Demokratik İslam Kongresi (DİK)tarafından Ankara’da düzenlenen “İktidar İslamcılığı ve Takva” başlıklı çalıştayını Mezopotamya Ajansı’na değerlendiren HDP İstanbul Milletvekili ve DİK Eş Sözcüsü Hüda Kaya, önemli vurgularda bulundu. DİK’in asırlardır İslam toplumunu bir hastalık ve virüs gibi sarıp sarmalayan erkekçi, egemen, dayatmacı, mezhepçi din pratiğinin artık sonlanması ve hakikatin ortaya çıkmasını hedeflediğini vurgulayan Kaya, “DİK’in bu perspektif ve öngörüsünün mimarı Sayın Abdullah Öcalan’dır. Sayın Öcalan bu noktada gerçekten çok ciddi bir öngörü, analiz ve kritik ile beraber ihtiyacı okuyan ender şahsiyetlerden birisi” dedi. Egemenlerin güçlerini kaybetmemek için yüzyıllar boyunca inançları kullanarak vahşet uyguladığını dile getiren Kaya, şöyle devam etti: “Tüm inançlarda elçilerin getirdikleri mesajların temeli sınıfları, sınırları kaldırmak, insanlar arasında eşitliği, özgürlüğü, adaleti ve barışı sağlamak vardır. Toplumlardaki bu dengeler bozulduğunda bu mesajlarla gelmiş ve bir halk önderliğiyle yol açmaya bir hareket geliştirmeye çalışmışlardır. Aradan bin yıllar geçmesine rağmen bu mesajlar devam etmektedir ama bu mesajlar tahrif edilip, özünden ayrıştırılarak, şekilciliğe dönüştürülmeye, egemenlerin saltanatlarının işgali altına alınmaya çalışılmıştır. Bu sadece İslam’ın başına gelen pratik bir sonuç değildir, diğer dinlerin başına da gelmiştir. Sayın Öcalan bu tarihsel gerçeklikler üzerinden bir öneri getirmiştir. Bu öneri cidden halkımızın bu gerçekleri görmesi, bu ayrımın farkına varması açısından yol açıcı olmuştur.”
‘Yezidçi anlayış’
AKP’nin 16 yıldır var olan pratik ve politikalarıyla dinin nasıl bir sömürü haline getirildiğiyle çok daha ağır bir yüzleşmeyle yaşadıklarını vurgulayan Kaya, yaşanan sahte gelenekçi ve Yezidçi, egemen, erkekçi din anlayışını milyonlarca insanın görmesinin çok daha elzem olduğunu dile getirdi.
‘İnsan kalma mücadelesi’
DİK’in kadınların köleleştirilmesi, halkların köleler sürüsü haline dönüştürülmesi, kayıtsız şartsız biatçı hale getirilmesi, zalim de olsa yöneticilere itaati esas alan ilkeler üzerinden bir din yapılanmasına, saltanatçı, egemenci kurumsal yapıya bürünmesine itirazı olduğunu dile getiren Kaya, “Dinci, dayatmacı, tekçi, erkekçi zihniyetin toplumu, ahlakı, inancı, var olmayı, düşünceyi çürüttüğü, insanca kalabilmenin lime lime olduğu bir toplum içerisinde insan kalma mücadelesidir bu çalışma” dedi.
‘Hakikat çabası’
Bugün yaptıkları bu çalışmanın iğne ile kuyu kazarak hakikati bulma çabası olduğunu belirten Kaya, yaptıklarının Hz. Hüseyin’in duruşu olduğunu söyledi. Kerbela’da saray saltanatının yanında olanların Yezid ile birlikte Hüseyin’leri susuz, aç bırakarak katlettiklerini anımsatan Kaya, “Ölümlere rağmen günlerce susuz bırakılmalarına rağmen hakikatten vazgeçmeyenler ve teslim olmayanların fark edilmesi gerekiyor. Bugün azınlık olabiliriz, linç ediliyor, katlediliyor olabiliriz, ama biz hala Kerbela’nın yoldaşlarıyız ve o ruha sahip çıkmaya çalışıyoruz” dedi.
ANKARA