12 Eylül Askeri Darbesi’nin 42’nci yıldönümü olması nedeniyle birçok kentte açıklama yapan STK’lar, darbecilerin hiçbir zaman yargılanmadığını belirtirken, darbe uygulamalarının devam ettiğini kaydetti
12 Eylül Askeri Darbesi’nin 42’nci yıldönümü dolayısıyla günler öncesinde başlayan eylem ve etkinlikler bugün de devam etti. Birçok kentte 12 Eylül cuntası ve sonrasında yaşanan katletme, işkence ve çok sayıda hak ihlaline dikkat çekerek, 42 yıldır faşizme karşı mücadelenin sürdüğü mesajı verildi.
Diyarbakır 78’liler Derneği, 12 Eylül darbesinin yıldönümünde Esat Oktay Yıldıran’ın insanlık dışı işkence uygulamalarına karşı tarihi direnişin damga vurduğu Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi olarak bilinen Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde açıklama yaptı. HDP Diyarbakır milletvekilleri Remizye Tosun ve İmam Taşçıer ile siyasi parti temsilcileri, Amed Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ile çok sayıda kişinin katıldı. Açıklamanın Kürtçesini Diyarbakır 78’liler Derneği üyesi Kemal Baran, Türkçesini ise 78’liler Derneği Sözcüsü Hüseyin Barış yaptı.
Hala cezaevlerinden cesetler çıkmakta
Türkiye’nin tekçi ve darbe anayasası ile yönetilmeye devam edildiğini söyleyen Barış, “Hem iç hukuk hem de evrensel hukuk uygulanmamakta, ayaklar altına alınmaktadır. Hala cezaevlerinden cesetler çıkmakta. İşkence devam etmekte, sudan bahanelerle infazlar yakılmakta ve tecrit uygulanarak teslimiyet dayatılmaktadır. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin yeni bir darbe olmamasının en uygun yolu darbelerle hesaplaşmaktır. Darbecileri ve işkencecilerin yargılanmasıdır” dedi.
‘Zulüm var oldukça, direniş de olacaktır’
HDP Milletvekili İmam Taşçıer, 42 yıl önce yaşanan faşist darbe öncesi sorunların bugünün benzeri olduğunu belirterek, Kürt sorunu olduğu müddetçe, bunların devam edeceğini söyledi. Cezaevlerinde o dönemde 50 kişinin idam edildiğini, 300’e yakın kişinin işkenceyle katledildiğini belirten Taşçıer, “Arkamdaki cezaevinde Esat Oktay işkence ile tutuklulara saldırdı. Bugün de bu saldırılar devam ediyor. Cezaevi direnişi, bütün Kürtlerin direnişiydi o gün. Bugün de aynı direniş söz konusu. Zor ve zulüm var oldukça, direniş de olacaktır. Bugün binlerce HDP üyesi cezaevinde, bu nedenle bütün Türkiye ve Kürdistan halkı bu baskılara karşı mücadele büyütmelidir. Kürt sorunu demokratik yollarla, aktörleriyle beraber çözülmelidir” dedi.
İstanbul
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 12 Eylül darbesinin 42’nci yıl dönümü nedeniyle darbenin duyurulduğu Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) İstanbul Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. “12 Eylül’ün 42’nci yılında: Ne darbe ne diktatörlük. Acil demokrasi, acil insan hakları” pankartının açıldığı açıklamayı, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu. Yoleri, 12 Eylül zihniyetinin hala “iş başında” olduğunun altını çizerek, “12 Eylül darbesine karşı olmakla övünen AKP hükümeti, uzun iktidar dönemi boyunca; sadece kısmi anayasa değişikliklerine imza attı ve darbelerle hesaplaşmayı göstermelik bir 12 Eylül yargılaması ile sınırlandırdı” dedi.
15 Temmuz ve sonrası
İnsanlığa karşı işlenen suçların göz ardı edilerek “göstermelik” yargılamalarla işkence ile öldürülenlerin hesabının sorulmadığına işaret eden Yoleri, kaybedilenler için “adalet arayışına” girilmediğini vurguladı. 12 Eylül 1994’te Kenan Bilgin’in kaybedilmesi ile darbe arasında bir bağ kurulmadığını hatırlatan Yoleri, “İktidar bununla da kalmadı, ‘15 Temmuz darbe girişimi’ sonrasında ilan ettiği ve iki yıl süren OHAL, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği, 31 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe giren ve OHAL yetkilerinin devamını sağlayan 7145 Sayılı Torba Kanunu ve devamında 2020 yılında çıkarılan yeni Bekçiler Kanunu, Çoklu Baro Yasası, Sosyal Medya Sansür Yasası, ceza infazında eşitsizliği derinleştiren ve işkenceye zemin hazırlayan, sivil toplum örgütlerine kısıtlamalar getiren yasal düzenlemeler, 20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve hak ve özgürlüklere getirilen yasak uygulamaları ile 12 Eylül’ü daha da pekiştirdi. Hükümetin OHAL yetkilerini 3 yıl süreyle yeniden uzatan yasanın 18 Temmuz 2021 tarihinde kabulü ile rejim, OHAL koşullarının ötesine geçtiğini ve rejimin otoriter tarzda yeniden yapılandırılması amacıyla hareket ettiğini göstermiş oldu” ifadelerini kullandı.
Yoleri, “Otoriterleşme yolundaki ısrarına rağmen, darbe karşıtı olduğunu söylemekten vazgeçmeyen hükümeti; 12 Eylül’e ve darbelere karşı olduğunu ispata çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
İzmir
İzmir’de de 78’liler Girişimi Eski Sümerbank önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını girişim adına Emine Sözüdoğru okudu.
1960-1980 yılları arasında ortaya çıkan nispi demokratik sürecin 12 Eylül Darbesi üzerinden tasfiye edildiğini kaydeden Sözüdoğru, Darbecilerin temel amacının ‘Ulusal Güvenlik Devletini’ yeniden inşa etmek olduğunu söyledi. Sözüdoğru, “Darbeciler bu anlayışın bir sonucu olarak, demokrasi ve özgürlük fikirlerinin toplumsallaştığı 1970’li yıllar ve sonlarına doğru toplumun sol ve Kürdistani kesimlerini ‘iç düşman’ kabul ettiler” ifadelerini kullandı.
‘Ölçüsüz şiddetin yanıtı ‘Kürdi savaş’ oldu’
“Sözde sivil hükümetlerin ‘Ulusal Güvenlik Rejimi’ çerçevesinde iktidarı darbe rejimiyle bölüşmeye rıza gösterdiğini” söyleyen Sözüdoğru, “Darbecilerin ayrımsız, muhalif ya da farklı her kesime karşı uyguladığı ölçüsüz şiddetin yanıtı, 1984’den sonra patlak veren ‘Kürdi savaş’ oldu. Bu savaşın kısa sürede büyümesinin ana kaynaklarından biri- abartısız- işkence kampına dönüştürülen Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi oldu. Mamak, Metris ve Türkiye’nin her yanına yayılan sayısız askeri cezaevinde inanılmaz bir şiddet uygulandı. Bunlar kayda bile geçmedi” dedi.
Darbeler darbeleri doğurdu
12 Eylül’ün darbeciliğinin yargılanmayışının bedelinin 28 Şubat, onun da bedelinin 15 Temmuz Darbe Girişimi ve “tek adam rejimi” olduğunu kaydeden Sözüdoğru, “Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, yeni bir darbe olmamasının en gerçekçi yolu darbelerle hesaplaşmak, darbecilerin ve işkencecilerin yargılanmasını sağlamaktır” vurgusu yaptı.
Ankara
Ankara 78 ‘liler Federasyonu, ABD Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yaptı.
‘Hesap vermeden öldüler’
Açıklamada konuşan Ankara 78’liler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Cumhur Yavuz, konuşmasına 12 Eylül generallerinin hesap vermeden öldüklerini belirtti. Yargılamaların bir bir düşürüldüğünü hatırlatan Yavuz, “İşkenceciler devlet kademelerine yönetici olarak atanıp ödüllendirildiler. Şimdiye kadar yönetime gelen tüm hükümetler darbecilerle hesaplaşmak yerine darbenin nimetlerinden faydalanmayı seçtiler” dedi. Darbenin hala devam ettiğini kaydeden Yavuz, birçok insanın ülkeden kaçmaya çalıştığını ifade ederken, içeride ve dışarıda savaş politikalarının dayatıldığını vurguladı.
Bugüne kadar süren direnişin bugünden sonra da devam edeceğinin altını çizen Yavuz, “Hesabı görülmemiş hiçbir hesabı kapatmadık. Devrimcilerin kapatmadığı hiçbir hesap kapatılamayacaktır” dedi.
78’liler Girişimi’nden açıklama
78’liler Girişimi, Kürdistan Komünist Partisi, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi ve Mustafa Suphi Kültür Merkezi, 12 Eylül 1980 yılında yapılan Askeri Darbenin 42’nci yıldönümünde Mülkiyeliler Birliği’nde bir açıklama yaptı.
Toplantıda konuşan 78’liler Girişimi’nden Metin Uzunuz, 12 Eylül darbesinin ardından gelen yasakların hala devam ettiğini belirterek, “Darbecilerin yaptığı 12 Eylül Darbe Anayasası ile siyasi partiler, seçim Barajı, YÖK, RTÜK, sendikal yasalarının yanı sıra, 12 Eylül devletinin hukuki temellerini oluşturan 1980-83 döneminde yapılan 600 civarında yasa ve binlerce yönetmelik, 42 yıldır sürüyor. Türk siyaseti ve siyasetçileri 42 yıldır Türkiye’yi, işte bu tekçi darbe anayasası, darbe yasaları ve yönetmelikleri ile yönetiyor” İfadelerini kullandı.
MA/JinNews