Özellikle batı illerinde sanayi ve enerji atıklarının nehirlere salınmasıyla birlikte ortaya çıkan balık ölümleri her geçen gün artarak devam ediyor. Hükümet ise Venezuala’dan balık ithalatına hazırlanıyor
Yusuf Gürsucu/İstanbul
Son aylarda Türkiye coğrafyasının neredeyse tamamında balık ölümleri yaşanıyor. Balık ölümlerinin başlıca nedenleri nehirlere ve denizlere salınan atıklar ve HES’ler ile bent ve barajlarda suların tutulması sonucu oksijensizleşen sular balık ölümlerini ortaya çıkarıyor. Bursa, Hatay, Eskişehir, Balıkesir, Sakarya’da,İsparta ve daha birçok ilden geçen nehirlerde ve denizlerde onbinlerce balık ölümlerine her geçen gün yenileri ekleniyor. En son Germencik içinden geçen İlçayı ve Porsuk Nehri’nde balık ölümleri yaşandı.
Menderes Nehri
Menderes Nehri’ni besleyen çaylar kelimenin tam anlamıyla kan akıyor. Germencik içinden akan İlçayı jeotermal akışkanlarına bağlı 2 gündür zehirlenirken İlçayı’nda ve Menderes Nehri’nde binlerce balığın cansız bedeni kıyılara vuruyor. Menderes’te yapılan son incelemelerde nehrin 42 noktasının 19’unda kirliliğin çok ileri seviyede olduğu tespit edildi. Aydın ili coğrafyasının nerdeyse tamamında gerçekleştirilen jeotermal enerji amaçlı sondajlar ve işletmelerden yaşamı zehirleyen jeotermal akışkan derelere veya yeraltına salınıyor. Bu zehirli sular hem tarım alanlarını hem de suları zehirleyerek yaşamı adeta yok ediyor.
Asi Nehri
Hatay’ın Samandağ ilçesindeki Asi Nehri ile Akdeniz’in buluştuğu noktada yaşanan balık ölümlerine, ilk belirlemelere göre, sulama bentlerinde suların tutulduğu ve yeterince nehre su salınmaması sonucu yaşandığı açıklandı. Açıklamalara göre, sulama sezonunun bitimiyle birlikte bentlerin aniden açılması ve suyun yüksek debiyle akmasıyla bentiçerisindeki balıklar şoka uğrayıp öldüğü ve Asi Nehri boyunca taşınarak Samandağ sahiline vurduğu belirtildi. Burada belirtilen şok vurgusunun doğru bir tespit olmadığını ise uzmanlar belirtiyor.İyice azalan nehir suyunun hava sıcaklığı ile birlikte oksijensiz kalması sonucu yaşamını yitiren balıkların salınan sularla birlikte cansız bedenlerin denizkıyısına kadar taşındığını uzmanlar belirtiyor.
Balık ve kerevitler öldü
Kütahya ve Eskişehir sınırları içinde yer alan Porsuk Barajı’nda binlerce balık ve kerevitlerin cansız bedenleri kıyıya vurdu. Yurttaşlar, Sofça köyü yakınlarında binlerce sazan ve gümüş cinsi balık ile kerevitin aniden karaya vurduğunu belirttiler. SofçaKöyü muhtarı Aliekber Yiğit, “Sabah kalkıp baraja geldik ve binlerce balık ve kerevitin kıyıya vurduğunu görünce adeta şok olduk. Biz Sofça köyü sakinleri olarak yıllardır buradan balık ve kerevittutarak geçimimizi sağlıyoruz. Şimdiye kadar böylesitoplu balık ve kerevit ölümü olmamıştı. Barajın rengi bir anda değişti ve kıyıya vuran balıklar koku saçmaya başladı.Köy halkı olarak çok şaşkın ve üzgün durumdayız” diye konuştu. Bu ölümlere, Porsuk Barajı öncesinde nehrin üzerine yapılan HES’lerde tutulan sular olurken en önemli sebebin iseKütahya’da daha önce özelleştirilen Eti Gümüş madeninin siyanürlü sularını derelere salmış olabileceği belirtiliyor.
Marmara’da yaşam bitecek
Geçtiğimiz yılİstanbul Bostancı’dan Kartal’a kadar olan 16 kilometrelik sahil şeridinde kıyıya vurmuş binlerce cansız balık görülmüştü. Ölen deniz canlılarının çoğunun vatoz, kalkan, sübye, ahtapot ve mezgit gibitürlerden oluşması ise dikkat çekmişti. Marmara Denizi’nde oksijen seviyesinin hızla düştüğü ve oksijenin sıfır seviyesinde olduğu biliniyor. Dünyanın en kirli akarsuyu olarak nitelenen Ergene Nehri’nin kirletici unsurları kuşaklama kolektörleri ile toplanarak, Tekirdağ önlerinden Derin Deniz Deşarjı yolu ile Marmara Denizi’ne basılacak. Ya bu yıl sonu, ya da en geç önümüzdeki yılın başında söz konusu işlem başlayacak. Uzmanlar, bugüne değin Marmara Denizitarihinde yapılmış tüm olumsuz faaliyetlerin toplamından daha fazla zarar verecek bir proje olduğunu ve mutlaka vazgeçilmesi gerektiğini belirtiyor. Hükümetise her sese kulak tıkamış durumda, Marmara’yı yok etme peşine düşmüş ve denizde adeta soykırıma hazırlanıyor.
Venezuela’dan balık ithalatı!
Türkiye’de tarım alanlarının adeta yok edilmesiyle ortaya çıkan tarım ürünleri ithalatı ve meraların yok edilerek hayvancılığın adeta baltalanmasıyla başlayan hayvan ithalatına bir yenisi daha ekleniyor. Negirlerde ve denizlerde görülen balık ölümleri hem nehirlerin hem de denizlerin sanayi, enerji, maden ve kentsel atıklarla zehirlenip derlerin suyu çalınarak ortaya çıkan balık üretimindeki düşüşü yine ithalatla çözme adımları atılıyor. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Venezuela’ya yaptığı ziyarette Dışişleri Bakanı Jorge Arreaza ile görüşmeden sonraki açıklamada turizm, balıkçılık ve tarım ürünleri ihracatının kapısı açıldı. Yok edilen her şeyi ithalatla çözmeye çalışan hükümetin bu tutumu Türkiye halklarının gıda güvenliğini yok ediyor.
HDP, balık ölümlerini Meclis’e taşıdı
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Hatay’ın Samandağ ilçesi Meydanköy kıyılarında sahile ulaşmaya çalışan 10 binlerce kefal cinsi balığın kıyıya ulaşamadan öldüğü yönündeki iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Samandağ ilçesi Tekkebaşı Mahallesi’nde yer alan Asi Nehri Boğazı’nda tatlı suyun denize döküldüğü alanda her yıl yaşanan balık ölümlerinin sayısının sürekli artığına dikkat çeken Hatimoğulları, bu yıl balık ölümünün 10 binleri bulduğunu kaydetti. Hatimoğulları, Çevre ve Şehircilik Bakanı MuratKurum’un yanıtlamasını istediği soruların bazıları ise şöyle: “Balıkçılara ve çevre sakinlerine göre bölgede her yıl yaşanan balık ölümlerinin bu yıl onbinleri bulmasının nedeni nedir? Balık ölümlerindeki ciddi artışa sebebiyet veren bu yılın geçtiğimiz yıllara göre farkı nedir? Olayın meydana geldiği Asi Nehri Boğazı’na zehirli atıkların atıldığı iddiası doğru mudur? Evsel ve sanayi atıkları denize mi boşaltılmaktadır? Çevre ve Şehircilik Hatay İl Müdürlüğü yetkililerine göre, balık ölümlerine fabrika atığı ya da herhangi bir zehirli atığın neden olmadığını iletilmiştir. Ancak kesin sonuç Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nce sudan alınan numunenin incelenmesi sonrası ortaya çıkacakken, herhangi bir zehirli atığın olmadığını söylemek gıda güvenliği açısından doğru mudur? İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince sudan numuneler alınmış olup,tahlil sonuçları neticelendirilmiş midir? Konuyla ilgili kamuoyuna bilgilendirme yapılacak mı?