MKM’nin düzenlediği özgür basınla dayanışma gecesine katılım çağrısı yapan gazeteci örgütleri, “Hakikate, basın mesleğine, özgür Kürt basınına sahip çıkmak isteyenlerin orada bizlere destek olmasını bekliyoruz” dedi
Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM), 16 Haziran’da Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazeteci için özgür basınla dayanışma gecesi düzenliyor. 28 Ağustos’ta Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde yapılacak dayanışma gecesinde, Sanatçı Kadir Çat ile Koma Aryen ve Bandista grubu sahne alacak.
Gazetecilerin uğradığı baskı, engelleme ve tutuklamalara dikkat çekmek için düzenlenen geceye katılım çağrısı yapan, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Yönetim Kurulu Üyesi Nişmiye Güler, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın İş Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Balcı ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) Üyesi Reyhan Hacıoğlu dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
‘Taviz vermediler’
DFG Yönetim Kurulu Üyesi Nişmiye Güler, açıklamada gerçeklerden taviz vermeyen özgür basının, yıllardan beridir iktidarların hedefinde olduğunu belirtti. Özgür basının ilkelerinden dolayı çok büyük bedeller verdiğini fakat buna rağmen bu geleneği sürdürdüğünü vurgulayan Güler, “16 arkadaşımızın bugün hala tutuklu olmasının en büyük nedenlerinden biri hiçbir zaman hakikatin izinden ayrılmayan ve kalemlerini iktidara peşkeş çekmeyen arkadaşlar olmalarından kaynaklı” diye konuştu.
‘Tepkiler yetersiz’
16 Kürt gazetecinin 2 ayı aşkın süredir tutuklu bulunmasına rağmen ciddi anlamda bir tepkinin ortaya çıkmadığını diyen Güler, “Belirli noktalarda halktan, kimi gazetecilerden, meslek örgütlerinden ve dönem dönem siyasi partilerden tepki geldi ama bu tepkilerin yetersiz olduğunu görebiliyoruz ki arkadaşlarımız hala tutuklu. Her ay onlar için yapılan tutukluluğa itiraz da maalesef her seferinde iktidar tarafından reddediliyor ve tutuklanmaları yönünde karar veriliyor. Hala bir iddianame hazırlanmış değil. Ki gözaltındayken onlara yöneltilen suçlamada yaptıkları haberler, programlar, niçin o programları sundukları, kimlerden talimat aldıkları vs. Yani tamamıyla meslekleri sorgulandı. Bu yüzden şu anda tutuklular. Bu iddianamenin hazırlanmamasının nedeni de şu anda yeni bir suç üretme çabası. Çünkü bunlar arkadaşlarımızın tutuklu olması için elle tutulur suçlar değil” ifadelerini kullandı.
Özgür basına destek
Basın özgürlüğünün olmadığını ve buna karşı ciddi bir sesin yükseltilmediğine dikkati çeken Güler, tutuklu gazeteci arkadaşların durumunu ve dayanışma etkinliğine ilişkin, “Gerçekten hakikate, basın mesleğine, özgür Kürt basınına sahip çıkmak isteyenlerin orada bizlere destek olmasını bekliyoruz. Bugün Kürt basını üzerinde yapılan baskıların diğer basınlara yayıldığını görüyoruz. Mesleğe sahip çıkmak isteyen gazeteciler de 28 Ağustos’ta yapılacak olan özgür basınla dayanışma gecesine katılmasını bekliyoruz” dedi.
Hakikat herkesi ilgilendiriyor
MKM’nin düzenlediği türden dayanışmalara ihtiyaç olduğunu ifade eden MKGP Üyesi Reyhan Hacıoğlu, “Belki de dayanışmayı örgütleme hali bir yerde böylesi kurumların sorumluluğunda. Çünkü basın dediğimiz şey sadece bir grubun işi değildir. Hakikat dediğimiz bir gerçeklik var ve toplumun tamamını ilgilendiren bir durum” diye konuştu. Son dönemde basına yönelik artan saldırılara dikkat çeken Hacıoğlu, toplumsal olarak da ciddi bir baskı sürecinden geçildiğini söyledi. Hacıoğlu, “Dayanışma gecesini aslında toplumun gündemine de ‘Evet gerçekten bir şeyler yaşanıyor. Ve bunu bize taşımaya çalışanlara ya da kurumlara yönelik saldırılar var’ demenin bir başka hali olarak düşünüyorum” diyerek dayanışma gecesinin önemine vurgu yaptı.
Geceye katılım çağrısı
Hacıoğlu, tutuklu gazeteciler için daha büyük organizasyonlara ihtiyaç duyulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bireysel çabalar bile bu süreçte çok anlamlıdır. Böylesi etkinlikler özellikle bir araya gelmek ve dayanışmayı çoğaltmak için uygun zeminlerdir. Ama bireysel olarak da herkes bir haber paylaşarak bile bu meşruiyeti sağlayabilir. Çünkü iktidarın muhalif basına yönelik saldırısı, bizi gazeteci saymama, gazeteciliği suç sayma hali söz konusu. Dediğim gibi hem bir dayanışma boyutu var hem de bir arada olabilme koşulunu sağlayan bir gece olacak. Çünkü toplumsal olarak yalnızlaştırılmanın, örgütsüzleştirmenin dayatıldığı bir süreçten geçiyoruz. Bence böylesi anlamlı ve güzel bir zemin varken kullanmak gerekiyor. O yüzden herkesi bu geceye bekleriz. Bizler de MKGP olarak o akşam orada olacağız.”
‘Bu yük tüm gazetecilerin omuzlarında’
DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu üyesi Tolga Balcı da tutuklanan gazetecilere yönelik desteklerin yetersiz olduğunu hatırlattı. Gazeteci Ömer Çelik’in dışarıdaki gazetecilere “Bu yük omuzlarınızda” sözlerini hatırlatan Balcı, “Ömer arkadaş bu sözlerle cezaevine girmişti. Sendika olarak Diyarbakır’daki dayanışma ziyaretimizde ‘Bu yük sadece Kürt meslektaşlarımızın omuzlarında değil. Batı’daki Türkiye’de çalışan gazetecilerinde omuzlarında. Bunun bilincinde olmalıyız’ demiştik. Ve bunun üzerine belki bir takım adımlar atılabilirdi” diye konuştu.
‘Tek bir çıkar yanı var, yan yana gelmek’
İktidarların her dönem Kür basınını hedef aldığını sözlerine ekleyen Balcı, şunları söyledi: “Kürt medyasına dönük saldırılar batıya sansür olarak döndü. 16 gazeteci arkadaşımız gözaltına alındığından 1-2 hafta sonra burada Tele1’e, Halk TV’ye ve KRT’ye RTÜK tarafından sansür uygulanmaya başlandı. Bu aslında saldırının başka bir dalgası. Gazetecilik bu iktidardan önce de saldırı altındaydı ama 20 yıllık iktidarın getirdiği nokta çok başka bir boyut. Gazetecilik 20 yılda farklı bir saldırı altına girmiş durumda. Bunun bir tahlilini yapıp buna karşı adımlar atmamız gerekiyor. Topyekun bir ele alıştan bahsediyoruz. Kürt gazetecilerin tutuklanması Meclis’e gelen sansür yasasından azade tutulamaz. Meclisteki sansür yasasına karşı çok iyi tepkiler verildi. Meslek odaları yan yana geldi ve ortak kampanyalar düzenledi. Ama bu birliktelik gazetecilere uygulanan baskıda olamıyor ne yazık ki. Bunun olması lazım. Bu olduğu zaman nasıl ki sansür yasası göstermelikte olsa Ekim ayında kadar ertelendi, bu durumu da en azından belki tutuklu gazetecilerin neyle suçlandığını biliriz. Bunun tek bir çıkar yanı var, yan yana gelmek.”
Halka çağrı
Tutuklanan gazetecilerin cezaevinde dahi mesleğini sürdüremediğini aktaran Balcı, “Böyle bir ortamda onlara yalnız olmadıklarını göstermek amacıyla dahi olsa dayanışma gecesine gitmek lazım. Halkın haber alma hakkına sahip çıkma minvalinde düşünürsek, bizi takip eden yurttaşların, halkımızın da oraya gitmesi gerekiyor. Çünkü arkadaşlarımız aslında onlar için cezaevinde. Ve biz onlar için bu haberleri yapıyoruz. Bizim yaptığımız iş aslında onlara bir hizmet” diyerek hem gazetecilerin hem de yurttaşların destek amacıyla özgür basınla dayanışma gecesine katılmasını istedi.
Kaynak: MA