Kobanê Davası’nın 16’ncı grup duruşmasında Mahkeme eski Başkanı Bahtiyar Çolak’a dair yeni taleplerde bulunulacak: ‘Tüm işlemler şaibelidir; taraflı, hukuksuz kararlarla müvekkillerimizi tutuklu yargılayan bir mahkeme başkanının yaptığı işlemlerin hepsinin yenilenmesi gerekir’
Kobanê Davası’nın 16’ncı grup duruşmasında Mahkeme eski Başkanı Bahtiyar Çolak’a dair yeni taleplerde bulunacaklarını söyleyen Av. Çiğdem Kozan, “Siyasi saiklerle devlet içinde gizli yapılanma dahi kuran bir şahsa, bilinçli olarak dosyanın verildiği açıktır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 20’si tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 16’ncı grup duruşmaları 29 Ağustos Pazartesi başlıyor.
Başladığı günden bu yana her duruşmada yeni bir hukuksuz karar ile devam eden Kobanê Davası’nda, mahkeme heyeti ve iddia makamı her grup duruşması sonrasında siyasetçilerin tutukluluklarının devamına karar veriyor.
Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, siyasetçilerin 3 bin 530 sayfalık iddianame ve bin klasörü aşan dosyaya giren evraklara dair avukatlarıyla birlikte tek gün savunma yapmaları dayatılıyor. Davanın görüldüğü mahkeme heyetinin bir önceki başkanı olan Bahtiyar Çolak hakkında açılan soruşturmada da iddianame tamamlanmıştı. Ankara Başsavcılığı, hâkim ve savcıların da aralarında bulunduğu 43 kişi hakkında “suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılık” suçlarından binlerce yıla varan hapis cezası istemiyle dava açtığı ve Bahtiyar Çolak’ın, “Elçi Başyardımcısı” sıfatıyla 22 ülkenin “Ata Dedesi” olduğu kaydedilen iddianamede, 5600 yıla kadar hapis istendi.
İddianamede Çolak’ın ifadesinin detaylarında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ismi de geçiyor. Çolak’ın bazı yazışmalarda Cumhurbaşkanı, MİT Başkanı ve Milli Savunma Bakanı’nın isimlerini kullanarak paylaşımlar yaptığı iddianame yer aldı.
Bahtiyar Çolak hakkında açılan dava ve iddianamede çıkan detaylara dair avukatların bu duruşmada yeni taleplerde bulunması bekleniyor. Dava avukatlarından Çiğdem Kozan, tarın Sincan Cezaevi’nde saat 10.00’da başlayacak Kobanê Davası duruşmasına dair değerlendirmelerde bulundu.
Kobanê Davası’nın kumpas olduğu ve hukuken de çöktüğü her duruşma periyodunda bir kez daha ortaya çıktığını dile getiren Çiğdem Kozan, “Mahkemenin öne sürdüğü en önemli argümanı zaten tanıklardı. Onun dışında dosyaya katabildiği bir delil mevcut değil. Ki önceki periyotlarda dinlenen aslında mahkemenin ve iddianame savcısının tanığı olarak dahi tanımlayabileceğimiz tanıklar dosyanın bizim en başından beri ifade ettiğimiz gibi gerçek dışı iddialara dayandığını ve kurgu olduğunu gösterdi” dedi.
Yalan tanıklık
Mahkeme heyetinin tutukluluk devam kararlarında dayanak yaptığı tanık beyanlarına dair Av. Çiğdem Kozan, şunları söyledi: “Duruşmalarda tanık beyanlarını genişçe değerlendirip, çelişkileri ortaya koymamıza rağmen mahkeme heyeti çelişkileri görmezden gelip adeta tanık beyanlarından istedikleri kısımları cımbızlayıp; bu tanıkların yalan tanıklık yaptıklarını görmezden gelerek tutukluluk gerekçesi yapıyor. Yine aynı şekilde tutukluluk gerekçesi yaptığı tanık beyanlarını bir başka tanığın çürütmüş olmasını ya da tutukluluk gerekçesi yaptığı tanık beyanlarının kendi içinde çelişiyor olmasını dikkate almıyor. Tabii bunun hukuki bir karar olmadığını ifade etmek gerekir. Zira bir açık tanık, gizli tanığın beyanlarını çürüttüğünde dahi hukuken riayet etmesi gereken açık tanık beyanlarını yok sayan bir mahkeme heyeti ile karşı karşıyayız. Olması gereken gizli tanık beyanları ile, hatta hukuka aykırı şekilde gizli duruşma yapılıp müvekkillerimizin ve biz avukatların yokluğunda dinlenen tanıkların beyanları ile tutukluluk devam kararı verilemezken, mahkeme salt tanık beyanları ile müvekkillerimizi tutuklu yargılıyor. Bunun hukuki değil siyasi bir tavır olduğunu söylemeye dahi artık gerek kalmadı, herkes bunun bilincinde diye düşünüyorum.”
Savunma hakkı
Av. Çiğdem Kozan, mahkemenin özel bir mahkeme olduğunu ve müvekkillerinin siyaset yapmalarını engellemek için siyasi saiklerle alınan hukuka aykırı kararlarla duruşmaların sürdürüldüğünü belirtti. Heyetin siyasetçilerin ilk sorgularını dahi beklemeden tanık dinlemeye geçtiğini hatırlatan Kozan, “Oysa önce müvekkillerimizin sorguları tamamlanmalı, sonra delil tartışması aşamasına geçmeli idi. Mahkeme bununla da yetinmedi, savunmaları bir gün ile sınırlandırdığına ilişkin bir ara karar kurdu. Böyle bir örnek var mı diye çok araştırdık, lakin örneği dahi olmayan bir karar bu. Şu anda dava dosyası klasör sayısı bin civarı, ayrıca çok ciddi suçlamalar ile yargılanan müvekkillerin yalnızca bir günde bu suçlamalara cevap vermesi mümkün değil. Mahkemenin zaten müvekkilleri dinlemek ve haklarındaki suçlamalara verdikleri savunmaları, bu siyaseti neden yürüttüklerini anlamak gibi bir derdi olmadığından bu süre kısıtlaması kararını verdi. Bunun savunma hakkını kısıtlamak olduğu ve savunma hakkı kısıtlamasının ise mutlak bozma sebebi olması karşısında mahkemenin dosyanın bozulmasını da umursamadığı ortada” diye konuştu.
Savunma kısıtlama kararının “İsterse üst mercilerde bozulsun, hukuka aykırı usullerle de olsa karar vereceğim, bu aşamada siyasi konjonktüre göre hukuka aykırı davranacağım” yaklaşımı olduğunun altını çizen Kozan, “Duruşmalarda henüz karar verilmemişken, ‘istinafta söylersiniz’ diyen, aslında hükmü kafasında kesinleşmiş bir mahkemeden bahsediyoruz. Şu anki siyasi konjonktüre bakıldığında heyetin acelesi var, zira bu dosyayı seçim malzemesi yapmak isteyen bir iktidar var” dedi.
‘Dosya Bahtiyar Çolak’a özellikle verildi’
Av. Çiğdem Kozan, heyetin bir önceki başkanı Bahtiyar Çolak’ın çete lideri çıkması ve hazırlanan iddianameye dair şunları söyledi: “Tabii bu çok vahim bir durum; yargıdaki durumu, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını da gözler önüne serdi. Kobanê Davası gibi şu an kamuoyunda en çok gündemde olan davalardan birinin mahkeme başkanı bir çete lideri çıktı. Bu konuda daha önce olduğu gibi yine bir kısım taleplerimiz olacak. İddianamede Bahtiyar Çolak’ın Ankara’da yapılan bir toplantıda bizzat kendisinin, referansının MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olduğunu söylediği yer alıyor. Böyle siyasetle içli dışlı, siyasi saiklerle devlet içinde gizli yapılanma dahi kuran bir şahsın bu dosyaya atandığı, bilinçli olarak dosyanın kendisine verildiği açıktır. Ki bu bahsettiğimiz iddianamede yer alan beyanlara da bu yansımış aslında; müştekilerin bir kısmı bu suç örgütüne; Bahtiyar Çolak’ın Kobanê Davası mahkeme başkanı olması, bu dosyanın ona verilmesi nedeni ile güvendiğini söylüyor. Yani dosyanın özellikle seçilerek verildiğini vatandaşlar da biliyor, bunun farkında.”
Devlet Bahçeli’nin referansıyla…
Çolak’ın iddianamede yer alan beyanlarında Devlet Bahçeli’nin referansıyla devlet içindeki gizli yapılanmaya dahil olduğunu söylediğini anımsatan Av. Çiğdem Kozan, duruşmada da bunu doğrulayan emareler gördüklerini vurguladı. Çolak’ın mahkeme başkanı olduğu sürece dair Kozan, “Devlet Bahçeli sürekli bu davanın hemen sonuçlanmasını, yargılananlara gün yüzü gösterilmemesini söylüyor. Mahkeme tam da buna uygun şekilde 3 bin 530 sayfa iddianame ve 325 ek klasörünü asla okuyamayacağı bir hafta gibi bir sürede kabul etti. Mahkemenin bu sırada başkaca önemli bir dosyasının duruşması olduğunu yani işleri olduğunu da atlamamak lazım. Tabii daha da önemlisi Kobanê davasının iddianamesinin kabulünden hemen sonra MHP tarafından tweet atlıyor ve MHP genel başkan yardımcısı iddianameye dair bilgileri sızdırıyor. İddianamenin kabul edilme saati ile MHP’nin attığı tweetin arasında yalnızca iki-üç dakika süre var. Yalnızca iki üç dakikada bu bilgiye ulaşılması ve bu kadar kapsamlı bir iddianamenin okunarak bilgi verilmesi mümkün mü? Asla. Bu durumu açıklayan da Bahtiyar Çolak’ın yargılandığı dosya iddianamesi oldu. MHP’ye bu bilgilerin sızdırıldığı açık ve Bahtiyar Çolak’ın kendi yargılandığı dosyada MHP genel başkanının kendisine referans olduğu iddia olunuyor. Sanırım başka söze gerek yok. Tabii böyle bir mahkeme başkanın yaptığı tüm işlemler şaibelidir; taraflı, hukuksuz kararlarla müvekkillerimizi tutuklu yargılayan bir mahkeme başkanının yaptığı işlemlerin hepsinin yenilenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
Heyetteki diğer üyeler
Çolak’ın ardından aynı heyette yer alan yeni mahkeme başkanının da benzer pratikleri sürdürdüğünü vurgulayan Av. Çiğdem Kozan, şunları ekledi: “Diyelim ki Bahtiyar Çolak çete lideriydi, bu dosya bilinçli olarak mahkemesine verilmişti ve bu iddianameyi okuma gereği duymadı, diğer üyeler neden okuma gereği duymadı? Mahkemenin şu anki başkanı ve heyetinin bu suç örgütü ile bir bağı var mı yok mu bilmiyoruz ama tabii bu durum bizler açısından şüphelidir. Zira mesai arkadaşları böylesi işlemler yaparken bilmiyor olmaları ne kadar mümkün bilemiyoruz. Böyle şüphe altında kalan bir heyetin bu yargılamayı yürütmemesi gerekir.”
Atadedeler ve Bahtiyar Çolak
Sahte MİT kimliği taşıdığı tespit edilen ve Pınar Taşçı kod adını kullandığı belirlenen S.F.’nin liderliğini yaptığı, kendilerini “Derin devletin ticari istihbarat ayağı” olarak adlandıran “Atadedeler” isimli çeteye yönelik Ankara merkezli gerçekleştirilen operasyon kapsamında faaliyet alanı İzmir olan çeteye üye oldukları gerekçesiyle 24 kişi gözaltına alınmıştı. Soruşturmaya ismi karışanlardan Çolak, başkanlığını yaptığı Kobanê Davası’ndan Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) kararıyla görevden alınmıştı.
Ankara Başsavcılığı, aralarında hâkim ve savcıların da bulunduğu 43 kişi hakkında “suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılık” suçlarından binlerce yıla varan miktarlarda hapis cezası istemiyle dava açtı. İddianamede, bir dönem Kobane davasına da bakan eski ağır ceza mahkemesi başkanı Bahtiyar Çolak da örgüt yöneticileri arasında sayıldı. Çolak’ın, “Elçi Başyardımcısı” sıfatıyla 22 ülkenin Ata Dedesi olduğu kaydedilen iddianamede, 5600 yıla kadar hapsi istendi.
Berivan Altan/ANKARA / MA