine ‘Etki alanındaysa fabrikanın kurulacağı köylülere ilan edildi mi’ şeklinde sorular soruldu. Bu anlamıyla hukuk sürecinin iyiye gittiğini düşünüyoruz. Ancak tarım ve turizm şehri olarak nitelendirilen Muğla’nın bir anda sanayi kentine dönüştürülmesine neden kimse sesini çıkarmıyor. Bunu bütün Muğla halkı merak ediyor. Bir an önce Menteşe Belediyesinin verdiği ruhsatı iptal ederek bu yeşil alanın bozulmasına izin vermemesini istiyoruz.”
MUĞLA