Sevk edildiği cezaevinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Barış Keve’nin babası Bahattin Keve, oğlunun intihar ettiğine inanmadıklarını belirterek, ‘Organizeli bir şekilde katledildi’ dedi
Malatya Akçadağ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutulan Barış Keve, 18 Eylül’de şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Keve hakkında çözüm sürecinin bitmesi ile birlikte “Örgüt üyesi olmak”, “Örgüte yardım ve yataklık”, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Örgüt propagandası” iddiasıyla birçok soruşturma ve dava açıldı. 2017 yılında tutuklanan Keve’ye Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Kararla birlikte 3 buçuk ay tutuklu kalan Keve, adli kontrol şartıyla tahliye edildi. İstinaf tarafından onanan ceza ardından Yargıtay’a taşındı. Yargıtay, Keve’nin tüm davalarının birleştirilmesine karar vererek, dosyayı yerel mahkemeye gönderdi. Haziran 2022’de yurtdışına çıkmak istediği sırada Edirne’de gözaltına alınarak tutuklandı.
Edirne’den Akçadağ Cezaevi’ne sevk edildikten 5 gün sonra yaşamını yitiren Keve’nin intihar ettiği ileri sürüldü. Keve’nin ön otopsi raporu ise aileye verilmedi. Otopsiye giren ağabeyi İlkkan Keve, kardeşinin boynunda izler olduğunu fakat boynunda kırık olmadığını aktardı. Oğlunun şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmesine dair konuşan baba Bahattin Keve, intihar iddiasına inanmadığını belirtti.
Keve’nin hikayesi
2013 yılında “çözüm” adı altında sürdürülen süreçte oğlunun siyasi parti çalışmalarına katıldığını söyleyen baba Keve, süresin sona ermesinin ardından oğlu hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla dava açıldığını ve Van 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığını aktardı. Hapis cezasının yanı sıra oğlu hakkında yurt dışı yasağı olduğunu aktaran baba Keve, oğlunun ceza nedeniyle ülkeyi terk etmek üzere gittiği Edirne sınırında yakalandığını ifade etti. Keve, “Barış sürecinde bu işe katkıda bulunmak istedik. Çünkü çok acılar yaşadık. Her Kürt ailesi gibi biz de devletin sopasıyla karşı karşıya kaldık. Kardeşim Sadun Kava, 1996 yılında ‘faili meçhule’ gitti. O günden sonra evimiz devletin hedefi haline geldi. Halen de kemikleri nerede bilemiyoruz. Çocuklarım ve ben, acıların artık yaşanmaması için çözüm sürecinde çalışma yürüttük ama iktidar eliyle bitirilen çözüm sürecinden sonra oğlum Barış Keve’ye davalar açıldı” diye konuştu.
Ayakkabı ve para istemişti
Baba Keve, oğlunun en son eşiyle telefon görüştüğünü ve durumunun iyi olduğunu ifade etti. Keve, “Malatya’ya getirildiği 5’nci günde yaşamını yitirdi. En son 16 Eylül’de eşiyle telefonla görüşüyor. Parasının bittiğini, ayrıca ayakkabı göndermelerini istemişti. Durumun çok iyi olduğunu, herhangi bir sıkıntısının olmadığını aktarmıştı. Hatta eşine telefonda moral vermişti. Para gönderdiğim gün kantinden alışveriş bile yapmıştı” diye kaydetti.
Oğlunun intihar ettiğine inanmadığını dile getiren Keve, “Oğlum ülkeden çıkacağını söyleyince tedirgin oldum ama yakalandıktan sonra en azından nerede olduğunu biliyorduk diye teselli ettik kendimizi. Oğlumun can güvenliğinin garantide olduğunu düşünüyordum. Olaydan sonra devlet bize şunu öğretti; devletin adaletsizliği ve zulmü her yerdedir. Oğlumun intihar ettiğine inanmıyorum. Oğlum 3 ay Edirne’de cezaevinde kalıyordu neden intihar etmedi de Malatya’ya getirilip hücreye konulduğu 5’nci günde intihar etti? Oğlumun organizeli ve planlı bir şekilde katledildiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Cezaevinde katlediyorlar
Kürtlere yönelik politikaların hiçbir zaman değişmediğine dikkati çeken Keve, 1990’lı yıllarda JİTEM tarafından yaşanan katliamların bugün her yere yayıldığını söyledi. Keve, “90’larda Kürtler sokaklarda katlediliyordu. Bugün durum bundan farksız değil. Bugün de Kürtleri öldürüyorlar ama taktikleri değiştirmişler. Sözde hukuk adı altında tutuklayıp, cezaevlerinde katlediyorlar. Bunu her gün görüyoruz. Yüzlerce kişi cezaevinde yaşamını yitirdi. Bu Kürde karşı düşman hukukunun halen devam ettiğinin en önemli göstergesidir” ifadelerini kullandı.
Duyarlılık çağrısı
Cezaevlerinde yaşanan şüpheli ölümlere herkesin “dur” demesi gerektiğini vurgulayan Keve, “Kürt sorunu çözülmezse bu ülkeye barış ve demokrasinin gelmesini kimse beklemesin. Artık kimsenin ölmesini istemiyoruz. Kürt sorunun demokratik bir şekilde çözülmesini istiyoruz. Bu topraklarda Kürtler olarak insanca yaşamak istiyoruz. Cezaevlerinde tutuklular yaşamını yitiriyor. Bu duruma da herkesin ses çıkarması gerekiyor. Eğer kamuoyu oluşmazsa bu ölümler devam edecektir. Herkesin bu konuda duyarlı olması gerekiyor.”
Hakan Yalçın / Van-MA