Tahran’da İran rejimi tarafından katledilen Mahsa Amini için tepkiler sürüyor. TJA, ‘Mahsa’nın mücadelesini unutmayacağız’ derken, İşgale ve Kadın Kırımına Karşı İnisiyatif’in uluslararası kurumlara çağrı yaparak komisyon gönderilmesini talep etti
İran’ın başkenti Tahran’da 14 Eylül’de Metro İstasyonu çıkışında ‘Ahlak polisi’ tarafından başörtüsü islami olmadığı ve ‘uygunsuz’ olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve gözaltı sırasında işkenceye maruz kalan Mahsa Amini, tedavi gördüğü Kasra Hastanesi’nde dün yaşamını yitirdi. Dün öğlen saatlerinde Tahran’dan uçakla Seqqez eyaletine götürülen Mahsa’nın cenazesi Ayçi Mezarlığı’na defnedildi. Defin esnasında durumu protesto eden halka İran rejim askerleri tarafından müdahale etmesi üzerine bir kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi ise yaralandı. Tevgera Jinên Azad (TJA) yaptığı yazılı açıklama ile Mahsa Amini’nin ailesine taziye dileklerinde bulundu.
‘Kadınlar gerici zihniyete karşı her daim var olmuştur’
Mahsa Amini’nin işkence sonucunda katledildiği belirtilen açıklamada, “Genç bir kadına yönelik bu korkunç zulmü protesto etmek isteyenler ise İran ‘güvenlik’ güçlerinin saldırısıyla karşılaşırken İran hükümeti de internet kesintisi yaparak ortaya çıkacak tepkiye karşı ne denli kadın düşmanı olduğunu bir kez daha göstermiştir. Şeriat kanunu adı altında, İslami kurallar adı altında kadına yönelik bu yasakçı zihniyeti yakından tanıyoruz. Şeriata göre düzenlenen hükümlerle kadın iradesini bastırarak onları belli kalıplara sığdırmaya çalışan, kadınların verdiği kimlik mücadelesini görmezden gelerek onları adeta üzerlerinde düzenleme yapılan birer nesneymiş gibi gören İran’daki erkek egemen gerici zihniyete boyun eğmeyen biat etmeyen kadınlar daima var olmuştur ve olmaya da devam edecektir” denildi.
‘Mahsa’nın varlık mücadelesini unutmayacağız’
Maç izlediği için yargılanan ve yargı önünde kendisini yakan Seher Hüdayari’nin isyanının hatırlatıldığı açıklamada, “Bir türbe önünde muska satan kişiyle tartışmaya girince ‘Kuran-ı Kerim’i yaktığı yalanı yayıldığı için linç edilen Ferhunde Melikzade’yi ve bu linçi izleyen İran ‘güvenlik’ güçlerinin sessiz tutumunu ve yalnızca saçları gözüktüğü için İran polisince işkence edilerek katledilen sevgili Mahsa Amini’nin ortaya koyduğu kadın iradesini; bağımsız birey olma ve vermiş olduğu kimlik mücadelesini unutmuyoruz! TJA olarak; sevgili Mahsa Amini’nin ailesine ve tüm kadınlara başsağlığı diliyor; üzüntülerini tüm yüreğimizle paylaştığımızı belirtmek istiyoruz” ifadelerini kullanıldı.
Kadınların iradesini yok sayan ve katledilmesini destekleyen düzenlemelerin erkek zihniyetinin bir ürünü olduğuna dikkat çekilen açıklamanın devamında şöyle denildi: “Erkek egemen zihniyetin dayattığı ölüm politikasına karşı yürütülen kadın özgürlük mücadelesinin birbirine eklemlenerek daha da güçlenmesi tüm dünya kadınlarının kurtuluşudur. İran rejiminin tam 43 yıldır sistematik biçimde yürüttüğü kadın düşmanı politikalarını kınıyoruz. Yine tüm uluslararası insan hakları örgütlerinin ve kadın örgütlerinin bu katliamın takipçisi olmalarını talep ediyoruz.”
Açıklamanın sonunda İran İslam Cumhuriyeti’nin baskısına maruz kalan kadın aktivistler tarafından yazılan “Eşitlik İçin Kadın Marşı” paylaşıldı.
“Eşitlik İçin Kadın Marşı”nın tamamı şu şekilde:
“Tenimdeki yara izinden tekrar yeşereceğim;
Varlığım için ki ben kadınım, kadınım, kadınım
Ses sese, ele ele verirsek, beraber adım atarsak kurtuluruz
Başka bir dünya yaparız, eşit bir dünya, dayanışma ve kardeşlik içinde
Daha iyi ve daha mutlu bir dünya
Ne recm, ne darağaçları, ne tekrar tekrar gözyaşları, ne utanç
Başka bir dünya yaparız, eşit bir dünya, dayanışma ve kardeşlik içinde
Daha iyi ve daha mutlu bir dünya.”
İşgale ve Kadın Kırımına Karşı İnisiyatif’inden açıklama
Mahsa Amini’ye katletmesine tepkiler sürüyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan 11 ülkeden kadınların yer aldığı “Güvenlik ve Barış için İşgale ve Kadın Kırımına Karşı Mücadele İnisiyatifi’nden” Mahsa’nın katledilmesini yaptığı yazılı açıklama ile kınadı.
“İnsanlığı yıkıma sürükleyen ataerkil zihniyete, dini fanatizme ve milliyetçiliğe dayalı merkezi otoriter rejimler, ötekinin inkarı, yıkım ve kimliklerin yok sayılmasını esas alarak hayatın her alanında ciddi bunalımlar yaratmıştır” denildi.
Açıklamada, özellikle eril zihniyetin kadın varlığını ve iradesini yok saymak için dini kullandığını belirten İnisiyatif, “Kuzey ve Doğu Suriye’de işgal altındaki bölgelerde kadınlara yönelik günlük şiddet bu zihniyetten bağımsız değil” dedi.
Uluslararası kurumlara çağrı
Uluslararası kurumlardan cinayetin araştırılması için komisyon gönderilmesini talep eden İnisiyatif, cezasızlığın bu katliamları doğurduğunu vurguladı.
Kadınlara çağrı
Kadınlara seslenilen açıklamada, “Bizler Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kadınlar olarak, dünyanın neresinde olursa olsun kadınları desteklemek için gücümüzü, çabamızı birleştirmeli mücadelemizi yükseltmeliyiz. Yine tiranlık, işgal ve soykırıma karşı özsavunmamızı geliştirmeliyiz” çağrısı yapıldı.
HABER MERKEZİ