MKM’nin, tutuklu 16 gazeteci ve özgür basınla dayanışmak amacıyla Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde düzenlediği geceye tutuklu gazeteciler, meslektaşları, siyasetçiler ve insan hakları savunucuları mesajlar gönderdi
Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM), Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazeteci ve Özgür Basın’la dayanışmak amacıyla 28 Ağustos’ta Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde düzenlediği etkinlik, yoğun katılım ve coşkulu dayanışmaya sahne oldu. Etkinliğe çok sayıda gazeteci, hak savunucuları, siyasetçiler, milletvekilleri, hukukçular, kadın örgütü temsilcileri, emekçiler, Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcileri, sanatçılar, Barış Anneleri İnsiyatifi üyeleri, gençler ve kadınlar ile birlikte 7’den 70’e çok sayıda kişi katıldı. Etkinlikte Bandista, Koma Aryen ve Kadir Çat sahne alırken, gece “Özgür basın susturulamaz” sloganı ile sona erdi. Etkinliğe, tutuklu gazeteciler, meslektaşları, siyasetçiler ve insan hakları savunucuları yazılı mesajlar gönderdi.
Her gecenin bir gündüzü var
“50 yıllık bir yazar ve gazeteci olarak şunu vurgulamak isterim. Bugünkü iktidarın fırsat buldukça övündüğü Geç-Osmanlı döneminde bile 20 Kürt demokratik örgütü, 15 dolayında Kürt kimlikli gazete ve dergi bulunuyordu. Tüm bunlar yasaklandığı içindir ki, Kürt aydınlanma hareketi illegaliteye geçmek ve o doğrultuda mücadele etmek durumunda kalmıştır. Eğer Kemalist yönetim, dönemin Kürt aydınlanma hareketinin çağrısına kulak verse ve red-inkar ve imha politikası izlemese, günümüze kadar uzanan olumsuzluklar yaşanmayacaktı.
Bir legal ve demokratik mücadele alanı olan basını yasaklamak ve gazetecileri tutuklamak, hiçbir dönem sağlıklı bir topluma hizmet etmemiştir. Bundan dolayıdır ki, aydınlanmacı ve hümanist şair Tevfik Fikret; “En büyük kuvvet haktır, haklılıktır ve her gecenin bir gündüzü vardır” demektedir. Ve biz de diyoruz ki, “Toplumsal gelişme yasaları, bütün yasaların üzerindedir…”
Mehmet Bayrak/Tarihçi
***
Özgür Basın’dan korkarlar…
“Değerli Özgür Basın Dayanışma Gecesi katılımcıları…
Tüm katılımcıları saygı ile selamlıyorum.
Baskı rejimlerinin en büyük sığınağı yarattıkları karanlıklardır, oradan beslenir, oradan saltanatlarını sürdürür, oradan yolsuzluklarını, servetlerini ve kıyıcılıklarını büyütürler.
Basının özgür olması, ortamın aydınlık tutulmasıdır. Egemenler aydınlıktan korkarlar çünkü olan bitenin bilinmesi, onların saltanatının bitmesine, halkın kendi kaderine el koymasına neden olur.
Özgür basından korktukları kadar sandıktan korkmazlar, çünkü tek kaynakla beyinlerini yıkadıkları halkın kararlarından emindirler ama gerçeklerle beslenen halkın gücünden korkarlar.
Karanlığı boğan inatçı emekleriyle baskı rejiminin tabutuna çivi çakan, halkın ufkunu açan gözüpek basın emekçilerini bir kez daha minnetle selamlıyor, hayatlarını hakikat yolunda feda edenleri de rahmetle anıyorum.
Maalesef ülkemiz zindanları, karanlığa savaş açan yiğit basın emekçileriyle dolu. Hepsine en kısa zamanda özgürlük ve esenlik diliyorum.
Özgür Basın Dayanışma Gecesini düzenleyen dostlara, tüm katılımcılara ve sanatçılara saygı ve selamlarımı iletiyorum.”
Ahmet Faruk Ünsal/İnsan Hakları Savunucusu
***
Özgür toplum, Özgür Basın ile inşa edilir
“Gerçeklerin, adalet ve özgürlük arayışının üstü eğer kara bir örtü ile örtülemiyorsa, bu, Özgür Basın ve O’nun onurlu temsilcilerindendir.
Özgürlüğünden şimdilik yoksun bırakılan 16 gazeteci arkadaşımız da kalemlerini bu yolda sivriltmişlerdir.
Özgür toplum, Özgür basın ile inşa edilir. Bu inşanın emekçilerini ve dayanışmacılarını yürekten selamlıyorum.
Yaşasın Özgür Basın
Yaşasın Dayanışma”
Akın Birdal/İnsan hakları savunucusu
***
Vücudumuzun atar damarları
“Özgür Basının Kıymetli Üyeleri, Değerli Konuklar;
Özgür bir yaşam ve özgür bir toplum için “özgür basın”, vücudumuzun atar damarları gibidir. Yasaklanması yalnızca kendilerine, kurumlarına değil toplumun özgür geleceğine karşı da bir müdahaledir.
Pek çok nedenin yanı sıra, iktidarın tutumuna karşı yeterince dayanışamamız da yasakların festivallere, konserlere kadar uzanmasının önünü açtı. Bu gece böylesi bir eksikliğimizi tamamlayabilme çabasının kararlı bir adımı olabilir. Bu etkinlik toplumda, ezilenler arasında iktidara karşı yaşamın bütün alanlarında birlikte mücadelenin meşalesini yakabilirse amacına ulaşabilecek. İnanıyorum ki bunu hep birlikte başarabileceğiz.
Selam, sevgi ve dostlukla…”
Onur Hamzaoğlu/Akademisyen
Apê Musa’nın öğrencileri
“16 Kürd gazeteci, kimsenin yazmaya cesaret edemediği şeyleri yazdıkları için cezaevindeler. Onlar gazeteciliği Apê Musa’dan öğrendiler ve O’nun yolundan gidiyorlar. Maalesef iktidar çok acımasız bir politika yürütüyor. Kendilerine muhalifim diyenlerin bir çoğu da ‘mağdur seçici’ davranıyor. Ancak biz Özgür Gazeteciliğin yanındayız. Arkadaşlarımız Özgür kalana dek durmak yok.”
Eren Keskin/İHD Eş Genel Başkanı
***
Toplumun bilme hakkı
“Bu gecede sizlerle bir arada bulunamamaktan dolayı çok üzgünüm.
Bu önemli gecenin ev sahipleri ve burada bulunan tüm konukları saygıyla selamlıyorum.
Sizler gibi özgür, cesur gazete ve gazetecileri çoğu kez yalnız bırakmanın utancı ve mahcubiyetiyle size sesleniyorum.
Bir ülkedeki ifade ve basın özgürlüğü demokrasinin geldiği yeri ölçen bir barometredir. Artık kusurlu bir demokrasi dahi sayılmıyorsak ve hukuk devleti sıralamasında dünyada en alt sıralarda yer alıyorsak, bu ifade ve basın özgürlüğünün bir güvenlik tehditi olarak görülmesi ve tanımlanmasıyla başlayan sürecin tabii sonucudur.
Sevgili dostlar, tüm dünyada otokrasilerin yürüdüğü yol aynıdır: Apolitikleştirme, popülizm, kutuplaştırma ve gerçek ötesi bir siyaset kurgusu.
Bunun için özgür basının kapısına kilit vurulması ve söyleme mecburiyetinin topluma kabul ettirilmesi gerekir. Çünkü bilginin kontrol altına alınması ve düşüncelerin serbestçe yayılması, iktidarların gücünü sınırlar.
Bugün, iktidar, “yapıyorum çünkü yapabiliyorum” diyecek gücü tahkim etmek için daha fazla yasağa, cezaya, baskıya ihtiyaç duyuyor. Neyin suç olduğu da, iktidarın o günkü ihtiyacına göre değişiyor. Bu belirsizlik toplumun üzerine bir şiddet olarak boca edilirken, iktidar gücünün sınırlarını sürekli genişletiyor.
Oysa, AİHM’in hakaret, nefret söylemi dışında ifade ve basın özgürlüğüne getirilen sınırlamayı ihlal olarak görmediği tek durum, şiddete teşvik.
Mediapart’ın kurucusu Plenel, özgür basının misyonunu “İktidarların örtmeye çalıştıklarının karşısında toplumun bilme hakkı” olarak tanımlıyor. AİHM de “kamuoyunu ilgilendiren bir konu varsa basın özgürlüğünün sınırlanması kabul edilemez” diyor.
Gerçek ötesi söylemlerle inancın gerçek olarak sunulduğu, itiraz edenlerin hain, terörist, iç düşman olarak damgalandığı bir dünyada insanların yararı ancak, iktidarların halkın bilmesini istemediği gerçekleri araştıran, doğrulayan ve duyuran güvenilir bir medya ile sağlanabilir.
Bir daha “asla dememek ve tüm bunlar nasıl oldu?” sorusunu sorup durmamak için sizler gibi özgür basına ve gazetecilere her zaman ihtiyacımız var.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
Nesrin Nas/İktisatçı
***
*
Tutuklu gazeteciler bırakılmalı
“Halkın haber alma hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve tutuklu tüm gazeteciler bir an önce serbest bırakılmalıdır.”
Barış Yarkadaş / Gazeteci, CHP 25 ve 26. Dönem Milletvekili
***
Gazetecilere baskı suçtur!
“Sevgili dostlar, arkadaşlar,
Sevgili meslektaşlarım,
“Özgür Basın” emekçileri, on yıllardır uğradıkları ayrımcı, hukuk dışı hatta yasa dışı baskı ve zorbalıklara karşı; hakikatin peşinde olmaktan, halkların haber alma hakkına duydukları saygı ve sorumluluktan bir milim geri atmadan örnek bir direniş sergilediler.
Bugün fiili bir OHAL rejimi tüm ülkeye yayılmış olsa da, Kürt gazetecilerin iki kez ayrımcılığa uğradığı gerçeğini unutmadan, haksız hukuksuz cezaevine atılan 16 arkadaşımız başta olmak üzere; içeride dışarıda bu zulümden payını alan bütün meslektaşlarımızla yan yana olmaya, bu zorba yönetimin yürürlüğe koyduğu düşman hukukuna karşı durmaya devam edeceğiz.
GAZETECİLERE UYGULANAN BASKI VE SANSÜR ANAYASAL SUÇTUR!
GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR!”
İnci Hekimoğlu/Gazeteci
***
Ehriman’ın karşısında, Ahura Mazda…
“Dünyada iyiler ve kötüler, mazlumlar ve zalimler hep vardır. Karanlık bir gecenin sonunda aydınlık bir günün gelmesi gibi; savaş varsa barış da vardır. Kötülük üreten Ehriman’ın karşısında, iyiliği savunan Ahura Mazda’nın olması gibi..
Gerçeği yazdıkları, doğruyu söyledikleri için tutsak alınan Özgür Basın emekçilerine selam olsun. And olsun ki biz kazanacağız yoldaşlar; serkeftın hevalno, serkeftın!”
Nesimi Aday/Şair-yazar
***
Gurbetelli’nin kalemi düşmez
“Bu geceye öncülük eden başta Mezopotamya Kültür Merkezi olmak üzere tüm meslektaşlarımı ve bu gece bizi yalnız bırakmayan dostlarımızı en içten sevgilerimle selamlıyorum. Bildiğiniz gibi iki buçuk ayı aşkın bir süredir 15 arkadaşımla beraber tutsak ediliyoruz. Bize dayatılan tutsaklık bizim şahsımızda aslında halklara dayatılan bir tutsaklıktır.
Bu ülkenin sanatçısı, işçisi, siyasetçisi, gazetecisi, kadını, çocuğu kısacası biat etmeyen herkes bugün iktidarın ana hedefi haline gelmiş bulunuyor. Bizlerin hedef alınması kuşkusuz derinden bir mesaj da içeriyor. Özellikle Türkiye’nin tek kadın haber ajansı olma özelliği taşıyan JİNNEWS’e dönük bu saldırı, bir yıldırmayı da amaç ediniyor. Bugün belki biz içerideyiz ama meslektaşlarımız yollarına devam ediyor ve kadınların seslerini, direnişlerini kamuoyuna duyuruyor. Bizler Musa Anterler’den, Gurbetelli Ersözler’den, Nujiyan Erhanlar’dan, Deniz Fıratlar’dan ve daha nice özgür basın şehidinden devraldığımız kalemleri biran olsun elimizden düşürmedik ve düşürmeyeceğiz.
Buradan bir kez daha söylemek istiyoruz. Kürt özgür kadın basını bugüne kadar biat etmedi, boyun eğmedi, kalemini yere düşürmedi. Bu yolu bedel ödeyerek açan basın şehitlerine, cezaevinde bulunan arkadaşlarımıza selam olsun. Bizler er ya da geç dışarıda sizler ile buluşacağız. Hakikatin açığa çıkması engellenemeyecek. Özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle. Sevgi ve selamlarımla…”
JİNNEWS Haber Müdürü Safiye Alağaş/Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi
***
Hakikat arayışımızdan asla vazgeçmeyiz
“Öncelikle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz.
Böylesi anlamda etkinliğin organizasyonunda emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyoruz.
Bilindiği gibi iki buçuk ayı aşkın süredir özgürlüğümüzden mahrum bırakıldık ve çok sevdiğimiz habercilik alanından koparıldık. Buradaki amaç elbette ki hakikat arayışında olan bizleri bu amacımızdan alıkoymak, yalanın perdesini yıkmayı kendine şiar edinmiş bizleri sizlerden kopartmaktı. Ayrıca temel hedeflerden biri de halkın haber alma hakkını engellemekti. Elbette bu bir ilk değil yakın tarihimiz bu engel çabalarıyla doludur. Ancak bu yollu girişimlerin tamamı başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Her yönelimde Özgür Basın daha da büyümüş bu baskıları savuşturmuştur. Şimdi bir kez daha benzer bir yönelimle Özgür Basını hedefe koymuşlardır ancak bu girişimleri de başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Bizle belki zindanda dört duvar arasındayız ancak Özgür Basın geleneği dimdik ayaktadır. Bu uğurda gerekirse canını ortaya koyarak çalışan onlarca, yüzlerce basın emekçisi bu bayrağı yere düşürmedi ve düşürmeyecek.
Bizler bundan sonrası için özgür düşüncelerimizle yazmaya, çizmeye, söylemeye, anlatmaya devam edeceğiz.
Bir kez daha sizleri saygıyla selamlıyor başarılar diliyoruz.”
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Serdar Altan/ Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi
***
Bir haber düzeni değiştirir
“Parev, Roj Baş, Merhaba tüm anadillerde,
Salgın hastalık sebebiyle evde istirahat etmek zorunda kaldım. Özellikle böyle önemli bir dayanışma gününde aranızda olmayı çok isterdim.
Bir haber düzeni değiştirir. Kimsenin maşası olmadan gerçekleri halklara aktaran, bu yolda asla yılmamayı öğrenen ve bunun için rehin alınarak bedel ödeyen özgür basın emekçileri, yolumuzu aydınlatmalarınızdan dolayı teşekkür ederim.
Hrant Ağpariğin gerçek meslektaşlarını yoldaşlık ruhumla sizleri selamlıyorum. Tarih onurlu duruşunuzu yazacak!”
Murad Mıhçı / Ermeni Aktivist, Artı Gerçek Yazarı
HABER MERKEZİ