Kobanê Davası’nda konuşan Günay Kubilay emniyet raporunda ölümlerin Erdoğan’ın açıklaması sonrası yaşandığını söyledi
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek, aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 20’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 16’ncı grup duruşması 7’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülmeye başladı.
Duruşmada yaşananlar;
HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay, sözlerine salonda bulunan herkesi selamlayarak konuşmasına başladı. HDP MYK çağrıları hakkındaki eski ara kararları hatırlatan Günay, kararlar arasındaki değişikliğe dikkat çekti. Kubilay, “Davanın başından beri MYK çağrısının örgüt talimatıyla yapılması başat olarak kabul edilmiş olsa da bu iddiayı doğrulayan tek bir şey bulunmamıştır. Bu durumun öyle olmadığı açık tanık beyanlarıyla da kanıtlanmıştır. Açık tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu ile Kerem Gökalp, MYK toplantısına kimlerin katıldığını bilmediklerini ifade ettiler” diye belirtti.
Erdoğan’ın açıklaması sonrası
Kubilay, “‘Kobanê olaylarını örgüt yaptı’ üzerinden bu dava sürdürülmek isteniyorsa bu davanın muhatabı bizler değiliz. MYK çağrısında şiddet emaresi söz konusu olmadığı gibi barışçıl bir çağrıydı. MYK’nın çağrısı 6 Ekim saat 20.20’dir. Dolayısıyla 6 Ekim gündüz olaylarının MYK çağrılarıyla bir ilgisi yoktur. Olaylar da Erdoğan’ın ‘Kobanê düştü, düşecek’ sözlerini söylemesinin ardından 7 Ekim’de başladı. Kobanê ile dayanışma ve protesto olayları Ağustos ayında başlamıştır. Bu süre zarfında HDP’nin yanı sıra çok sayıda demokratik kitle örgütleri, kurumlar protesto eylemleri gerçekleştirmiştir. Biz demokratik eylemlerin olmadığını söylemiyoruz” şeklinde konuştu.
Emniyet raporları da 7 Ekim’i işaret ediyor
Ölüm ya da yaralanmaların HDP MYK’nin 6 Ekim 20.20’de yaptıkları çağrı üzerine olmadığını, 7 Ekim öğleden sonra başladığını belgelerle dile getirdiklerini ifade eden Kubilay, “Dijital belgeler içinde yer alan 2014-146758 ‘ŞRŞ-5’ klasöründeki ‘Tahkikat-2’ adlı dosyada Ankara TEM Şube Müdürlüğünün 2015 tarihli raporda ‘Hayatını Kaybedenler’ başlığı altındaki belgede, 6 Ekim’de hiçbir ölüm olayının olmadığı, ilk ölümün 7 Ekim öğleden sonra Muş Varto’da olduğu belirtildi. Rapora göre 7 Ekim’de 19, 8 Ekim’de 4, 9 Ekim’de 8 ve 17 Ekim’de 1 kişi hayatını kaybetmiştir” dedi.
Yetkililer dinlenmeli
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın tanık olarak dinlenmesi talebinde bulunan Kubilay, Kobanê olaylarının HDP MYK çağrısıyla başlamadığını somutlayan yargı kararlarını okudu.
Mütalaada IŞİD yok
HDP eski MYK üyesi İsmail Şengül de, toplumda şiddet dalgası estiren ve çok sayıda sivilin yaşamını yitirmesine sebep olan, Suriye’nin içinde ve dışında IŞİD’in yaptığı katliamlarla ilgili mütalaada herhangi bir değerlendirmenin yer almamasını eleştirdi. Şengül, “AİHM Demirtaş kararında gerçekleşen olayların HDP MYK çağrısı ile bir bağlantısı olmadığı belirtildi. Kerem Gökalp ve Merdan Rüştü Ovalıoğlu ile gizli tanık Mahir’in ifadeleri de somuta dayanmayan ve birbiriyle çelişen, birbirini boşa düşüren beyanlar” diyerek tahliyesini talep etti.
Altınörs: Çelişkili ifadeler
HDP eski MYK üyesi Alp Altınörs, iki yıldır bir tweet bahanesiyle özgürlüklerinden yoksun tutulduklarını belirterek, özgürlüklerini talep ettiğini söyledi. Tanıkların yalan beyanlarda bulunduğunun kanıtlandığını ifade eden Altınörs, mahkemenin çelişkili ifadeleri sormadığını belirtti. İddianamede IŞİD’in olmamasını eleştiren Altınörs, “İddianamede olay, fiil ve fail yanlış. Asıl fail olan DAİŞ iddianamede yok bile. Demokratik olaylar DAİŞ’in Kobanê’yi kuşatmasıyla başladı. Hatta siz Emniyet Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazarak ‘DAİŞ gerçekten Kobanê’yi kuşattı mı?’ diye sordunuz. Gelen yanıt dosyaya da eklendi. ‘Evet DAİŞ Kobanê’yi kuşattı’ denilerek kuşatma tarihleri belirtildi ve kuşatmayla olayların başladığı, kuşatma bitene kadar da demokratik olayların devam ettiği ifade edildi” dedi.
Gür: Deliliniz yok
HDP eski Milletvekili Nazmi Gür de, iktidarın yüzleşmekten korktuğunu ifade ederek, çözüm sürecini hatırlattı. Gür, “Toplumun geçmişle yüzleşilmesine ihtiyacı vardı. Devletin kadroları, devleti yönetenler suç işler. Uzağa gitmeye gerek yok sizden önce bu koltukta oturan mahkeme başkanı onlarca suç işledi. Biz bu ülkenin tarihini, karanlık geçmişini nasıl aydınlatacağız? Aydınlanmadığı sürece ülkenin geleceği de olamaz” diye belirtti.
Siyasetçilerin savunmaları duruşmaya verilen bir saatlik aranın ardından devam edecek.
ANKARA