Kobanê Davası’nın 16’ncı duruşmasının 5’inci oturumunda konuşan TJA aktivisti Ayla Akat Ata, ‘Öcalan ile yeniden görüşün. Ülkeye barışı getirin’ dedi
IŞİD’‘in Kobane’ye yönelik saldırıların üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 16’ncı duruşma periyodu, 5’inci oturumuyla Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye devam ediyor.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen dava duruşmasına HDP’li milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda avukat ve izleyici katıldı.
Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Duruşma kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başladı.
Verilen aranın ardından ilk olarak Avukat Veysi Eski söz aldı. Eski, mahkeme salonunda ve dışarda can güvenliklerinin olmadığını belirterek şunları söyledi: “Adliye içerisinde Kenan Maçaoğlu arkadaşımıza bir saldırı gerçekleştirildi. ‘Salonun dışı beni ilgilendirmiyor’ diyeceksiniz ama sizi ilgileniyor. Biz buraya mesleğimizi icra etmek için geliyoruz, bir kısım siyasi saiklerle hareket eden polis memurlarıyla muhatap olmak istemiyoruz. Her an her yerde bir provokasyon yaratmak istiyorlar.
TEM’in müdahalesi
Polisin söz konusu davaya müdahale ettiğine değinen Avukat Ali Bozan, müşteki vekillerin bulunduğu tarafta TEM’in yer aldığını, TEM görevlilerin ara kararlara cevap yazan kişiler olduğunu ve duruşma salonunda çıkarılmasını talep ettiğini, mahkemenin de taleplerini reddettiğini kaydetti. Bozan, “Burada bu dosyanın hazırlığında bulunan polisler duruşma salonunda yer alamazlar. TEM tarafından bu dosya düzenli takip ediliyor. Stajyer arkadaşlarımızın yanımızda olması talebini reddettiniz ama TEM’dekiler burada oturuyor. İzin günlerinde gelip izlesinler, TEM bariz bir şekilde bu dosyaya müdahale ediyor. Bu konuda bir görevlendirme var mı yok mu? Böyle bir usül var mı yok mu? Bunların araştırılmasını istiyorum. Talebimizin hukuki olduğuna heyetiniz de inanıyor. Heyetiniz kobane kumpas davası dışında hangi dosyada TEM’in düzenli olarak duruşmaları takip ettiğini gözlemledi?” diye sordu.
Ankara Emniyeti’ne yazı
Verilen aranın ardından duruşma salonunda yer alan TEM’in dışarıya gelerek kendilerine müdahale ettiğini dile getiren Bozan, “Bize yönelik tehditkâr bir tutum olacaksa aynı cesareti Ankara TEM’den de bekliyoruz. Benim başıma herhangi bir şey gelirse yasal sorumlusu Güvenlik şube müdürü ve beni açık şekilde tehdit eden polis memurudur. Siz ‘Beni dışarıdaki olay beni ilgilendirmez’ diyebilirsiniz ama Ankara emniyeti ile görüşüp avukatların güvenliğini sağlanmasını istemeniz gerekiyor. TEM’in salondan çıkarılması, Ankara emniyetine müzekkere yazılması talebini yeniliyorum” talebinde bulundu.
Ata’nın konuşması
Bozan’ın ardından Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata söz aldı. Ata da avukatların can güvenliğinin sağlanması talebinde bulundu. “Avukatlarımız bu salona gelemezse bizde gelemeyeceğiz. İzmir’de HDP binasının içinde Deniz Poyraz arkadaşımız katledildi. Deniz Poyraz için toplanan kitleye, kitlenin sloganlarına izin verilmedi, ama bize karşı atılan sloganlara izin veriliyor. Bunlar merkezi kararlar, bu kararları alırken hukukun üstünlüğünün yok sayılmayacağına dair karar verin” diye konuşan Akat, basın açıklamasının konusunun infaz yakmalar olduğunu belirterek, “Aileler bu konuda ses çıkarmasınlar mı? Avukatlar yanlarında durmasınlar mı?” sorusunu sordu.
‘Bir DEHAK var’
IŞİD vahşetine karşı durdukları için yargılandıklarını vurgulayan Ata mahkemede kendilerine Kobane ile ilgili soru sorulmadığını dile getirdi. HDP’nin Şengal’deki IŞİD vahşetine ses çıkarttığını belirten Ata, şunları söyledi: “İnsanları sokağa çıkarmak anayasal hakkımız ama o sokağa silahlı güçleri biz taşımadık. Kimin ne yaptığının farkındayız. Çözüm süreci bizim kutsalımızdı ama korunamadı. Bu ülkenin İçişleri Bakanı parantez kapatmaktan söz ediyordu. Tarih bilinci olsa bu sözü kullanmaz. Ama tarih bilinci yok, bütün AKP’lilerin bir parantez kapatma sorunu var. Bu kadar basit mi? 30-40 yılın hesabını yapıyorlar. İnsan bu kadar mı kendi ülkesinden yaşanılan sıkıntıya arkasını döner? 2015’te ‘Kürt sorunu vardır’ diyen Başbakan, Cumhurbaşkanı olduktan sonra ‘Kürt sorunu yoktur’ dedi. Bu ülkenin her yerine cenazeler gidiyor, her gün ellerine haritalar alıp başında yorum yapıyorlar. Bugün çözüm sürecini bitiren ve bizi bu dosyada yargılayan anlayış bir siyasi kanattır ve bu kanat Dehak’a taş çıkarıyor. Gençlerin kanından beslenen bir Dehak var.”
Öcalan ile konuşun
Ata, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yapılan ziyaretlerin hükümet bilgisi dahilinde olduğunu belirterek, “Hükümet bir görev vermeseydi kimse adaya gidebilir miydi?” diye sordu. Ata, Öcalan’a Özgürlük Platformu’nu 7 kadınla birlikte yürüttüklerini ve kamuoyunda deklere ettiklerini belirterek şunları söyledi: “Kürtlerden özür dileyin. Kürtleri kazanın. Onları kazanmanın yolu siyasi önderlerini tanımaktan geçiyor. Abdullah Öcalan’a özgürlük tanıyın, zamanı geri sarın, Öcalan ile yeniden görüşün. Bütün bu zıvanadan çıkmış hak ihlalleri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin son verilmesiyle başlandı. Öldürmekle bir şey kazanamazsınız. Ülkeye barışı getirin, derhal Öcalan’ı tanıyın” sözlerini hatırlatarak, “Ben Öcalan’ın sadece açıklamalarda özgürlüğünü istemedim. Meclis kürsüsünde de dile getirdim. Benim söylediklerimin on on beş katını eş başkanımız söylemiştir. Biz diğer siyasetçilerinden farklı düşündüğümüz için yargılanıyoruz” dedi.
Hukuka çağrı
Ata son olarak şu ifadeleri kullandı: “Ben heyeti hukuka davet ediyorum. Biz zamanında bir kampanya yürütmüştük ‘Edi Bese’ diye. Artık gerçekten edi bese. Bize makul mantıklı hukuk açısından ele alabildiğimiz gerekçeler sunun ki ona göre konuşalım. Bu ülkede çözüm sürecini baltalayanlar vardı ama onlar yargılanmadılar. O süreçte FETÖ’cüler gizli gizli MHP, açık açık itiraz ediyordu. Çözüm gerçekleşse ekmek yiyemeyecek insanlar bugün iktidardalar, biz buradayız.”
ANKARA