Ezgi Koman
Geçtiğimiz hafta bir çocuğun ölümünü daha -ne yazık ki- basından öğrendik. 15 yaşındaki Ali Koç’un ölümünü… Ali çalışmak için Van’ın Gürpınar İlçesi’nin Sevindik Köyü’nden İstanbul’a, Silivri’ye gelmişti. 15 yaşında olmasına karşın, yasak olmasına karşın, Silivri’de bir sitenin inşaatında çalıştırılmaya başlamıştı. Ancak Ali, 28 Ağustos günü çalıştığı o inşaatın altıncı katından düşerek yaşamını kaybetti.
Ali’den birkaç gün önce, 25 Ağustos 2022’de de bu kez Kilis’te 14 yaşındaki bir başka çocuk çalıştırıldığı inşaattan düşmüş ve ağır yaralanmıştı. Zaten İSİG Meclisi’nin verilerine göre son 9 yılda en az 556 çocuk çalışırken yaşamını kaybetmişti.
Tam burada bir hatırlatma yapalım: Ali’nin yaşamını kaybettiği günden birkaç gün önce bir yolsuzluk ifşası daha olmuştu. Bu ifşa yolsuzluğun boyutlarını ve genişlediği alanı göstermesi açısından önemliydi… Ki gereken önem verilmeye çalışıldı, çok işe yaramasa da suç duyuruları yapıldı.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü her yıl yolsuzluk algısı endeksi yayınlar. Bu endeks uzmanların, sivil toplum örgütlerinin ve iş dünyası temsilcilerinin kamu kesimindeki yolsuzluğa dair algılarını gösterir. Son yayınlanan 2021 endeksine göre 88 puanla Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya en yüksek yolsuzluk algısına sahip ülkeler. Bu ülkeleri 85 puanla Norveç, İsveç ve Singapur paylaşıyor. Endeksin son sıralarında ise 13 puanla Suriye, Somali, 11 puanla da Güney Sudan yer alıyor.
Türkiye’nin puanı ise her yıl gittikçe düşüyor. Son 10 yıl içerisinde en çok puan kaybeden ülkeler arasında yer alan Türkiye, 2013 yılı ile kıyaslandığında 12 puan kaybetmiş ve 43 sıra gerilemiş durumda.
Yolsuzluk endeksinde sıralanan ülkelere baktığınızda bu sıralamanın demokrasi, hukukun üstünlüğü, siyasetin finansmanda şeffaflık, karar alma süreçlerinde kapsayıcılık ve katılımcılık vb. sıralamalarıyla da uyumlu olduğu başka araştırmalar aracılığıyla kolaylıkla görülebilir.
Bu sıralamayla uyumlu olan bir başka alan da çocuk işçiliği. Yoksulluk algısı endeksinde gerilerde bulunan ülkelerde çocuk işçiliği oldukça ileride… Bu ters korelasyonun araştırılması ve kanıtlanması elbette gerekir. Ancak bu korelasyonda kanıtlanmasına gerek olmayan noktalar da söz konusu. O da yolsuzluğun gerçek maliyetinin dışındaki ağır bedeli ve bu bedelin çocukların yaşamını doğrudan etkilediği gerçeği.
Yolsuzluk vergi kaçırılmasına, boşa para harcanmasına yol açmanın yanı sıra devletlerin insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmesini de engelliyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’ne göre yolsuzluk tüm dünyada kamu hizmetlerinin verilmesinden adaletin dağıtılmasına, güvenli bir yaşamın sağlanmasına kadar devletin tüm işleyişini baltalıyor ve bunu yerine getirme kuvvetini zayıflatıyor. Yolsuzluğun olduğu devletler de yolsuzluğu genellikle çeteler yapıyor ve bu çeteler tarafından tehdit edilen, yolsuzluğu ortaya çıkarmaya çalışan muhalifler, insan hakları savunucuları yeterince korunamayabiliyor. Yolsuzluğun açığa çıkmaması, halkın gözünden uzak tutmak için baskı ve zor işletiliyor. İfade ve basın özgürlüğü engelleniyor. Yolsuzluğun devam edebilmesi için sahip olunan ayrıcalıkların devam etmesi yolunda ihlal politikaları uygulanabiliyor. Sağlıktan eğitime kadar temel hizmetlere erişim sağlamada başarı olunamıyor. Kurumlar çöküyor, ekonomi durgunlaşıyor, işsizlik, yoksulluk artıyor…
Dolayısıyla yolsuzluk olan ülkelerde devletler insan hakları yükümlülüklerini yerine getiremiyor. Zaten bu yüzden BM ve Avrupa Konseyi insan mekanizmaları da yolsuzluk konusuna odaklanıyor. BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’nin kabul edilmesi ve Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Avrupa Devletler Grubu (GRECO)’nun oluşturulması bu odaklanmanın bir sonucu.
Böyle olunca da Türkiye’nin sözleşmeye taraf GRECO’nun da üyesi olduğunu hatırlatarak bir soru bırakmak isterim: Çocuk işçiliği de bir insan hakları meselesi, bir hak ihlali olduğuna göre, bu ihlali önlemek devletlerin temel yükümlülüğü ise 15 yaşındaki Ali Koç’un çalışmak için Van’ın köyünden Silivri’ye gelmesinin ve yetmezmiş gibi çalıştırıldığı sırada yaşamını kaybetmesinin -bildiğimiz ya da bilemediğimiz- yolsuzluklarla ilgisi olabilir mi?