AKP-MHP yönetimi, ‘kentsel dönüşüm’ adı altında polis nezaretinde Tozkoparan’da da dar gelirlilerin evlerini yıkıyor.
İnsanların elektrik ve sularının kesilerek evlerini terke zorlandığı, ‘kentsel dönüşüm’ adı altında evlerin yıkıldığı Tokatköy, Hacıüsrev, Fetihtepe Mahallelerinden sonra hedef bu kez İstanbul’un Güngören ilçesine bağlı Tozkoparan oldu.
İstanbul’un Güngören ilçesine bağlı Tozkoparan’daki “kentsel dönüşüm” adı altında yıkım projesi tepkilere rağmen sürdü. Çevik kuvvet ekipleri TOMA’lar ve iş makineleriyle 29 Ağustos sabahı Tozkoparan’da yıkılacak evlerin olduğu yerlere getirildi. Polisler sokakları giriş-çıkışlara kapattı, boş bazı evlerin yıkımına başlandı.
“Yerinde dönüşüm” talep eden mahalle sakinleri yıkıma tepki göstererek, sık sık “Burası Türkiye, İsrail değil”, “Zulme karşı omuz omuza” ve “Tozkoparan bizimdir bizim kalacak” sloganları attı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Gürsel Tekin de mahalle sakinlerini ziyaret edip direnenlere destek verdi.
‘Bu zulmün bir an önce son bulmasını istiyoruz’
Basın açıklaması yapan Mahalle sakinlerinden Mehmet Haluk Çavuloğlu, mahkemeler devam ederken büyük bir polis gücünün bölgeye yığıldığını söyledi. Her yerde polis barikatları olduğunu kaydeden Mehmet Haluk Çavuloğlu “Sanki OHAL. OHAL yok, ne hal bu? Her her kapalı. Artık bu zulmün bir an önce son bulmasını istiyoruz” dedi.
Gürsel Tekin, yurttaşların evlerini vermek için gönüllü olmadığını belirtti.
‘Yabancılaşma alanı yaratıyorlar’
Züleyha Gülüm ise, Tozkoparan sakinlerinin uzun bir süredir direndiğine işaret ederek şunları söyledi: “Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki dişinizle tırnağınızla yaptırdığınız evlerinizi, barınma hakkınızı ortadan kaldırıyorlar ve siz buna karşı mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz. Binlerce polisi buraya yığarak, insanları evlerinden çıkarmaya çalışıyorlar. İnanılmaz bir durum. Bu iktidar döneminde olmaz dediğimiz her şeyi gördük. İnsanlara nasıl zulüm edildiğini hepimiz gördük. Bu iktidar kentsel dönüşüm adı altında yaptığı zulmü şimdi de burada yapıyor. Burada bir mahalle kültürü var. Buraları yıkarak, bizleri apartmanlara, birbirimizi yabancılaşma alanı yaratıyorlar. Bu aynı zamanda bizim kültürümüze, hayatlarımıza müdahale. Buna karşı da bir direniş var.”
İSTANBUL