BKS, TÖP, HDP, TİP, EMEP ve CHP 1 Eylül dolayısıyla açıklama yaptı. HDP’li Züleyha Gülüm, iktidara seslenerek “Sizin derdiniz savaşsa, çekilin iktidardan biz barışı yaratacağız” dedi
Bakırköy Kent Savunması (BKS), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda açıklama yaptı. Açıklamada, “Savaşa ve sömürüye karşı barış istiyoruz” pankartı açıldı. Açıklamaya çok sayıda Aktivist ve Sivil Toplum Örgütü katıldı.
Serbest kürsü kurularak BKS, TÖP, HDP, TİP, EMEP, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin duygu ve düşüncelerini aktararak barış vurgusu yaptı. Yapılan açıklamalarda devletin Kürtler üzerindeki “savaş ve şiddet” politikasına dikkat çekildi.
Sermayeye yarıyor
Açıklamada konuşan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, savaşların sadece emperyalistlere ve kapitalistlere, sermayelerine sermaye katmalarının aracı olduğuna dikkat çekti. İktidarın ülkeyi, ‘onlar hain, bunlar kötü, bunlar terörist’ diyerek “bölme ve parçalama” siyasetiyle yönetmeye çalıştığını işaret eden Gülüm, “İktidarın, ‘Ülkemizde güvenlik sorunu var bu sorun varken siz neyin ekonomisinden, neyin yoksulluğundan, neyin açlığından bahsediyorsunuz?’ diyerek bizi susturmaya çalışmıyorlar mı? ‘Bir merminin fiyatı ne kadar sizin haberiniz var mı?’ demiyorlar mı? İşte bütün bu savaş, silah meselesi tamda emperyalistlerin, kapitalist devletlerin, kendini büyütmenin mekanizmasından başka bir şey değil” diye konuştu.
Barışı yaratalım
Savaşın hiçbir zaman halkların yararına olmadığını belrten Gülüm, “Biz uzun süredir çözülmeyen bir sorunla yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Biz buna Kürt sorunu diyoruz. Barışçıl yöntemlerle çözüle bilecekken, eşit koşullarda bir arada yaşayabilecekken ısrarla bize savaşı ve düşmanlığı dayatıyorlar. Israrla ‘Biz barış yöntemiyle bu meseleyi çözmeyeceğiz’ diyorlar. Biz farklı halklarla bir arada yaşayamaz mıyız? Yaşarız. Ama ‘Yaşayamazsınız’ diyorlar. Tüm savaşlara hayır dediğimiz gibi Kürt halkına karşı yürütülen savaşa da yok sayma da, sömürme politikasına da hayır diyoruz. Ve biz halklar olarak bir arada yaşayabiliriz. Siz gölge etmeyin başka bir şey istemiyoruz. ‘Siz zulüm etmeyin başka ihsan istemiyoruz’ diyoruz. Savaşla bizi yoksulluğa mahkum etmenize izin vermeyeceğiz. Sizin derdiniz savaşsa, çekilin iktidardan biz barışı yaratacağız” ifadelerini kullandı.
Savaşa karşı barış
Basın metnini okuyan HDP Bakırköy İlçe Eş Başkanı Gonca Yangöz, konuşmasına herkesin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlayarak başladı. Halkların ve insanlığın toprakları üzerine bomba atılan ya da savaş uçaklarının girdiği bir yerde barıştan bahsedilemeyeceğini söyleyen Yangöz, Türkiye’nin böyle bir “savaş” politikası içerisinde olmasını istemediklerini ve barış içinde yaşamak istediklerini söyledi.
Kutuplaşma
“Savaş atmosferinin hakim olduğu her yerde, özellikle iç savaş koşullarının ağırlaştığı durumlarda siyasal rejimin karakterinin faşizme doğru kayması kaçınılmazdır” diyen Yangöz, halkların örgütlendiği ve özgürce fikirlerini beyan ettikleri için üzerlerinde bir baskın olduğunu belirtti. Yangöz, “Özellikle ‘kamu güvenliği’ gerekçe gösterilerek çıkarılan yasalar, barışçıl gösterilerde dahi polisin silah kullanma yetkisini genişleterek gösteri hakkının kullanılmasını ağır tehditler altına aldı. Türkiye’nin bugün ekonomiden siyasete, yönetim biçiminden toplumsal ilişkilere kadar yaşadığı sorunların temelinde, iktidarın içerde ve dışarıda derinleştirdiği kutuplaştırma, gerginlik, çatışma ve savaş politikaları yatmaktadır. Bu gerçeklik, yönetim bunalımının ve ekonomik krizin temel sebebidir” ifadelerini kullandı.
Yoksulluk üretiyor
Savaşa yatırım yapılmaması gerektiğin dile getiren Yangöz, ülkedeki bütün sorunların, yoksulluğun ve şiddet politikalarının bir sonucu olduğunu kaydetti. Yangöz , “Savaş da hem bu şiddeti hem de bu yoksulluğu yeniden üretiyor. Öldürmek, gidip birilerini bombalamak kutsanıyor. Dolayısıyla bu aynı zamanda toplumun içindeki şiddeti de körüklüyor ve kadına şiddeti artırıyor” dedi. Dünya ülkelerine bakıldığı zaman etnik ve kimlik sorunlarını askeri yöntemlerle çözülmeye çalışıldığını belirten Yangöz, bu yaşanılan krizlerden dolayı devlerin bir yoksulluğa sürüklendiğin söyledi.
Tecrit sonlanmalı
Yangöz konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Sorunlarını çözmede barışçıl ve diyalog yöntemini kullanan ülke halklarının, ortak bir yaşamı benimseme durumları ve gelişmişlik düzeyleri ortadadır. Gözle görülen bu duruma rağmen tecritte ısrar ve sınır ötesi operasyonların arttırılması ile yaygınlaştırılmaya çalışılan savaş ve çatışma ortamının aksine toplumsal barış projesinin hayata geçirilmesi önemlidir. Bu doğrultuda İmralı tecrit sistemi sona erdirilmeli ve Kürt sorununun demokratik çözümü için barışçıl diyalog hayata geçirilmelidir. Ülkede ve dünyada faşizme karşı mücadeleyi büyüterek, işçinin, çiftçinin, öğrencinin, kadının, Kürdün, LGBTİ+’ların, mültecinin öteki olmadığı bir dünyada, barış içinde, kardeşçe, bir arada yaşamı mutlaka gerçekleştireceğiz. Savaş değil barış, ölüm değil yaşam için mücadeleyi sürdüreceğiz.”
Açıklama, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganı ve alkışlarlarla sona erdi.