Hol Kampı’nda bulunan IŞİD’li kadınlar, katılım için Türkiye’de cemaat ve kurumların kurulduğunu belirterek, ‘El Hesbê’ denilen IŞİD’li kadınların kendilerine uyguladığı şiddet ve zorbalığı anlattı
Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri’nin 25 Ağustos’ta Hol Kampı’nda başlattığı “İnsani ve Güvenlik Hamlesi” kapsamında gerçekleştirilen operasyonlarda, IŞİD’e ait çok sayıda tünel, eğitim yeri, cezaevleri, işkence, cinayet aletleri ile mühimmatın yanı sıra gizli hücre geçirildi. Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD), Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) ve Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) desteğiyle sürdürülen operasyon sonucunda çok sayıda IŞİD’linin aileleri, kendilerini almaları için vatandaşı oldukları devletlere çağrı yaptı. ANHA’ya konuşan aynı aileler, Suriye’ye nasıl geldiklerini ve Türkiye’nin IŞİD ile ilişkilerini anlattı.
Ortak kurum ve cemaatler
IŞİD’li kadınlardan Türkistanlı Eyşe Selîm (42), Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirildiğini belirterek, “El Hesbê” kadınları ve Türk Devleti’nin insanları Suriye’ye göndermek için Türkiye’de kurduğu kurumlara işaret etti. Türkistan’dan çok sayıda kişinin Türkiye’de yaşadığını söyleyen Selîm, şunları anlattı: “Özellikle katılım ve Suriye’ye göndermek için cemaat ve kurumlar kurdular. İdlib’te de aynı cemaatler var. Suriye’ye gelmem için Türkistanlı bir erkek benimle konuştu. Telefon numaramı nereden aldığını bilmiyorum. İnternet üzerinde benimle konuşuyordu. Suriye’de parasız evler olduğunu söylüyordu. Her ay bana para verileceğini söyledi. Bana evlenmek isteyip istemediğimi sordular, bende evlenmek istemediğimi söyledim. ‘Burada yaşam zor. İslam Devleti’ne gidin’ dediler. Zaten birçok kişi ‘şehit’ olmak için buraya geliyordu.”
2016’da çocuklarıyla birlikte Rakka’ya gittiğini ifade eden Selîm, burada yaşlı bir IŞİD üyesiyle evlendiğini ifade ederek “Evli olmayan kadınlar rahat hareket edemiyor. 9 yaşındaki çocuğum Baxoz’daki savaşta yaralandı ve bir yıl sonra öldü. İkinci eşimde Baxoz’da öldü” dedi.
Şeriatı reddeden öldürülüyor
Bulundukları bölgenin kurtarılmasından sonra Hol Kampı’na geçen Selîm, kamptaki yaşamına şunları aktardı: “Kamptaki yaşam çok zor. Eldivenlerimi getirmeyi unuttum. Ellerim açık, şimdi bütün kadınlar ellerime bakıyor. Burada kadınlar çok baskı uyguluyor. Eğer onlar gibi yaşamazsak ve onların tarafına geçmezsek çadırlarımızı yakıyorlar. Hepimiz siyah çarşaf giymek ve şeriata göre hareket etmek zorundayız. Bu kadınlardan çok korkuyorum. Yüzüm açık sizinle konuştuğum için yarın bana ne olacağını bilmiyorum. Şeriatı kabul etmeyen kadınlar öldürülüyor. Bıçak ve silahlarla onları öldürüyorlar.”
El ve ayakları kırıyorlar
Selîm, kendilerine baskı uygulayan bu kadınların “El Hesbê” kadınları olduğu bilgisini vererek, “Bu grup 30 ile 50 kişiden oluşuyor. Aralarında yabancı kadınlarda var. Özellikle, ideolojik olanlar şeriat ideoloji konusunda uzman olanlar, bunların arasında yer alıyor. Kimse bunları tanımıyor, tanınmaları yasaktır. Bu kişiler, özellikle kampta kendilerine ajanlar yapmış. Kim neyi nasıl yapıyorsa onlara bilgi veriliyor. Bu bilgilerin ardından, o kişi ne kadar kaçsa da onu buluyorlar. Ellerini ve ayaklarını kırıyorlar. Özellikle akşam geç saatlerde bunları yapıyorlar. Yüzü kapalı bir şekilde çadırlara giriyorlar ve kimse onları tanımıyor” diye belirtti.
‘İnsan öldürmeyi öğretiyorlar’
Aslen Rusyalı olan IŞİD’li başka bir kadın Elbîna Ebdulselam Ebdullah da, Suriye’ye gelişine ilişkin şunları belirtti: “Ben, eşim ve çocuklarım 2016’da uçakla Rusya’dan Türkiye’ye geldik. Türkiye’den Suriye’ye kolay geçtik, yolumuz üzerinde, sınırda hiçbir şekilde asker görmedik. Uzun bir süre Türkiye’de kaldık.” Suriye’ye ilk geçtiklerinde Rakka’ya geldiklerini aktaran Elbîna, “Orada kadın ve erkekleri birbirinden ayırdılar. Orada savaş ve uçak bombardımanları sürekli devam ediyordu” ifadelerini kullandı.
Kampta sürekli tehdit edildiğini belirten Elbîna, şöyle devam etti: “Oradaki kadınlarla bizim aramızda sürekli sorunlar var. Onlar bizi İslam Devleti’nden çıkmakla suçluyor. Burada kalmak istemiyoruz. Çocuklarım burada eğitim ve öğretim alamıyor. Kamptaki kadınların çocuklarına, insanları öldürmeyi ve işkence yapmayı öğretiyorlar.”
Elbîna, Rusya’ya kendilerini Hol Kampı’ndan çıkarmaları ve ülkelerine geri götürmesi çağrısında bulunarak, “Artık burada yaşayamayız” dedi.
DIŞ HABERLER