‘KDP çok sayıda insanı esir aldı ve katletti’ diyen Dêrin Peşmergesi Abdullah Çalak, KDP’nin iktidarını devam ettirebilmek için daha büyük bir ihanete hazır olduğunu söyledi
Dêrin Peşmergesi (eski emekli peşmerge) Abdullah Çalak, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) politikalarına tepki göstererek “Kürt ulusu onlar için önemli değil, bu siyasi tüccarlar, uluslararası ve çıkarcı ülkelerin baskısı altındadır” dedi.
Rojnews’ten Birwa Eshed’e konuşan Abdullah Çalak, 1975’teki ‘aşbetal’a işaret ederek şunları söyledi: “Güney Kürdistan’daki Kürt partileri aşiretlere dayalı kurulduğundan beri aralarında hep çekişmeler olmuştur ve birbirlerini yok etme ve birbirlerine ihanet etme aşamasına geçmişlerdir. Barzani ailesinin tarihine baktığımızda 1975’teki aşbetal (devrimi bırakma) sonrası Güney Kürdistan’a dönmeleri ve Kürdistan için faaliyetlere başlamaları istendi ama geri dönmeyerek ‘Bizim devrime inancımız kalmamıştır’ dediler. KDP her zaman işgalcilerin fermanlarının yanında yer alarak muhaliflerine karşı bunu bir silah olarak kullandı.”
KDP’nin 31 Ağustos 1996 ihanetinin planlayıcısı ve yürütücüsü olmasının yanında aynı zamanda 31 Ağustos ihanetiyle de gurur duyduğunu kaydeden Abdullah Çalak şöyle devam etti: “KDP 31 Ağustos ihanetiyle gurur duyuyor, ona göre bu büyük bir başarıdır. Kürt ulusu onlar için önemli değil, bu siyasi tüccarlar, uluslararası ve çıkarcı ülkelerin baskısı altındadır.”
İşlenen suçlar
KDP’nin diğer Kürt hareketlerine karşı işlediği suçlardan bahseden Abdullah Çalak, “KDP çok sayıda insanı esir aldı ve katletti. 70 PKK gerillası şehit oldu. Iraklı ve Türkmen grupların üyelerini bile öldürdüler. Ancak sorun şu ki, Kürt partilerinin ihanete destek vermesini kınamak için şimdiye kadar ulusal bir kongre yapılmadı. KDP’nin ihanetleri bugün de devam ediyor. KDP, iktidarını sürdürmek için daha da büyük ihanetler yapmaya hazırdır. KDP, ihanetleriyle Güney Kürdistan Kürtlerini Kürdistan’ın diğer bölgelerinden koparmak istiyor” dedi.
31 Ağustos 1996’da olanlar
Irak diktatörü Saddam Hüseyin, Enfal denen saldırı silsilisende ve Halepçe’de 182 bin Kürd’ü kimyasal silahlarla katletmişti. Körfez Savaşı sırasında Irak’ta 36’ncı paralelin kuzeyinin uçuşa yasak bölge ilan edilmesiyle 1992 yılında YNK ve KDP ve Kürdistan Komünist Partisi’nin de içinde olduğu Kürdistanî cephe Hewlêr’i Baas rejiminden temizlemişti.
KDP Genel Başkanı Mesud Barzani, 22 Ağustos 1996’da diktatör Saddam Hüseyin’e bir mektup göndererek, Hewlêr’i YNK’ye karşı işgale davet etti.
Bağdat’ın yolunu tutan Barzani, Saddam Hüseyin ile yaptığı anlaşmaya göre, Irak ordusu Hewlêr’in alınması için Barzani’ye yardım edecek, Barzani de Iraklı muhaliflerin Güney Kürdistan’da bulunan unsularının tutuklanması için Saddam Hüseyin’e destek verecekti.
Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) Hewlêr’de etkili olmasına karşı Irak diktatörü Saddam Hüseyin 31 Ağustos 1996 tarihinde KDP’nin daveti üzerine tank, top, ağır silah ve 30 bin askerle Hewlêr’e girdi.
KDP güçlerinin Hewlêr-Giwêr yolunda 13 YNK pêşmergesini yakaladıktan sonra kurşuna dizmesiyle başta Ankawa Mahallesi olmak üzere bazı yerlerde çatışmalar yaşandı.
Hewlêr’i işgal eden Saddam Hüseyin’e bağlı askeri gruplarla yaşanan çatışmalarda 450 YNK üyesini hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı. Irak ordusu da bir ay boyunca Hewlêr ve çevresinde Iraklı muhalifleri tutuklama furyasını sürdürdü.
Halkın “Xiyaneta 31’ê Ab (31 Ağustos 1996 ihaneti) olarak ifade ettiği bu tarihte; KDP, halkın 50 yılı aşkın mücadelesi ve yüzbinlerce kayıpla kurduğu yapıların Saddam Hüseyin güçlerine çiğnetti, karargah yaptırdı.
31 Ağustos sonrası YNK, Hewlêr’den çekildi ancak Irak ordusu ve KDP’nin saldırıları devam ediyordu. 9 Eylül günü YNK, Süleymaniye’den de Rojhilatê Kurdistan’a çekilmek zorunda kaldı. YNK, bir ay sonra İran ordusunun da desteğiyle tekrar Süleymaniye’yi aldı ve Hewlêr yakınlarına kadar geldi. Bu sefer de Koyê, Şeqlawa ve Ranya’da Türkiye savaş uçakları tarafından vuruldu.
O dönem KDP’den parlamento başkanı olan Cewher Namik olanların “ihanet” olarak tanımlanacağını belirtip tepki gösterdi. Cewher Namik Salim ile Barzani arasındaki soğukluk da böylece başlamış oldu.
SÜLEYMANİYE