Lice Davası’nda öldüğü iddia edilen sanık Tünay Yanardağ’ın ölüm raporunun henüz dava dosyasına eklenmediği ortaya çıktı. Dava, tek sanık kalan Eşref Hatipoğlu’nun da öldüğü iddiasıyla düşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te dönemin Jandarma Komutanı Bahtiyar Aydın’ın bir suikastla yaşamını yitirmesi sonucu, 16 kişinin yaşamını yitirdiği, 36’sı ağır 200 kişinin yaralandığı olaydan 20 yıl sonra açılan dava, sanıkların öldüğü iddiasıyla düşme tehlikesiyle karşı karşıya. Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ’ın “taammüden öldürme, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik ve cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet istemiyle Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı ve daha sonra “güvenlik” nedeniyle Eskişehir’e, oradan da İzmir’e nakledilen davada, sanıkların peş peşe gelen ölümleri kuşku uyandırdı.
Ölüm raporu dosyada yok
Davanın sanıklarından üsteğmen Tünay Yanardağ’ın 2015’te Singapur’da kalp krizi nedeniyle öldüğü iddia edilirken, Yanardağ’ın ölüm raporunun, aradan geçen süre içinde dava dosyasına konulmadığı ortaya çıktı. Dava dosyasına ölüm raporu eklenmemesine rağmen İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Yanardağ hakkındaki suçlamaları “ölüm” nedeniyle düşürdü.
Yargıtay kararı sonrası ölüm iddiası
Yanardağ’ın iddia edilen ölümüyle davada tek kalan sanık Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu’nun da öldüğü iddia edildi. Şahap Yaralı (@syarali) adlı twitter hesabından, “Birlikte iki kez çalışma şerefine nail olduğum, çok sevdiğim ve saydığım komutanım E. J. Kd. Alb. Eşref Hatipoğlu vefat etmiş olup Hak’kın rahmetine kavuşmuştur” yapılan paylaşımla Hatipoğlu’nun öldüğü iddia edildi. Avukatlar da dava avukatlarına Hatipoğlu’nun ölüm iddiasını teyit ettirdi. Ancak Hatipoğlu’nun öldüğü iddiası, hakkında verilen beraat kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın bozulmasının ardından gelmesi dikkat çekti.
Ölüm iddiasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Hatipoğlu hakkında verilen beraat kararının eksik araştırmaya dayandığı ve dönemin Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı ile Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutan Yardımcısı İlker Başbuğ’un tanık olarak dinlenmesini talebinin ardından gelmesi, Hatipoğlu’nun ölümüne dair şüpheleri arttırdı.
Avukatlar kuşkuyla yaklaşıyor
Davanın avukatları, adı 1990’lı yıllarda adı birçok faili meçhul cinayete karışan JİTEM elemanı Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın “öldüğü” yönündeki iddiaları hatırlattı. Yıldırım’ın öldüğü belirtilen tarihlerde yaşadığı ve hala da yaşadığına dair bilgilerin olduğuna dikkat çekilerek, Yargıtay Cumhuriyet Savcısının davanın bozulmasını, Kundakçı ve Başbuğ’un dinlenmesini istediği bir dönemde Hatipoğlu’nun ölüm haberinin şüpheli olduğu dile getirildi.
Ne olmuştu
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te dönemin Jandarma Komutanı Bahtiyar Aydın, suikast sonucu yaşamını yitirdi. Suikastın ardından çıkan olaylarda sivillerin de aralarında olduğu 16 kişi yaşamını yitirdi, 36 kişi ağır, 200’ün üzerinde kişi yaralandı. Yine ilçe merkezinde 400 ev ile 242 dükkanın yakıldığı, yıkım ve tahribat nedeniyle 13 bin olan Lice nüfusu 2 bin 500’lere kadar düştü.
Savcı: PKK bu saldırıyı yapmadı
Lice Davası, olayın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlanmasıyla açıldı. İddianamede, Aydın’a suikastın PKK tarafından yapıldığı ve çatışma çıktığı iddialarının aksi yönünde değerlendirmeler yer aldı. İddianamede şu tespitler yer aldı: “Olay günü PKK’nin Lice ilçesine saldırdığına ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ı öldürdüğüne dair herhangi bir delil elde edilememiştir. Nitekim gündüz saatlerinde bir ilçenin basılıp, yaklaşık 11 saat boyunca çatışmanın devam etmesine rağmen hiçbir teröristin ölü ya da sağ olarak ele geçirilemediği gibi teröristleri gören kişilerin dahi bulunmaması, aradan geçen 20 seneye rağmen bu eyleme katılanların tespit edilememiş olması PKK’nin bu saldırıyı gerçekleştirmediğini göstermiştir.”
İddianamede emekli Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında, “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası istendi.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti, 2013’te dava süreci başladı. 27 klasörlük dava dosyasında hem davacı tanıkları hem de o dönem Lice’de görev yapan birçok resmi yetkili, 22 Ekim 1993 günü Lice’de herhangi bir çatışmanın olmadığını ve ilçede yaşanan tahribatın “operasyona çıkan askerler” tarafından yapıldığını söyledi.
Dava İzmir’e taşındı
Güvenlik gerekçesi ile dava önce Eskişehir’e, daha sonra İzmir’e nakledildi. 2014’de komutanların yargılanması için Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) izni gerektiği gerekçesiyle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılama durduruldu. 29 Ocak 2015’de HSYK “durdurma” kararını bozdu ve davanın İzmir’de devam etmesine hükmetti.
Sanık Tünay Yanardağ’ın Singapur’da geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldüğü iddiası üzerine davanın tek sanığı Eşref Hatipoğlu kaldı. Tutuksuz yargılanan Hatipoğlu da 8 Aralık 2018’de görülen duruşmada üzerine atılı tüm suçlardan beraat etti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, davada verilen beraat kararının eksik inceleme nedeniyle bozulması talebiyle dosyaya ilişkin mütalaa sundu. Yargıtay Savcısı, mütalaasında dönemin Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı ile Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutan Yardımcısı İlker Başbuğ’un tanık olarak dinlenmesini istedi.
Davanın sanığı kalmadı
Yargıtay’daki dosyanın incelenmesi sürerken, Hatipoğlu’nun öldüğünün kesinleşmesi durumunda, davanın hayatta kalan sanık olmaması nedeniyle düşmesi bekleniyor.
Kaynak: MA