İmralı tecridine ilişkin konuşan ÖHD’li avukat Barış Işık, uluslararası kurumların gerekli adımları atmadığını ‘üç maymunu oynadıklarını’ dile getirdi
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 23 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutuluyor ve yaklaşık 3 yıldır avukatları, 2 yıldır da ailesiyle görüştürülmüyor.
ÖHD’nin de aralarında bulunduğu 29 baroya kayıtlı 770 hukukçunun imzasıyla Abdullah Öcalan ile görüşme talepli dilekçe ile Adalet Bakanlığı’na sunulmuş ancak bakanlıktan bir yanıt alınmamıştı.
14 Eylül’de 22 ülkeden 350 avukat, Abdullah Öcalan ve İmralı Adası’nda bulunan diğer tutuklular Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’la görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Henüz bu başvuruya ilişkin bir yanıt da alınmış değil.
MA’dan Delal Akyüz’e konuşan ÖHD’li avukat Barış Işık hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunun tecrit konusunda üç maymunu oynağını ifade etti.
4 aydır tek bir yanıt yok
Avukat Barış Işık, 4 ay geçmesine rağmen Adalet Bakanlığı’nın başvurularına henüz yanıt vermediğini söyledi. Işık, “Mahpus hakları ile ilgili sorumlu olan ve bu işi yürüten Adalet Bakanlığı’nın kendisidir. Ancak geldiğimiz durumda Adalet Bakanlığı’nın çokta ilgili olmadığını görüyoruz.” dedi.
Yeni yöntem disiplin cezaları
Işık, daha önce “koster bozuk” denilerek engellenen görüşlerin, şimdi disiplin cezalarıyla engellendiğini ifade etti. İmralı’da “voltaya” dahi disiplin cezasının verildiğini hatırlattı. Işık, “Anladığımız kadarıyla İmralı’ya yeni bir yönelim mevcut. Şuan alabildiğince keyfi disiplin cezaları oluşturularak tecridin derinleşmesi ve sürdürülebilmesi amaçlanıyor. Verilen disiplin cezaları siyasi baskıyı oluşturmak için keyfi olarak başvurulan yöntemleridir” diye belirtti.
Avukatlar görüştürülmüyor
Işık, tecridin sistematik olarak devam ettirilmek istendiğini belirterek, “Sayın Öcalan üzerindeki sürekli bir tecrit hali söz konusu. Kamuoyu baskısı sonucu 2021 yılında çok kısa bir telefon görüşmesi oldu. Bu görüşmede çok kısa, kesintili ve dinlenerek gerçekleştirilmiştir. Öcalan her görüşmesinde barışa ve çözüme vurgu yapmıştır. Öcalan, son 11 yılda 5 defa avukat görüşü hakkını kullanabildi. Bunu engellemek hukuksuzluktur” diye konuştu.
Uluslararası kamuoyuna tepki
Işık, Abdullah Öcalan üzerindeki tecritte uluslararası kurumların sorumluluklarını yerine getirmediğine dikkat çekerek, “Uluslararası kurum ve yapılardaki sözleşmelere bakıldığında, yaşananların hukuka aykırı olduğu ortadadır, hak ihlalidir. Hem ulusal hem de uluslararası yapılar, halkın, hak temelli sivil toplum örgütlerinin, baroların ve hukukçuların geliştirdikleri eylemsellikleri görmemektedir. Bütün başvuru ve eylemselliğe karşı adeta üç maymunu oynamaktalar” dedi.
‘Öcalan’a özel durum’
Işık, “Sayın Öcalan’ın durumu özel bir durum. Kendine has bir hapishane oluşturulması, toplumdan bu denli izole edilmesi, toplumun her kesimine sirayet edecek bir durumdur. Bu hukuksuzluğun önüne geçilmesi için en başta ilgili kurumlar, ulusal ve uluslararası kurumlar, insan hakları savunucuları, hukukçular, barolar, herkesin bir an evvel elinden ne geliyorsa yapması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
İZMİR