Büyük bir kültürel ve tarihi miras olan Kapadokya’da yıkımla ilgili konuşan Ortahisar Belediye Başkanı Ateş, ’kaçak yapılar ve tuvalet yıkıldı’ derken, CHP Mv. Öztunç bu açıklamaları kuruklu yalan olarak niteledi
Nevşehir’in Ortahisar Beldesi’ne bağlı Kapadokya’da peribacalarının Göreme’ye yol açmak iddiasıyla kepçeyle yıkılmasına tepkiler sürüyor. Kapadokya’da yaşanan doğal sit olan peri bacalarındaki yıkımla ilgili Ortahisar Belediyesi’nin yaptığı ‘Kaçak yapılar yıkıldı’ açıklamasına, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç tepki gösterdi. Öztunç, “Bu açıklama kuyruklu bir yalandır. Bildiğiniz peribacası, mağara kepçeyle yıkıldı. O kadar kolay yalan söylüyorlar ki hiç yüzleri de kızarmıyor” dedi. Ortahisar Belediyesi, sosyal medya hesabında, “Bölgemizdeki kaçak yapılarla mücadele kapsamında; önceki yıllarda izinsiz yapılmış kaçak WC üniteleri, Kapadokya Alan Başkanlığı’nın emirleri doğrultusunda kaldırılmaktadır. Olay tamamen bundan ibarettir” açıklaması tepkilere yol açtı.
Ateş iddiaları reddetti
Ortahisar Belediye Başkanı Mustafa Ateş, Nevşehir’in Ortahisar ve Göreme beldesi arasına yapılan yol çalışmasında peribacalarının iş makinesi ile yıkıldığı yönündeki iddialara ilişkin olarak A.A.’ya yaptığı açıklamada; “Medyada çıkan görüntüler farklı bir taraftan çekim yapılarak bilhassa peribacaları yıkılıyormuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Böyle bir durum asla söz konusu değil. İki kaçak tuvaletin olduğu kaya niteliksiz bir kaya” ifadesini kullandı. Ateş, alternatif yol çalışmalarının 2,2 kilometre uzunluğunda, 5 ila 7 metre genişlikte ve mevcutta kullanılan kadastral yol hattında yürütüldüğünü, yolun son 200 metrelik kısmında yer alan peribacalarına zarar verilmesinin söz konusu olmadığını belirtti.
305 yapının 14’ü yıkıldı
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Kapadokya’da, 1. derece arkeolojik ve doğal sit alanında yapımı devam eden yola tepkiler sürerken, diğer yandan yol yapımında ısrara sürüyor. Günlük 200 ile 300 turist otobüsünün kullanacağı Göreme’den Ortahisar’a uzanan yol güzergahı içinde kiliseler, peri bacaları, mağaralar ve kaya oluşumları bulunuyor. İktidarın aylardır yaptığı haberlerde yolun güzergahı savunulurken, ‘kaçak yapılar yıkılıyor’ vurgusu öne çıkıyor. Belediye Başanı Ateş 2 adet kaçak tuvalet yıktık derken projede 305 yapının yıkılacağı belirtilıyordu. Pandemi nedeniyle yıkıma 2020 yılında ara verdiğini duyururan belediye pandemiye kadar 14 yapıyı yıkmıştı. Geçtiğimiz haziran ayında belediye yeni bir açıklama yaparak ‘pandemi nedeniyle ara verdiğimiz kaçak yapıların yıkımına başladık’ ifadeleri halen 291 adet daha yapının ykılacağına işaret ediyor. EKOLOJİ SERVİSİ
Güzel Atlar Ülkesi Kapadokya
Bugünden yaklaşık 60 milyon yıl önce Erciyes, Güllü Dağ ve Hasan Dağı aktif volkanlarken, püskürttükleri lavlarla Kapadokya’nın temellerinin atıldığı belirtiliyor. Milyonlarca yılda yağan yağmurlar ve rüzgarların aşındırmasıyla bugünkü peribacaları luşmuş durumda. Kapadokya tarihinde ilk insan yerleşimi ise paleolitik dönemlere kadar iniyor. Bu dönemden sonra tekrar aktifleşen volkanlar uzun bir süre insan yerleşimine müsaade etmemiş, ta ki neolitik döneme kadar. Ürgüp yakınlarındaki Avla Tepesi’nde İngiliz arkeolog Ian Todd’un yaptığı arkeolojik kazılarda neolitik dönem olduğu saptanan obsidiyen, sileks taş aletler bulunmuş. Karanlık bir dönem sonrasında ise Kapadokya tarihine yön veren ve İpek yolunu oluşturan kavşak medeniyetler ortaya çıkmış
Mezopotamya sanatı
Kronolojiye göre Kapadokya tarihinde bilinen en eski medeniyet Asurlular. İlk ticari örgütlerini Kayseri Küllütepe ve Hattuşaş Karum’da yani pazar yerlerinde kurmuşlar. Anadolu’da yazının ilk görüldüğü dönemler de Asurlular dönemi olmuş. Kapadokya tabletleri olarak anılan eski çivi yazılı metinlerde ticaretle ve evlilikle ilgili yasa gibi düzenlenen maddeler olduğu görülmüş. Sonrasında kurulacak Hitit medeniyeti sanatının temelini de Asurlular atmış. Tapınma ve tanrı fikirlerini Anadolu’ya taşıyan, var olan sanat anlayışını Mezopotamya sanatıyla birleştiren de onlar olmuş.
Yeraltı şehirleri savunma amaçlı
Asurlulardan Avrupa’dan gelen Hititler Kapadokya’da kendini göstermiş. Büyük bir imparatorluk haline dönüşen Hititlerin başkenti Hattuşaş, önemli şehirleri ise Alişar ve Alacahöyük olurken, Kapadokya bölgesinde hemen hemen her yere izlerini bırakmış. Önemli geçitlere, ırmak kenarlarındaki kayalık alanlara anıtlar kazılmış, ulaştıkları sınırları ve hikayelerini geçtikleri yollara işlemişler. Kapadokya yeraltı şehirlerinin savunma amaçlı gizli geçitlerle döşendiği tarihler de Hititler dönemine denk geliyor. Dar koridorlar, koridorları kapatan devasa taşlar, havalandırmalar Hititler tarafından geliştirilmiş. Orta Anadolu’daki Hitit kentleri birer birer yıkılmış ve M.Ö. 1200 yılında Orta ve Güneydoğu Anadolu’da Geç Hitit dönemi başlamış. Kapadokya bölgesinde hüküm süren Geç Hititler, Kayseri- Niğde – Nevşehir’i kapsayan Tabal Krallığı’na dönüşmüş. Bu dönemin hatırası hiyeroglif kaya anıtları ise Sivasa (Gökçetoprak), Hacıbektaş Karaburna Köyü ve Acıgül’de bulunmuş.
Pers dönemi
Geç Hitit dönemi M.Ö. 6. Yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürmüş. Asurluların ‘Katpatuka’ dediği Kapadokya’ya bu günkü adını veren Perslerin dilinde Kapadokya ‘Güzel Atlar Ülkesi’ demek. Zerdüştlüğü benimsemiş Persler ateşin kutsallığına inandıklarından bölgenin yanardağlarına tapınmışlar. M.Ö. 332 yılında Büyük İskender tarafından yenilinceye kadar hüküm sürmüşler. Presleri yenen Büyük İskender Persleri yenmiş ancak Kapadokya halkının direncini kıramamış ve bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulmuş. Kapadokya Krallığı M.S. 17 yılında Roma İmparatorluğu’nun bir eyaletine dönüşmüş.
İlk Manastır yaşamı
M.S. 17 yılında Tiberius Kapadokya’yı Roma’ya bağladı. Bölgedeki kargaşa Roma’ya katılmayla son bulurken Romalılar da Ege’ye ulaşabilmek için ticaret ve askeri anlamda önem taşıyan ve batıya açılan bir yol açtılar. Roma döneminde ekonomisi oldukça kalkınan Kapadokya’nın merkezi ise Kayseri olmuş. Hristiyanlığın yeni yeni yayılmasıyla şehirlerden köylere göç etmeye başlayan ilk Hristiyanlar 4. Yüzyılda Kayseri’yi bir Hristiyanlık üssü haline getirdi. Sığınmak için oldukça elverişli kayalık Göreme ve çevresi Kayseri piskoposu Aziz Basil’in yaydığı öğretiyle manastır yaşamının ilk başladığı yer olması dikkat çekici bir diğer nokta.
İkonoklazm hareketi
7. Yüzyılın ilk yarısında Sasaniler ve Bizanslılar arasında olan savaşlar sonucu, Sasaniler bölgeyi çok kısa bir süre himayesi altına aldı. Sasaniler 651 yılında yıkılınca Kapadokya bu kez Emevi – Arap akınlarına maruz kaldı. İkonoklazm hareketi de mezhep savaşlarının yoğun yaşandığı bu dönemlere denk gelirken, Roma imparatoru III. Leon’un ikonları yasaklanması da bu çatışmaların sonucunda oldu. Göreme Açık Hava Müzesi, Ihlara Vadisi ve bölgeye yayılmış küçüklü büyüklü kiliselerde dönemin izlerini ve inanışları görmek mümkün. Fresklerde sadece İncil’den sahnelere değil, aynı zamanda imparator ve saygın yöneticilere de yer verilmiş.
Hiriistiyan halk sürüldü
1075 yılında Anadolu Selçuklu Devleti kurulması ve 1082’de Kayseri’nin Selçuklular tarafından alınmasıyla Kapadokya’da Selçuklular dönemi başladı. 13. yüzyıl sonrasında Selçukluların zayıflamasıyla Anadolu Beylikleri ortaya çıktı. 1308 yılında Moğollar Anadolu’yu istila ederek Kayseri’yi yakıp yıktı. Gücünü iyice kaybeden Anadolu Selçukluları Kapadokya tarihinden böylelikle silinip giderken ardından Osmanlılar hakimiyet kurdu. Cumhuriyetin kurulmasından sonra 1924 – 1926 yılları arasında nüfus mübadeleleriyle Hristiyan halk bölgeyi terk ederek arkalarında tüm medeniyetlerden izler taşıyan yapılar bırakıp gitmek zorunda bırakıldırlar.
EKOLOJİ SERVİSİ