Edremit’in zeytinlikleri imara açılma tehlikesi altında. EDÇEP sözcüsü Öztürk, ‘Cennet gibi coğrafyalar, bu zihniyet nedeniyle ve inşaat hırsı sonucunda önce betona boğuluyor sonra da cehenneme dönüşüyor’ dedi
Türkiye coğrafyasının özellikle sahil kesimleri büyük bir yağmaya tabi tutulurken, bu yağma sürecinde zeytinlikler saldırı hedeflerinin merkezinde yer alıyor. CHP’li Edremit Belediyesi nüfus bakımından kapasitesinin çok aşmış olan Edremit İlçesi’nde zeytinlikleri imara açmak amacıyla plan ve plan notları değişik talebi Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin meclis gündemine taşındı. AKP’li Balıkesir Büyükşehir Belediyesi 13 Eylül’de Belediye Meclisi’nin gündeme gelen plan ve plan notlarında değişiklikle ilgili talep edilen değişiklik İmar Komisyonu’na sevk edildi. Komisyonun onay vermesi durumunda zeytinlikler üzerinde yeni bir katliam daha başlayacak.
Planı Edremit Belediyesi onayladı
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz Edremit Çevre Platformu (EDÇEP) sözcüsü Kubilay S. Öztürk gelişmeleri değerlendirdi. Öztürk yaşanan süreçle ilgili olarak, “Bu yeni bir durum değil. Çamlıbel 150 dönüm arazinin imar değişikliği dosyası geçtiğimiz Haziran’da Edremit Belediyesi’nde görüşülüp kabul edildi, şimdi Balıkesir Belediyesi’ne onay almak için gönderildi. Bunu bir yerel gazete yazınca da Kazdağı bildirisi ortaya çıkıverdi.. Dün bu konu Meclis’te İmar Komisyonu’na sevk edildi, oradan olumlu görüşle çıkarsa Meclis’ten de onay alır. Bu tek örnek değil. Yıllardır yapılıyor” dedi.
Zeytinlikler arsa olarak görülüyor
2019 yerel seçimlerinden bu yana Körfez belediyelerinden bunun gibi yüzlerce imar değişikliği talebinin onaylandığı belirten Öztürk, “Müteahhitler zeytinliklere arsa gözüyle bakıyorlar ve zeytin kesmenin cezası sadece 200 TL.. Bu zeytinliklerin hepsi vaktiyle küçük belde belediyeleri tarafından imara açılmıştı zaten. Fakat yoğunlukları azdı. Örneğin bir dönümde yüzde 10, yani 100 m2 yapı. Tek kat veya iki kat. Bağ evi gibi. Şimdi plan tadilatları yapılıyor, yoğunluk ve kat değişikliğiyle siteler inşa edilme imkanı yaratılıyor. Yeşil alan, sosyal donatı derken bir miktar da arazi serbest bırakılarak mesela %40 inşaat hakkı ile buralar yapıştırılıyor. Edremit’te Güre ile Altınoluk arasında ve Burhaniye Pelitköy tarafında, Gömeç’te her yerde var bu durum” diye belirtti.
İmar var altyapı yok!
Yazlık konut talebi doğrultusunda yapılan imar değişikliklerini tartışınca mevcut CHP’li belediyelerin ‘Ama adamın arazisi var, konut yapmak Anayasal hakkı’ dediğini söyleyen Öztürk, “Oysa Körfez’de yaşayan herkesin de temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamak gibi bir başka Anayasal hakları daha var. İlçe belediyeleri imar değişikliği yapıyor, AKP’li Büyükşehir Belediyesi onaylıyor, buna dayanarak ilçe belediyesi inşaat ruhsatını verip parasını alıyor. Fakat sonra Büyükşehir bu nüfus yoğunlaşmasının gerektirdiği altyapı tesislerini yapmıyor ve tam bir kaos çıkıyor ortaya. Arıtma, kanalizasyon, su, trafik hiç bir şey yetmiyor. Her sağanak yağıştan sonra eski sulak alanların üzerine yapılan yeni kentler tamamen suya batıyor. Lodos fırtınaları sahille sulak alanı birleştiriyor. Bir deprem olsa bu bölgede kim bilir daha neler olacak, neler yaşanacak?” diye sordu.
Rantta CHP ile AKP aynı
İmar değişikliklerini hiç kimse ‘kalkınma’ veya ‘ilerleme’ masalıyla anlatmaya kalkmasın diyen Öztürk, “O veya bu partide olan ama arazi rantı konusunda aynı şehvetli yaklaşımı gösterenler sadece tabela farkı taşıyorlar, zihniyet farkları yok. Bunu böylece saptamak gerekiyor. Cennet gibi coğrafyalar, bu zihniyet nedeniyle ve inşaat hırsı sonucunda önce betona boğuluyor sonra da cehenneme dönüşüyor. Yaz tatili yapmak için yazın bölgeye koşan vatandaşlar sorunları katmerli hale gelmiş buluyorlar, kendi ürettikleri bakterilerle birlikte yüzüp hastalık kapıyorlar. Üstelik sahiller de giderek ticarileşiyor. Dağlarda çamını, altında zeytinini koruyamayan Edremit’in veya Körfez’in sahili de kullanılamaz, denizi de girilemez, deresi de kokudan kurtulamaz oluyor. Cennetten cehenneme çevriliyor bu coğrafya” diye söyledi.
Rant için 1/5000’lik palan yapılmıyor
Burada yaşanan tek olay değil, tek belediye de değil, sistemli bir dönüşümün aktörleri bunu yıllardır yaptığına dikkat çeken Öztürk, “Bir yasal düzenleme olmazsa yıllarca da yapılacak, bu coğrafyayı betona boğup mahvedecekler. Örneğin Balıkesir B. Belediyesi yasal görevi olan 1/5000’lik planlar yıllardır yapıp bitiremiyor. Bitse plan itirazları olabilir, davalar açılabilir ve talan niyetleri engellenebilir. Fakat plan olmayınca, ilçe belediyelerinden imar değişikliği talepleri katlanarak sürüyor. İtiraz edilmesi gereken bu bütündür. Arazi rantı çok büyük, belediyelerin ise 1,5 seneleri kaldı. İmar değişikliği talepleri de bu nedenle azalmıyor artıyor. Konu budur” diye belirtti.
EKOLOJİ SERVİSİ