ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı İstekli, cezaevlerindeki infaz yakmayı anlattı; gerekçeler absürt
-Fazla su kullandın
-Çok kitap okudun
-Serzenişte bulundun
-Halay çektin…
-Şarkı söyledin
-ALES sınavına girmedin
-Arkadaşlarından kopmadın
-Pişman da değilsin…
Yadigar Aygün / İstanbul
Her geçen gün hak ihlallerinin arttığı cezaevlerinde pandemi gerekçesiyle alınan önlemler ve yeni infaz düzenlemesi yeni hak ihlallerine yol açtı. Tahliyesi gelen tutukluların infazları yakılıyor. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve cezaevinde tutulan hükümlülerin “gözlem ve sınıflandırmalarının yapılması, durumlarına uygun kurumlara dağıtılması ve uygulanan iyileştirme faaliyetleri ile tutum ve davranışları sonucunda haklarında iyi hal değerlendirmelerinin yapılması”na ilişkin hükümleri kapsayan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik”, 1 Ocak 2021 itibariyle yürürlüğe girmişti. Bu yönetmelikle birlikte cezaevlerinde oluşturulan “İdare ve Gözlem Kurulu”, tutukluların “iyi halli” olup olmadığına yönelik hazırladığı raporla tahliyeleri engelliyor. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’ne (ÖHD) yapılan başvurulara göre, Şubat 2022 itibarıyla infaz süresini tamamladığı halde tahliye edilmeyen tutuklu sayısı en az 116. İnfazı yakılan tutukluların içinde ağır hasta tutsaklar da bulunuyor. ÖHD İstanbul Şubesi Eş Başkanı Gürkan İstekli ile tutukluların infazlarının yakılmasını ve cezaevinde yaşanan hak ihlallerini konuştuk.
‘Cezalandırma yöntemidir’
ÖHD İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Gürkan İstekli, son getirilen İnfaz Yasası’ndaki değişikliğe göre cezaevlerinde siyasi tutukluların infazlarının yakılmasının eşitsiz ve adil bir uygulama olmadığını söyledi. İstekli, “Adli mahkumlara uygulanan İnfaz Kanunu ile siyasi tutsaklara uygulanan infaz rejimi arasında ciddi bir eşitsizlik var. Tamamen bireylerin inisiyatifine kalmış durumda. Bu hem Anayasa’ya hem de Uluslaraarası Sözleşmeler’e aykırı bir uygulamadır. Tahliye edilmesi gerek siyasi tutsaklara yönelik çeşitli bahaneler gerekçe gösterilerek olumsuz raporlar hazırlanıyor. Tutukluların infazları yakılıyor. Cezaevlerinde çok ağır uygulamalar var. Çok fazla hak ihlalleri yaşanıyor. Bu kötü uygulamalar karşısında zaman zaman siyasi tutsakların tutumları oluyor. Bu kötü uygulamalara son verilmesi için yapılan eylemler sürekli bir cezaya dönüştürülüyor. Bu ceza sonucunda da ‘iyi hal’ indirimi uygulanmayacak şekilde raporlara geçiyor ve tahliyeler engelleniyor. Tutuklular zaten ağır tecrit ve koşullar altında cezasını çekiyor. İnfaz yakmalar ile çok bilinçli bir şekilde kişiyi daha fazla cezaevinde tutmak amaçlanıyor. İnfaz yakmalar, cezanın içinde bir cezalandırma yöntemidir” dedi.
Bakanlık yalan söylüyor
İnfaz yakma uygulaması ile cezaevlerinde tecridin de arttığına dikkat çeken İstekli, cezaevlerinde hak ihalelerin arttığını söyledi. İstekli, “Uzun süredir cezaevlerinde tecrit uygulanıyor ama her geçen gün tecrit biraz daha artıyor. Buna sürekli bir şekilde yeni zemin yaratıyorlar. Kişiyi daha fazla tecride alma yönünde yasalar yapılıyor. Cezaevlerinde uzun süredir siyasi tutsaklar hiçbir hakkından faydalandırılmıyor. Yeni getirilen düzenlemelerle kişiyi yalnızlaştırma, tecride itme ve daha uzun süre cezaevinde tutma politikası izleniyor. Cezaevinden şu ana kadar onlarca, yüzlerce kez hak ihlalleri ve işkenceler yaşandı. Bizzat gidip kendimiz işkenceleri gördük. Cezaevinden onlarca cenaze çıktı. İntiharlar adı altında insanlar katledildi. Ferhan Yılmaz, Silivri Cezaevi’nde çok ağır işkence gördü. Gördüğü işkence ispatlanmasına rağmen Adalet Bakanlığı, çıkıp açıkça yalan söyledi. Toplumun gözü önünde öldürdüler. Kanlı tabutunu hepimiz gördük ama gene de değişen bir şey olmadı. Çünkü artık yasaların rafa kaldırıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Var olan mevcut yasalar, tamamen öldürmeye, tamamen yalnızlaştırmaya yönelik bir yasadır” diye konuştu.
ATK suç aklama merkezi
İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre hapishanelerde 10 Haziran 2020 tarihi itibariyle 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta mahpus bulunuyor. İnfaz Yasası’nda yapılan son değişikliğe göre, kendi başına hayatını idame ettirmeyecek olan ağır hasta tutukluların da tahliyeleri engelleniyor. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) ve yetkililerin verdiği kararların hukuksuz olduğunu vurgulayan Avukat İstekli, “Cezaevlerinde çok fazla ağır hasta tutsak var. Bu hasta tutsakların tam teşekküllü devlet hastanelerinden alınan cezaevinde kalamaz raporu olmasına rağmen hiçbiri tahliye edilmiyor. Tahliye edilen hasta tutukluları ise artık ölüm eşiğine geldiğinde tahliye ettiler. Ciddi bir hukuksuzluk var. ATK’nin geçmişten beri bir suç aklama merkezi haline geldiğini hepimiz biliyoruz. Demans hastası Aysel Tuğluk serbest bırakılmazken aynı şekilde demans hastası olan eski Genelkurmay 2’nci Başkanı Çevik Bir ise tahliye edildi. ATK’nin verdiği bu olumsuz kararların hiçbirinin hukuki bir dayanağı yoktur” diye belirtti.
Toplum ses çıkarmalı
Avukat İstekli, İnfaz Yasası’nda yeni bir düzenleme yapılması gerektiğine dikkat çekerek topluma çağrıda bulundu. İstekli, “Bu haksız İnfaz Yasası’na karşı daha adil işleyen bir yasa için Meclis’te yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Toplumsal olarak adalet talebini, ciddi bir şekilde yükseltmemiz gerekiyor. İnfaz yakmalar, çok adaletsiz işleyen bir mekanizmadır. Toplumun artık bu adaletsiz işleyişe bir ses çıkarması gerekiyor. Yoksa insanlar haksız bir şekilde cezaevlerinde kalmaya, işkence görmeye, ölmeye ve tecrit koşullarında yaşamaya devam edecek. Hepimizin cezaevinde yaşanan hak ihlallerine karşı ses çıkarması gerekiyor” dedi.
*
Çok okumaktan infazı yakıldı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’ne (ÖHD) yapılan başvurulara göre, Şubat 2022 itibarıyla infaz süresini tamamladığı halde tahliye edilmeyen tutuklu sayısı en az 116. İnfaz yakmaların gerekçesi ise yok artık dedirtiyor. Nerdeyse tüm kadın katillerine “iyi hal” indirimi yapılarak komik cezalar verilirken, yıllardır siyasi nedenlerle tutuklu bulunan maphuslara cezalarını çekmelerine rağmen “iyi halli değil” denilerek infazları yakılıyor. Çok su içtiği, çok kitap okuduğu gibi gerekçelerle infazların yakılması, cezaevlerindeki keyfi uygulamaların traji-komik örnekleri.
Cezası tamamlandıktan sonra tahliye olan Kürt yazar Leyla Saraç ve Gamze Demirbaş, Bayburt İnfaz Hakimliği’nin infaz yakma kararıyla “Hücre cezaları olduğu” gerekçesiyle ay sonra yeniden tutuklandı. Demirbaş, 1 yıl 3 ay daha cezaevinde tutulacak. Yozgat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan 30 yıllık tutuklu Metin Güven, ‘pişmanlık’ dayatmasını reddettiği gerekçesiyle tahliyesi ikinci kez 3 ay daha ertelendi. Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Aziz Tufan, tahliyesine dört gün kala İdari Gözlem Kurulu’nun “Pişmanlık” dayatmasını kabul etmediği için tahliyesi üç ay ertelendi. Bafra T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mehmet Yıldırım, İdari Gözlem Kurulu tarafından kendisi hakkında verdiği ‘iyi halli değil’ kararı ile tahliyesi ertelendi.
Tutuklulara tuhaf sorular
Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sevgi İlboğa, ‘iyi hal’ kararı olmasına rağmen tahliyesi 3 ay ertelendi. İdari ve Gözlem Kurulu ‘iyi hal’ raporu verirken, İlboğa’ya ‘Abdullah Öcalan sizin için ne ifade ediyor?’, ‘Neden siyasi koğuşta kalıyorsunuz?’, ‘Pişman mısınız’ gibi sorular sorarak infazı yakıldı. Tutuklu Mizgin Çiçek’e ise ‘Çıkınca örgüte katılacak mısın’ sorusu ve siyasi koğuşta kalması gerekçe gösterilerek ‘iyi halli’ olmadığı öne sürülerek infazı yakıldı. Sincan Kadın Cezaevi’nde tutuklu bulunan bir kadın hiç evlenmediği halde “eşini öldürdüğü” gerekçe gösterilerek tahliye edilmedi.
Kanser hastasına su cezası
İzmir Şakran 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan mide kanseri nedeniyle kemoterapi alan 68 yaşındaki Ahmet Çakal’ın, Gözlem Kurulları’nın keyfi yaklaşımları nedeniyle infazı yakıldı. ‘Fazla su kullandın. Bağımsız koğuşunda neden kalmıyorsunuz? Açlık grevine niye giriyorsunuz?’ denilerek tahliye edilmedi.
Savaş demek suç
DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in kardeşi Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Erdal Tuncel’e verilen 13 yıl 6 ay hapis cezası bitmesine rağmen infazı “Arkadaşlarından kopmadığı” gerekçesiyle yakılarak, tahliyesi engellendi. Ayrıca, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden tutuklu bulunan Mehmet Hakkı Yıldız’ın bölgede yaşanan savaşa, “çatışma” demediği gerekçe gösterilerek infazı yakıldı. Bandırma T Tipi 1 No’lu Kapalı Cezaevi’nde tutuklu Şahin Gegez, cezası bitmesine rağmen hücre cezası nedeniyle tahliye edilmiyor.
Absürt gerekçeler
İzmir Kapalı Kadın Cezaevi’nde bulunan üniversite öğrencileri Didar Boza, Ceylan Bozkurt ve Merve Nur İşleyici 4 yıl 8 ay hapiste kaldıktan sonra 9 Ocak’ta tahliye edileceklerdi fakat tahliye edilmeleri gereken günden bir gün önce 6 ay daha hapis cezası verildi. Tutuklu Didar Boza hakkında ‘toplumla bütünleşme hususunda müspet bir kanaat oluşmadığı tespiti yapılmıştır’ kararı ve bir diğer infaz yakma gerekçesi ise ‘57 kitap okuduğu fakat kurs veya manevi rehberlik (din görevlilerince yerine getirilen hizmet) faaliyetlerine yönelik bir talebi bulunmadığı’ değerlendirmesi yer aldığı için tahliye edilmedi. Bakırköy Kadın Cezaevi’nde 6 yıldır tutuklu bulunan Leyla Akyıldız cezasını tamamlayıp eylül ayında serbest bırakılması gerekirken, ALES sınavına girmediği gerekçesiyle tahliyesi engellendi. Tutuklu Gazeteci Dilan Oynaş, 25 Nisan’da tahliye edilmesi gerekirken infazı yakıldığı için tahliye edilmedi. Düzce T Tipi Cezaevi’nde kalan bir tutuklunun ise halay çektiği ve şarkı söylediği için infazı yakıldı.
**
‘İnfaz’ listesi kabarık
-Şakran Cezaevi’nde Hürriyet Doğan’ın bir kez daha infazının yakıldı.
-Kalkandere L Tipi Hapishanesinde 30 yıldır tutsak bulunan Selim Ertene’nin tahliyesi, Gözlem Kurulu’nun “iyi halli” olmadığı şeklinde verdiği kararıyla 6 ay ertelendi.
-İzmir Şakran 2 Nolu Kapalı Hapishanesi’nde tutsak Ferhat Yıldırım’ın tahliyesine iki gün kala infazı yakıldı
-Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde kalan cilt kanseri hasta tutuklu Murat Aktaş’ın “disiplin cezası” gerekçe gösterilerek infazı yakıldı.
-Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 12 kadın siyasi tutsağın infazı yakıldı. Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nden 11 Temmuz 2020 tarihinde cezasını bitirerek tahliye edilen Berivan Gürhan, “infazının yakıldığı” gerekçesiyle tutuklanarak Konya E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Gürhan, 1 yıl 5 ay daha cezaevinde tutulacak.
-Ramazan Durmaz: Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu. İki böbreği iflas eden, gaz fişeği isabet etmesi sonucu kafatasında hasar oluşmasına rağmen hakkındaki olumsuz rapor sebebiyle tahliye edilmedi.
-Sadık Özbay: Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde. Hapis cezasını tamamlayıp “koşulu salıverilme” hakkından yararlanması gerekirken, ”pişmanlığı” kabul etmemesi nedeniyle İGK raporuyla tahliyesi iki kez ertelendi. Özbay, 11 aydır şartlı salıverilme hakkından yararlandırılmıyor.
-Remziye Polat: İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde 9 yıldır tutuklu. Yerel mahkeme tarafından “örgüt üyeliği” iddiasıyla verilen 12 yıl 6 aylık hapis cezasının infaz süresini tamamladığı için 11 Ekim’de tahliye edilmesi gerekiyordu. Fakat “pişmanlık” dayatmasını kabul etmediği için “ıslah” olmadığı gerekçesiyle infazı yakıldı.
-Menderes Leyla: Tekirdağ 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde kalan hasta tutuklu. Tahliyesi, hakkında 10 yıl önce verilen disiplin cezaları gerekçe gösterilerek ertelendi.
-Atilla Coşkun: Beyninde tümör bulunan 35 yaşındaki hasta tutuklu Düzce T Tipi Cezaevi’nde bulunuyor. 6 ay önce tahliye edilmesi gerekirken hakkındaki disiplin cezaları ve “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle tahliye edilmedi.
-Enes Özalp: Kocaeli 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. 14 Ağustos’ta tahliye olması gerekirken, “suça meyilli” olduğu gerekçesiyle tahliye edilmedi. Herhangi bir disiplin cezası bulunmuyor.
-Hamdin Demirkıran: Balıkesir L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Demirkıran, 23 Eylül’de tahliye edilmesi gerekirken, İdari ve Gözlem Kurulu tarafından kendisine “iyi hal” raporu verilmesine rağmen hakkında verilen bir disiplin cezası nedeniyle Cezaevi İnfaz Hakimliği kararıyla tahliyesi engellendi.
-Mazlum Erdem: Adana Ceyhan M Tipi Cezaevi’nde. 6 yıl 3 aylık hapis cezasının infaz süresini tamamlamasına rağmen “21 defa oda değiştirmesi, su kullanımda tasarruftan kaçındığı” gerekçeleriyle “iyi halli” olmadığına hükmedilerek cezaevinden çıkması engellendi.
-Şeyhmus Gezer: Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde. Geçmiş dönem disiplin cezaları ve “pişman” olmadığı esas alınarak, koşullu salıverilme hakkı engellendi.
-Sedat Karak: Maraş Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde. İnfazını 7 Aralık 2020’de tamamlamasına rağmen daha önce verilen disiplin cezaları gerekçe gösterilerek tahliye edilmedi.
-Resul Baltacı: Düzce Çilimli T Tipi Cezaevi’nde. 29 yıldır cezaevinde bulunan Baltacı, tahliye olmasına 1 yıl kala kaldığı koğuşta yapılan aramada üzerinde Kemal Pir ile Mazlum Doğan’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kart bulundu. Bu nedenle infazı, “İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma” gerekçesiyle açılan iki ayrı dosyadan verilen kararlarla yakıldı.
-Doğan Kılıç: Silivri Cezaevi’nde tutulan Kılıç, hapis cezası 13 Temmuz’da bitmesine rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla “örgütten ayrılması konusunda samimiyetinin tasdiki kararı” nedeniyle denetimli serbestlikten yararlandırılmadı. İnfaz Hakimliği’nin “denetimli serbestlikten yararlanmalı” kararına savcılığın itirazı üzerine Ağır Ceza Mahkemesi kararı iptal etti.
-Dijwar Nesri İsmail: Federe Kürdistan Bölgesi’nden olan İsmail, 1991’de tutuklanıp, müebbet hapse mahkum edildi. Cezasını tamamlamasına rağmen Afyon T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor.
-Ceylan Bozkurt: İzmir Şakran Cezaevi’nde. Tahliyesi, cezaevinde kaldığı süre boyunca arama ve sayımlarda personelin çalışmalarını kolaylaştırmaya yönelik “Ekstra bir gayret göstermediği, serzenişte bulunduğu, infaz süresince tutum ve davranışlarında herhangi bir değişim olmadığı, pişmanlık, itiraf vb. davranış ve eylem göstermediği” öne sürülerek reddedildi.
-Didar Boza: Şakran Cezaevi’nde tutulan Boza’nın infazı da aynı gerekçelerle yine İGK kararıyla ertelendi.
-Bayram Ari: Bolu F Tipi Cezaevi’nde. 17 Şubat’ta şartlı tahliye olması gerekirken, “pişmanlık” göstermediğinden Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nca “iyi halli olmadığı” kararı gerekçesiyle tahliyesi engellendi.
-Mehmet Savur: İzmir Şakran Cezaevi’nde. 3 Temmuz’da koşullu serbest bırakılması gerekirken, Gözlem Kurulu’nun raporuyla tahliye edilmedi.
-Murat Aktaş: Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde. “Disiplin cezası” gerekçe gösterilerek infazı yakıldı.
-Aydın Değirmenci: Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde. 9 yıl 6 aylık hapis cezasının infazı 5 ay önce tamamlamasına rağmen “iyi halli” olmadığı gerekçesiyle tahliye edilmiyor.
Tahliyeleri engellenen diğer isimler ise şunlar:
Medeni Fidan (Diyarbakır D Tipi), Bazi Bor (Diyarbakır 1 Nolu Cezaevi) Fesih Tekin (Mersin Kapalı Cezaevi), Vedat Turgut, Yakup Vadi ve Vedat Gültekin (Düzce T Tipi Cezaevi), Sima Doruk ve Nurşen Tekin (Tarsus Kadın Cezaevi), Mazlum Dursun, İskender Ağrali, Hakan Bilekçi, Sedat Abi, Kemal Kahraman, Ekrem Kaplan, Önder Hakan, Servet Özkan, Uğur Yiğit, Şaban Kanat, Mehmet Selim Polat, Halit Kaya ve İdris Işık (Van Yüksek Güvenlik Cezaevi), Merve İşleyici (Şakran Kadın Kapalı Cezaevi), Hakan Yıldız (Batman Yüksek Güvenlikli Cezaevi), Zozan Taş, Ferihe Değiş, Muazzez Alphan ve Pınar Işık (Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi), Sedat Kara (Maraş Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi), Mustafa Aka (Şakran 2 Nolu T Tipi), Zınar Demir (Osmaniye Cezaevi), Kazım Ateş (Bolu F Tipi), Doğan Kılıç, Mahfuz Biçen (Silivri Cezevi), Adnan Hamo (Balıkesir L Tipi Kapalı Cezaevi), Ebedin Aktaş (Tarsus Cezaevi), Özcan Sönmez (Beşiri Cezaevi), Şahin Gegez (Bandırma Kapalı Cezaevi), Abdurrahman Aşkan (Patnos L Tipi), Abdurrahim Çetinkaya (Afyonkarahisar Cezaevi) Şakir Bülbül, Aydın Akdoğan ve İsmail Yakın (Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi), Soner Öz, Erin Kutdenur ve Ali Asker Pamukçu (Karakoçan K-1 Kapalı Cezaevi)