İHD’nin İskenderun Cezaevi’ndeki ihlallere ilişkin hazırladığı raporda, tutukluların tedavi hakkının engellendiği belirtilirken yemeklerin kötü ve kantin fiyatlarının yüksek olmasında kaynaklı tutukluların sağlıklı beslenemediğini aktarıldı
İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerine dair hazırladıkları raporu açıkladı. Dernek binasında düzenlenen toplantıya, insan hakları savunucuları ve HDP’liler katıldı. İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde görüştükleri siyasi ve adli tutuklularla yapılan görüşmeleri raporlaştırdıklarını belirten İHD Merkez Hapishaneler Komisyonu Üyesi avukat Mehtap Sert, cezaevinde kronik hastalara ilaçlarının verilmediğini, revirdeki doktorların hastayı görmeden ilaç yazmalarından kaynaklı sorunlar yaşandığını ifade etti.
Hastaneye sevklerin yapılmadığını, yapılanlarında; hastaneye gittiği zaman uzmanın verdiği ilaçların tutukluya verilmediğini aktaran Sert, “Bu durum karşısında Sağlık Bakanlığına dair mekanizmaları daha etkin harekete geçirmek gerekir. Ruh sağlığı ile ilgili yazılan bir ilacın ki konusunda uzman bir doktorun yazdığı ilacı revir doktoru hangi gerekçeyle vermez bunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Cezaevi doktor üzerinde yetkiye sahip olmadığı için cezaevi görüşmelerimizden olumlu sonuç çıkmıyor. Sağlık Bakanlığı üzerinden ve kamu denetçiliği üzerinden başvuruları yapmak gerekir” dedi.
Hak ihlalleri
Siyasi, adli ve LGBTİ+ tutuklularla görüştüğünü ifade eden Av. Sert, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutukluların; fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığını belirterek, uzun süredir devam eden yemek sorunuyla birlikte, kantin fiyatlarındaki artışın tutukluların zayıflamasına neden olduğunu ifade etti.
Artan ve her hafta değişen kantin fiyatları ile elektrik faturalarından kaynaklı temel gıda maddelerine ulaşamadığın söyleyen Av. Sert, tutukluların yaşadığı sorunları şöyle sıraladı: “Gerek iç mektuplaşma gerekse dışarıyla mektuplaşmada artan pul paralarının iletişim hakkını engellediği, mektup ve verilen dilekçelerin çoğunlukla yerine ulaşamadığı, aslında tekli hücrede olmaması gereken tutukluların tekli hücreye konularak tecrit uygulandığını, astım gibi kronik hastaların hastaneye sevkinin sağlanmadığını, doktor tarafından yazılan ilaçların verilmediği ve akıl sağlığı ilaçlarının bile ay geçtiği halde temin edilmediği, uzman olmayan revir doktorunun hastayı muayene etmediği ve muayene ettiğinde yanlış tedavi uyguladığı, yemeklerin hijyen olmayıp, yetersiz olduğu, pişmemesinden kaynaklı çöpe döküldüğü, LGBT+’lara fiziksel temasın olup, sosyalleşmelerine izin verilmediği, kitapların yetersiz olduğu, aile görüş süresinin 40 dakika olduğu, gardiyanların hitap şekilleri, sorulara verdikleri cevapların hakaret ve küçümseme şeklinde olduğunu ve sebepsiz koğuş aramalarında tutukluların eşyalarına el konuluyor.”
‘Hiçbir sosyal hak yok’
Tutuklularla yaptıkları görüşmede, normal mektup göndermenin 5 TL ve yüzde 80’inin yerine ulaşmadığı, APS’nin 30 TL karşılığında yapılığını, kantin fiyatlarının sürekli olarak değiştiği, yoğurt ve peynir almada sorun yaşadıklarını ve yemeklerde kıl ve taş çıktığı için yemediklerinin kendisiyle paylaşıldığını ifade eden Av. Sert, koğuşta bir adet semaver, 1 adet TV , 1 adet buzdolabı ve 2 tane pervane olmasına karşın tutuklulara kişi başı elektrik faturası 100 TL geldiğini anlattı. Serkan Dursun’un tekerlikli sandalye ile yaşamını sürdüren bir hasta tutuklu olduğunu vurgulayan Av. Sert, Cebrail Ancar adlı tutuklunun hiçbir sosyal haktan yararlanmadığını, kendilerine evrensel, yeni yaşam ve birgün gazetelerinin verilmediği, koğuşların keyfi olarak arandığı ve hasta tutukluların gerekli tedavileri yapılmayarak, tedavi haklarının engellendiğini aktardı.
Hasta tutuklu LGBT+ bireyine işkence
Av. Sert, “Ş.Y. adlı LGBT+ bireyi tutuklu 4 kişilik odada tek kalıyor. Havalandırmaya da tek çıkıyor. Sosyal faaliyetlerden yararlanamıyor. Çünkü kendi kişisel ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar durumu ağırlaşmış. Ayakları siyaha dönüp, ayaklarının altında yaralar çıkmıştır. Ayakta duramıyor. Koğuşta ikinci kata çıkamadığı için bütün eşyaları alt katta. Yürümek konusunda aşırı zorlanıyor. Fizik tedavi yapılmıyor. Damarları tıkanmış ancak ilaç verilmiyor. 14 Ağustos 2021 tarihinde R tipinde yatar raporu olmasına rağmen sevki yapılmıyor. Cezaevi idaresinin kendisine tutum ve davranışlarında psikolojik şiddet çok fazla. Koliyle gelen kıyafetleri özellikle iç çamaşırları ile ilgili sıkıntı yaşıyor. İdare kırmızı alt iç çamaşırı yasak diyerek vermiyor. Kıyafet kotadan düşmeyince geleni de alamıyor. H.Z. adlı adli tutuklu, iç mektuplaşma 7,5 TL ve 4 sayfa ile sınırlı. Eğer 5’inci sayfa varsa ikinci bir 7,5 alınıyor. Şehiriçi mektup 25 TL, şehir dışı 30 TL. 6 tane ped 15 TL. Yediği yemekten dolayı zehirlenmiş. Verilen yemek de koğuştaki sayı için yeterli değil. Semaver, kova, terlik gibi kantinden aldıkları malzemeler fazla diye alınıyor. Eşyalar yere atılıyor. Revirdeki doktor dişini çekerken çenesini kırmış. Kronik astımı ve migreni var. Hastaneye sevk edilmiyor. Doktor savcının talimatı var demiş” dedi.
İlaçlar verilmiyor
Adli tutuklu V.T.’nİn sağ gözünde yüzde 75 görme kaybı yaşandığını, dalak sorunuyla ilgili ultrason çektirmesi gerekirken hastaneye götürülmediğini ve astım hastası olmasına rağmen ilaçlarının verilmediğini dile getiren Sert, N.U. adlı tutuklu hasta tutsak listesinde olduğunu ve İHD ile görüştüğü için psikoloğa sevkinin yapılmadığını ifade etti.
E.G., adlı LGBTİ+ tutuklunun da mahkeme tarafından Ankara Yüksek Güvenlikli Psikiyatri Cezaevi’ne gönderdiğini ve burada 1 ay kaldığını belirten Sert, burada tutukluya verilen ilaçların revirdeki doktor tarafından verilmediğini aktardı.