Zeynel Kete
Kapitalist modernist anlayışın zihinsel formu ulus devlet anlayışıdır. Günümüzdeki ulus devlet politikaları ayrıştırıcı, bireyci, tekçi, dinci politikalar uygulayarak toplumun tüketilmesine, nesne haline gelmesine yol açmaktadır.
Türkiye’de en fazla tüketilen toplum Ermeniler, Kürtler ve Alevi toplumu oldu. Bu toplumlar tekçi zihniyetin zihin kodları ile işleyen yasaların, uygulamaların, politikaların kurbanı oldular.
Alevi dernek hattında bireyi merkeze koyan, birey merkezci yaklaşımlar toplumu güçsüzleştirerek, kişilerden beklentiyi yüksek tutmaktadır. Özellikle dernek hattında bu anlayış çok net olarak görülmektedir. Son yıllarda birçok kurum yöneticisinin devlet erkanı, yerel yöneticiler, siyasiler ile bir araya gelmesi, Alevilerin kutsal günlerinde “etkinlik” yapmaları, cemevlerinin ziyaret edilmesi, mülkü amirlerin bu ziyaretlerde kurum “dede”lerini özellikle istemesi bu anlayışın somut ifadesidir.
Alevi kurum hattında bazı bireylerden hareketle toplumun kontrol ve denetim altına alınması durumu söz konusudur. Bu tarz bir iktidar tarzıdır, Alevi inancı iktidarın her türlüsüne karşı mücadele etmeye ikrar vermiştir.
Toplumun hakikatinden uzaklaştırılması, bireye kurban edilmesi, bireylerin ön plana çıkarılması, binlerce yıllık Rıza Toplumu ahlakının yitirilişidir. Toplumsal ikrarlaşmanın, edep-erkanın, Nahak anlayışa meydan açmanın, bilgeliğin yitirilişi, toplumsal inşa gücünün yok edilmesi, toplumsal ahlakın yok edilmesi anlamına gelir ki, bu durum özgürlüğün yitirilişini ifade eder. Kabul edelim etmeyelim böyle bir gerçeklik özgürlükten kaçıştır. İktidarcı ve tekçi Nahak anlayış sahasında özgürlük aramak, hak aramak, hakikati görünür kılmak imkansızdır.
Toplumu inşa ediyorsan özgürsün. Bu yönüyle, Alevi inancındaki Hakikat arayışı bir özgürlük arayışıdır, zulme karşı toplumu inşa etme gücüdür. Bunca akademisyen, yazar, sanatçı, aşık, Zakir, Pir, mürşit, Ana, dernek başkanı, siyaset yapanı olmasına rağmen Alevi toplumunun asimile olmasını nasıl okumalıyız? Hakikati, ikrar ve rızalığı, ocak ve dergah sistemini esas alarak “rıza toplumu” perspektifini inşa edebildik mi? Bu inşanın önündeki en büyük engel kimdir?
İktidar ve Nahak zihniyet özgürlüğün ve hakikatin karşıtlığıdır. Hak arama, hakikat, özgürlük, demokrasi, gayret, ikrar ve rıza hali, kom olma, cem, meclis, rıza ekonomisi, kendini bilme, arsız, hırsız, nursuz, Yezit, yetmiş iki alem kavramlarının yeniden güncel bağlantıları ile topluma iadesiyle mümkündür.
Alevi zihin kodları ile politika yapmak ne anlama gelir? Alevi politikasının ilkeleri nelerdir? Cumhuriyetin ikinci yüzyılında “Alevi manifestosu” neyi ifade eder? Devleti demokratik teamüllere esnek hale getirebilir mi? Sistem karşıtı bütün güçlerle meydan açabilirler mi? Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Aleviler kendi zihin kodları ile politika yapabilirler mi?
Politika son tahlilde toplumsal ikrarlaşma, iş bölümü yapma, pratikleşme durumudur; sorunları çözme pratiğidir. Yöntem ise bu pratiğin ahlakıdır, edep-erkanıdır. Politikanın en büyük işi toplumsal yaşamı özgür kılmaktır, bağımlı olmamaktır. İkrar veren değil, ikrarında duran özgürdür. İkrar vermek politik bir duruştur. Politik bir duruş iktidar ve sermaye üretmez, demokrasi üreten hakikat olur.
Alevi toplumu herhangi bir toplum değildir. Binlerce yıllık Aryenik damarın demokratik değerlerini bugüne devriye eden bir toplumdur. Ahlaki politik bir toplumdur, rıza toplumudur, kırklar meclisidir, rıza şehri toplumudur. Doğal olarak Alevilerin talepleri, toplumsal varoluşu sağlayan hakikatlerine uygun olmalıdır.
AKP-MHP iktidarı Alevilere yönelik stratejik bir yaklaşım sergiledi ve başarılı olacağına inanıyor. Alevilerin siyasi taleplerinin olmaması ya da çıtanın düşük olmasından dolayı ekonomik talepleri kabul edilir. AKP iktidarı ve muhalefet sosyolojik çoğulculuk üzerinden bir siyaset anlayışı yürütmektedirler. Kürtler ve Aleviler bu siyaset anlayışının sahası halindedir. İktidar ve muhalefet beraber; resmi, modern Türk-İslamcı anlayışıyla barışık bir Aleviliği inşa etmeye çalışıyorlar. Bu bakış açısı aynı zamanda devletin güvenlik politikasıdır.
Devlet aklı, iktidar ve muhalefetin el ele vermesiyle Aleviliği teolojik düzeyde resmi İslam anlayışına bağlamak istemektedirler. Teolojik düzeydeki teklik partiler üstü, devletin stratejik bir aklıdır. Bu gömleğin biçilmesinde bazı Alevi şahsiyetleri ve kurumları da terzilik görevi görmektedir.
Alevi inancında her zaman Nahak zihniyete karşı direnen bir damar vardır. Bu hakikatçi damar kendini örgütleyip bir eşik yaratabilir, meydan açabilir. Ezilen kesimler, Hakikati esas alan Alevi sürekleri ile ikrarlaşarak Alevilere biçilen oyunları, oyuncuların kurumlardaki karşılığını görecekler, rıza toplumu değerlerine niyaz olacaklar. Bu şer içinde bir hayır çıkacaktır.
Türkiye’de hiçbir şey kendi doğallığında gelişmez. 1. Cumhuriyetin kuruluş aklı, farklılıklara vaatleri, yöntemi Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden güncellemeye çalışılıyor.