‘Kapalı kutu’ olarak tanımladığı tersanelerde asıl sorumluların yargılanmaması nedeniyle iş cinayetlerinin arttığını ifade eden Limter-İş Genel Sekreteri Hakkı Demiral, çözümün ise işçilerin birlikteliğinden geçtiğini söyledi
Yadigar Aygün
Alınmayan önlemler nedeniyle Türkiye’deki tersaneler işçilerin mezarı haline geldi. Oldukça kötü koşullarda, düşük ücret karşılığında çalışan işçiler için barınma koşulları da ayrı bir cehennem anlamına geliyor. Tersane çevresine konuşlanmış pansiyonlarda işçiler neredeyse ‘balık istifi’ gibi yaşamak zorunda. Bunun yanı sıra alınmayan önlemler ve denetimsizlik nedeniyle hergün bir işçi cinayeti ile gündeme gelen tersanelerdeki son örnek ise Yalova’daki tersanede yaşamını yitiren 19 yaşındaki Yasin Demirdağ oldu. İddiaya göre iş güvenliği uzmanları ölen işçiye emniyet kemeri takmak istedi, bunu gören işçiler ise sert tepki gösterdi. Bu durum bile tersanelerdeki işçilerin yaşadığını net bir şekilde ortaya koyuyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin yayımladığı raporlara göre, 2013 yılından 2021 yılına kadar tersane/gemi sektöründe 226 işçi, 2022 yılının ilk 7 ayında ise gemi, tersane, deniz, liman işkolunda 26 işçi iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti. DİSK’e bağlı Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiyecilik ve Antrepoculuk İşçileri Sendikası (Limter-İş) Genel sekreteri Hakkı Demiral tersanelerde yaşanan durumu değerlendirdi.
Sorumlular yargılanmıyor
İş cinayetlerinin giderek arttığının altını çizen Demiral, işyerlerinde önlemlerin alınmadığını vurguladı. Denetimlerin yapılmadığını belirten Demiral, iş cinayetlerinde asıl sorumluların yargılanmadığını söyledi. Demiral, “İş cinayetleri günlük bir süreç değil. İş cinayetleri, kapitalizmin bir parçası haline geldi. Sermaye hükümetten, yargı sisteminden güç alıyor. Sermaye, yargılanmadığı ve ceza almadıkları için iş cinayetleri artıyor. Tersane ortamı hem sıcak hem duman, insan sağlığını riske atabilecek bütün faktörler var. İş Güvenliği Uzmanları (İSG) günah keçisi yapılarak suç üzerine atılıyor. Suçu da taşeronlaştırıyorlar. Asıl sorumlular yargılanmıyor” dedi.
Tersane işçilerin uzun saatlerce ve kötü çalışma koşullarında çalıştırıldığını vurgulayan Demiral, İş kanunlarını hatırlattı. Demiral, “İşçilerin yaşam koşulları giderek daha da zorlaşıyor. Tersanelerde işçilerin aldığı ücretler çok çok düşük. İşçiler belirli saat içerisinde çalıştırılmalıdır. İş Kanunu’nda çalışma yerinin öncesinde korunması ve çalışma koşullarına uygun hale getirilmesi gerekiyor. İşçilere ne emniyet kemeri veriyorlar ne de iskeleyi doğru düzgün yapıyorlar ne de herhangi bir önlem alıyorlar. İnsanlığını kaybetmiş bir sistemde çalıştırılıyoruz. Vahşi bir sistemle karşı karşıyayız” diye konuştu.
Kapalı kutu
Demiral, AKP ve işverenlerin iş cinayetlerinin asıl sorumlusu olduğunun altını çizdi. Demiral, “Tersanelerin bağımsız komisyonlara açık olması lazım. Bunları denetleyen eksiklerini gören, bunları uyaran ikaz eden sivil toplum kuruluşlarına açık olması lazım. İş cinayeti yaşandığında bir tane gazeteci içeri giremiyor. Sendikalardan kimse içeri giremiyor. Tersaneler kapalı kutu gibi çünkü herşeyi korsan bunların. Tersaneyi iş verenlerinin güdümüne alan bir iktidar var. Bu nedenle iş cinayetleri cezasız kalıyor” diye belirtti.
Çözüm örgütlülükte
İş cinayetlerinin önlenmesinde sendikalı olmanın önemine de değinen Demiral, tüm tersane işçilerini, iş cinayetlerine karşı ve kötü çalışma koşullarına karşı Limter-İş’te örgütlenmeye çağırdı. Demiral, “İşçiler, örgütlü olmadığı sürece kendi işçi sınıfı bilincini bilmediği sürece iş cinayetleri önlenemez. İşçilerin bu kölece koşullardan kurtulmasının tek yolu birlikte ortak mücadele etmelidir. Sendikalı olmalıyız. Tüm tersane işçilerini, iş cinayetlerine karşı, kötü çalışma koşullarına karşı, emek sömürüsüne karşı Limter-İş’te örgütlenmeye çağırıyoruz. Beraber olursak kazanırız. Bu kölece düzenden ancak birlikte kurtuluruz” dedi.