Hol Kampı’nda kalan kadınlar IŞİD zulmünden dolayı hareket edemediklerini belirterek, uluslararası güçlere ‘Ne IŞİD’i ne de IŞİD zulmünü istiyoruz’ diyerek çağrıda bulundu
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê kentinde bulunan Hol Kampı, 1991 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından kuruldu. Körfez Savaşı sürecinde Iraklı mülteciler için açılan bu kamp, 2003 yılında ABD’nin Irak’a girmesinden sonra bir kez daha mültecilerin kaldığı bir yer oldu. IŞİD’in Musul’u işgal etmesinden sonra da bu kamp yine Iraklı mültecilerin toplandığı bir yer oldu. Kamp 2015 yılında ise Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) kontrolüne geçerken Baxoz’un IŞİD’ten özgürleştirilmesinin ardından kampta IŞİD’li ailelerinin sayısı arttı.
Dünyadaki en tehlikeli kamplarından biri olarak bilinen kampta aralarında Türkiye, Türkmenistan, Özbekisten, Kırgızıstan, Çeçenistan, Rusya, Almanya, Mısır, Fas, Cezayir ve Tunus’un da olduğu 50 ülkeden 54 bin 390 kişi kalıyor. Kampta toplam 35 bin 172 kadın ve 15 bin 728 çocuk bulunuyor. Kampta 27 bin 816 Iraklıdan 17 bin 73’ü kadın, 8 bin 19 çocuk, 12 bin 366 ise Suriyeli.
9 temel bölümden oluşuyor
9 temel bölümden oluşan kampta yabancı olan IŞİD’lilerin aileleri birinde kalıyor. Iraklılar daha çok birinci, ikinci, üçüncü ve yedinci bölümlerde kalıyor. Diğerlerinde ise Suriyeliler kalıyor.
IŞİD’in kuralları
İnfazlar ve kadın katliamları ile gündeme gelen kampta, IŞİD’liler kadınları bastırmak için hilafet adına farklı zor yöntemleri kullanıyor. “El Hisba” denilen yargılama sistemi ile bugüne kadar onlarca kadın katledilirken Iraklı ve Suriyeli kadınlar çaresizlikten hilafet eğitimi adı altında IŞİD’in ideolojik eğitiminden geçiriliyor. İŞİD’in kurallarına göre hareket etmeyen kadınlar “El Hisba” denilen yargılama ile gizlice yargılanıp çekiç gibi aletlerle vahşice katlediliyor ya da benzin dökülerek yakılıyor. Bu şekilde kamptaki kadınlara mesaj verilerek korku yayılıyor.
Asayiş Güçleri tarafından kampta başlatılan “İnsani ve Güvenlik Hamlesi” ile birlikte çok sayıda IŞİD üyesi yakalanırken işkence edilmiş ve kelepçelenmiş 3 kadını da kurtardı. Yine Wefa Elî Ebas isimli bir Êzidî çocuk da kurtarıldı.
Kampta iki farklı çizgi
Hol Kampı’nın yönetiminden sorumlu Cihan Henan Jinnews’ten Hêlîn Asmîn’e kampın durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kampta iki farklı çizginin olduğunu söyleyen Henan, “Bunlardan biri ülkelerindeki savaştan dolayı kampa sığınan Suriyeli ve Iraklı mülteciler. Diğer yandan eğitimlerle IŞİD’e katılanlar. IŞİD, bunlar aracılığı ile kampın hücrelerinde yeniden örgütlenmek istiyor. Yıldan yıla güçlü bir zemin oluşturmak istiyor. Bu şekilde kampı kendi kontrolleri altına almak ve vahşiliklerini yaymak istediler. Bu yüzden kampın bir yani insani bir yanı ise terör. Bu terör örgütü tüm dünya için tehlikeli bu yüzden de önünü almak gerekiyor” dedi.
‘Kadınlar eğitime zorlanıyordu’
Kampa yönelik olarak başlatılan ve oldukça önemli olan İnsani ve Güvenlik Hamlesi’ne değinen Henan, şunları dile getirdi: “Çünkü kampta kadınları öldürme olayları arttı, yine mültecilere yönelik tehditler çoğaldı. IŞİD’liler kadınları eğitime zorluyordu, onların düşüncelerini kabul etmeyenleri ise öldürüyorlardı. Her çadırda gizli hücreler yapmışlar. Kamp çok büyük olduğu için ne kadar istense de güvenlik açısından bir hakimiyet sağlanamıyor. Bu yüzden de birçok IŞİD hücresi oluşturulmuş. Bu yüzden böyle bir hamleye ihtiyaç duyduk” diye belirtti.
Kara çarşaf dayatması
Kampta kalan Iraklı kadınlardan Emira Ebdullah da 5 yıldır kampta olduğunu belirterek, “Kampta kara çarşafla gezmek zorundayız. Kara çarşaf dayatılıyor. Kampta bir şeyler oluyor ama neler olduğunu bilmiyoruz. Korkudan ne sorabiliyoruz ne de bilgi alabiliyoruz” diye konuştu.
Irak’lı mülteci İlfet Xalid Musa ise Baxoz’un özgürleştirilmesinden sonra kampa geldiğini söyledi. Kampta yaşananlardan dolayı akşamları kimsenin rahat hareket edemediğini ifade eden Musa, “Kara çarşaf giymemiz gerekiyor. Ben hayatımda ilk kez kara çarşaf giyiyorum. Bizim için çok zor ama mecburuz” sözleri ile yaşadıklarını anlattı.
‘IŞİD zulmü istemiyoruz’
Irak’ın Anbar kentinden olduğunu söyleyen Bidûr Xalef de 4 yıldan bu yana kampta olduğunu belirtti. Eşinin IŞİD üyesi olduğunu paylaşan Xalef, “IŞİD dönse de biz istemiyoruz. Ne IŞİD’i ne de IŞİD zulmünü istiyoruz. Çocuklarım hasta. Akşamları hastalandıklarında korkumuzdan sabahın olmasını bekliyoruz ve ancak o şekilde doktora gidebiliyoruz” şeklinde konuştu.
HESEKE