Yusuf Gürsucu / İstanbul
AB’yi kaya gazı kullanımına bağlayan adımlar uzun yıllar önce atılmıştı. Ukrayna Rusya savaşını tezgahlayan ABD ve AB çok kirli bir üretim olan kaya gazı ithalatını artırırken, hem tepkiler hem de AB’de üretim olasılığı ortaya çıkıyor
Avrupa Komisyonu’na göre, AB ülkelerinin Moskova’ya yaptırımlar getirmesi ve Rus gazını alternatif arayışı sürüyor. Mart ayından bu yana Avrupa’ya yapılan küresel LNG ihracatını yıllık bazda yüzde 75 artarken, bu miktarın büyük çoğunluğu ABD’den geliyor. Geçtiğimiz Mart ayında ABD yönetimi, bu yıl AB pazarlarına 15 milyar metreküp (bcm) ihracatına ek LNG tedarik etmeyi kabul ederken, açıklanan miktarın daha da artacağını gösteriyor. Küresel boyutta finans piyasası ve altyapı verilerini ABD ve İngiltere’ye sağlayan Refinitiv’in Temmuz ayında yayımladığı verilere göre, geçtiğimiz Haziran ayı boyunca ABD, kaya gazından mamul toplamda 57 bcm LNG ihraç ederken, bunun 39 bcm’si Avrupa’ya taşındı. Avrupa’da doğalgaz fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle enerji tasarrufu ve fatura destekleri açıklanırken bu adımların ardından halka ‘rıza üretek’ kaya gazı üretimlerine başlanacağını işaretleri ortaya çıktı.
Tepkiler cılız
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, Temmuz ayında yaptığı açıklamada, “ABD’den AB’ye LNG ihracatı neredeyse üç katına çıktı” derken, Kaya gazı LNG ihracatındaki artış, iklim etkisi bakımından tartışmaları da ortaya çıkarırken tepkiler çok cılız düzeyde. ABD gazı çoğunlukla, çevresel kaygılar nedeniyle AB’de yasaklanmak zorunda kalınan bir teknoloji olan, yer altının 4-5 bin metre derinliğinde yoğun su ve kimyasal kullanımıyla gerçekleştirilen ‘kırılma- fracking’ yöntemiyle ile üretiliyor. Amerikan LNG’sinin, Atlantik’e gönderilmeden önce soğutulması ve basınçlandırılması gerekiyor. Bu nedenle Rus boru hattı gazından daha fazla enerji yoğunluğuna sahip olduğu iddiaları yapılırken bir tercih nedeni olduğu belirtiliyor.
Ülkeler kendi çıkarlarına göre
2020 yılında, Fransız enerji kuruluşu Engie’den ABD LNG ithalat anlaşmasını geri çekmesi talep edilmişti. Gerekçe olarak, projenin Fransa’nın çevre projesi ve vizyonuyla uyumlu olmadığı iddia edildi. Ancak veriler özelde Almanya’nın ABD yönetimiyle kolkola girerek sürdürdüğü kaya gazından mamul ithal LNG sürecinin Avrupa’ya taşınması ve üretim süreçlerinin önünün açılması için adımlar atılmak istendiğini söylemek gerekiyor. Avrupa ve özel de Almanya’nın zengin kaya gazı rezervlerine sahip olması tartışılırken, yaşanan süreç Almanya’da ‘kırılma- fracking’ yöntemi ile üretilen kaya gazının yasaklı durumunun ortadan kaldırılabileceği işaretleri ortaya çıkıyor.
İkiyüzlü Alman politikaları
Almanya şansölye yardımcısı Robert Habeck, AB’nin ABD yerine dünyanın diğer bölgelerinden doğalgaz tedarik edeceğini belirtmesine karşın geçtiğimiz günlerde ülkenin LNG ithalat kapasitesinin kullanımını en üst düzeye çıkarmak için Alman enerji kuruluşlarıyla bir mutabakat anlaşması imzalandığını duyurdu. Fosil yakıt olan doğal gaz kömüre göre ‘iklim dostu’ bir alternatif olarak görülüyor. Nedeni olarak da yüzde 50 daha az CO2 salınımına yol açtığı gösteriliyor. Ancak bir metan gazı olan doğal gazın yakma dışında üretim süreçlerinde ortaya çıkan sızıntıların iklim değişimine etkisi büyüyor. ABD Çevre Koruma Ajansı’na göre metan, 100 yıllık bazda karbondioksitten 27 ila 30 kat daha etkili, son derece güçlü bir sera gazı olarak değerlendirirken, aynı zamanda yer altı sularını kirleten ve su kaynaklarını tüketen kaya gazı üretimlerinde ortaya çıkan kirlilikleri görmezden gelebiliyor.
Kaya gazcı RMI
Çevre düşünce kuruluşu olarak adlandırılan Rocky Mountain Insitute (RMI), Mart ayında yaptığı bir analizde, Rusya’nın Almanya’ya giden gazının ABD ve Katar gazından iki ila üç kat daha büyük bir iklim ayak izine sahip olduğunu söylenmesi ise dikkat çekerken, ithal gaza satır arasından destek verildiği görülüyor. Geleneksel yöntemle çıkarılan doğalgazın iklime etkisi tartışmasız olarak kabul edilirken, ‘düşünce kuruluşu’nun kaya gazı üretiminin neden olduğu yıkımı hafifseterek görünmez kılmaya çalışması manidar bir durum olarak ortaya çıkıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verilerine göre, 2021 yılında ABD kaya gazı üretim süreçlerinde yaklaşık 6 milyon 339 bin ton metan sızdığı bilgisi kaya gazının kirletici özelliğini ortaya sererken Rusya’da geleneksel doğalgaz üretiminde bu rakamın 100’e katlandığı iddia ediliyor.
Kaya gazı felaketi genişliyor
ABD eski Enerji Bakanı Ernest Moniz 2013 yılında yaptığı bir açıklamada ABD’nin 2020 yılına kadar doğalgazda net ihracatçı olacağını ifade etmişti. ABD’li şirketler planlarını uzun vade de yaparken uluslararası ortaklarıyla birlikte hedeflerini gerçekleştiriyor. Şu an ABD ekosistemini yerle bir ederek elde edilen kaya gazı üretimleri Ukrayna Rusya savaşının uzun yıllardır tezgahlanıp hayata geçirilmesiyle birlikte ABD’li şirketler AB’nin işbirlikçisi hükümetleriyle ‘doğal gaz’da AB’yi kendine bağlamayı başardı.
Trump’tan sonra Biden!
ABD eski Başkanı olan Donald Trump, Kuzey Akım 2 projesi nedeniyle Almanya’nın Rus doğalgazına bağımlı olduğunu ve ‘tamamen Rusya tarafından kontrol edildiğini’ öne sürerek, Berlin’in Moskova’nın ‘esiri’ olduğunu belirtmişti. Trump, yine dönemin Almanya Başbakanı olan Angela Merkel’e, “Rusya’dan korunmak istiyorsun, ama Rus gazına milyarlar ödüyorsun, üstelik NATO’ya para vermiyorsun” ifadeleriyle baskı oluşturuyordu. Yapılan bu baskılar ABD yeni Başkanı Biden eliyle de kesintisiz sürdürülürken, ABD şimdilik muradına ermiş gözüküyor.
Avrupa kıyılarına FSRU tesisleri
Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) projesi ile Türk Akım projelerini de ‘rakip boru hatları”’ olarak niteleyen Trump, Avrupa Birliği için ABD’den ve Katar’dan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG)ithalatı amacıyla onlarca liman inşa edeceğini ifade ederken, Trump ile eski AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker’in LNG’de ‘Sıfır gümrük vergisi’ uzlaşısına varıldığı ve görüşmede LNG alımının artırılmasının kabul edildiği bildirilmişti. Hamburg, Dedeağaç ve Belçika kıyıları ile birçok noktaya FSRU tesisleri ve depolama alanları inşa etme süreçleri hızla devam ediyor.
Kapitalizmin büyüyememe sorunu
ABD yeraltı sularını zehirleyip tüketen kaya gazı üretimleriyle Avrupa’nın doğalgaz pazarını ele geçirme adımları son noktaya varmış durumda. Ancak bu son, Rusya’yı zayıflatma adımlarının devam etmeyeceği anlamına gelmemektedir. Ortaya çıkan ve savaşa dönüşen gerginliklerin en önemli nedeni büyük bir pazar olan Avrupa’nın gazını hangi süper gücün sağlayacağı noktasında gelişti. Nerede duracağı belli olmayan bu savaş ortamının kapitalizmin uzun yıllardır içinde olduğu büyüyememe sorununun bir parçası olarak yayılma olasılığı sürüyor.
Türkiye’de kaya gazı!
Kaya gazı sondajı ve üretimi amaçlı olarak Diyarbakır’da Silvan Barajı inşa edilirken, Trakya’da kaya gazı üretimleri için sulama barajları, yeraltı suları bu üretimlere bağlanmaya devam ediyor. Trakya’da sanayileşme nedeniyle tüm akarsular zehirlenmiş durumda. Tarımsal üretimler için yegane kaynak olarak yeraltı suları kalırken, kaya gazı üretimlerine bağlanmaya başlanması bu kaynaktan da yoksun kalınacağını gösteriyor. Ayrıca kaya gazı üretimlerinde büyük miktarlarda suya duyulan ihtiyaç ise kurulan ve yeni kurulma planları yapılan barajlardaki sular ında bu üretimlere bağlanacağını söylemek gerekiyor. Trakya’da bugün yeraltı suları bazı bölgelerde 250-300 metre derinliğe çekilmiş durumda. Kaya gazı üretim süreçleri arttığında bölgede ne yeraltı suyu ne de debisi düşmüş ve zehir halini alan nehirler tarımsal üretimlerde kullanılamaz hale gelecek.
Yaşam zehirlenecek
Ekosistemin yok edilmesi pahasına yürütülen bu süreçte, kaya gazı ve petrolü üretimi temiz su kaynaklarını (yeraltı ve yerüstü)hem tüketip hem de son damlasına kadar kirletecek. Kaya gazı üretimi tarım topraklarını en ileri düzeyde tehdit edip, bulunduğu bölgede tarım üretimini yapılamaz hale getirecek. Yeraltından beslenen çeşmelerimizden su yerine gaz ve kimyasala bulanmış akışkan akmaya başlayacak. Tarımsal üretim bölgesi olan Trakya ve Diyarbakır’ın bu özelliğinden vazgeçildiği hem tarım politikalarından hem de enerji politikalarından anlaşılabilmektedir. Bu bölgeler yaşanmaz hale gelince tek çare göç etmek olacak ve bu alanlar bir avuç şirketin ekolojik yıkım üzerinden ceplerini doldurduğu alanlar halini alacak. İnsan dışında kalan canlı yaşamda bundan en ağır biçimde etkilenecek.