HDP Şırnak milletvekilleri bölgede iki yıldır süren orman kıyımına ilişkin yetkililere yaptığı görüşme talebine yanıt verilmedi. Meclis’te 25 soru önergesi de yanıtsız bırakıldı.
Şırnak’ın Besta Bölgesi ile Cudi ve Gabar dağlarında iki yıldır aralıksız orman kıyımı sürüyor. Askerlerin gözetiminde korucular tarafından yapılan kıyıma karşı yetkililerden herhangi bir açıklama gelmezken, kıyımın durdurulması için yapılan itirazlar ve verilen dilekçeler ise yanıtsız bırakıldı. Talana ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak milletvekilleri Nuran İmir, Hasan Özgüneş ve Hüseyin Kaçmaz’ın iki yıl içinde verdiği 25 soru önergesi de muhatapları tarafından cevaplanmadı.
MA’dan Zeynep Durgut’a konuşan HDP’li Nuran İmir, ağaç kıyımıyla birlikte bölgede özel savaş politikalarının da devreye konulduğunu belirtti.
Güvenlik adı altında
Kapsamlı bir savaş konseptinin devrede olduğunu vurgulayan İmir, “Kürdün varlığına yönelik çok kapsamlı bir saldırı var. Varlık dediğimiz; dil, kültür, toprak, ağaç ve doğadır. Kürdün siyasi kimliğine yönelik nasıl düşmanca bir yaklaşım varsa, doğasına karşıda da öyle bir vicdansızlık, hukuksuzluk var. Kürdistan bir bütünen bu özel savaş konseptinin hedefinde. Fakat Şırnak, devlet için her zaman özel, tampon bir bölge olmuştur ve stratejik olarak ele almıştır. Bütün oyun, hesap, politika ve projelerini burada deneyimlemiştir. Hatta 90’lı yıllarda yoğunca yaşanan çatışmalar döneminde, ‘Şırnak Cumhuriyeti’ diye tanımlamalar yapılırdı. Doğa talanını da bütünen bu kapsamda ele alıyoruz. Ağaç kesimi kesinlikle bir talandır. Bu aslına sömürge mantığının, Kürdistan’a ve Kürt halkına ait ne varsa ganimet olarak yaklaşmasıdır. Bunlar yakıp yıkmayı bile ‘güvenlik’ adı altında yapıp her şeyi kendilerine mubah gören düşmanca uygulamalardır” dedi.
Rant ve kirli ittifak
Bölgedeki doğa talanının düşmanca yapıldığını söyleyen İmir, “90’larda yakılan ağaçlar ver talan edilen yerler aynı zamanda tahammülsüzlüğün de bir zeminiydi. Fakat bugün bu mantıkla birlikte bir de rant ortaya çıktı. Kirli ittifaklarla çok ciddi bir doğa jenosidi ile karşı karşıyayız. Ağaç kesmek kanunlara göre suçtur ve cezası da vardır. Dolayısıyla iktidar kendi yandaşlarıyla böyle bir konsepti uygularken, resmi herhangi bir belge ile bunu yapmıyor. Bunu da korucu ve korucu başlarının elliyle yaptırıyor. AKP Şırnak Milletvekili Şırnaklıdır fakat bu talana karşı sessizdir, onay vermek ortaklıktır. Bunlar, hem tarihe hem de halka hesap vermekle yükümlüdürler” diye belirtti.
Bölgedeki yetkililerle iki yıla yakındır görüşme talep ettiklerini ancak dönüş sağlanmadığını kaydeden İmir, şöyle dedi: “Bölgedeki ağaç kesimine karşı girişimlerimiz her zaman oluyor. Halkın yaşamış olduğu bütün saldırılara yönelik ve özellikle de bu doğa talanına yönelik hem Şırnak İl Orman Müdürlüğü hem de bölge müdürlüklerine başvurularımız oldu. Yanı sıra valilik ve kaymakamlıklarla görüşme taleplerimiz oldu. Fakat bunlara olumlu bir dönüş yapılmadı.”
İki yıllık süreçte 25 soru ve araştırma önergesi verdiklerini aktaran İmir, “Kent vekilleri olarak son iki yıldır 25 Meclis Araştırma ve soru önergesi verdik. Bu konuda da bir geri dönüş olmadı. İlgili bakanlık tarafından da bir dönüş yok. ‘Güvenlik’ gerekçesiyle kıyımı yaptıklarını iddia etmeleri üzerine İçişleri Bakanlığı’na da bu nokta da bir girişimimiz oldu. Ama bundan da olumlu bir cevap alamadık. Yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Danışmanlığı’na bu önergelerimizi verdik. Ama bir sonuç alamadık. Bununla birlikte onlarca kez Meclis kürsüsünde bu durumu dile getirdik. Sözlü anlamda da herhangi bir cevap almış değiliz. Şırnak ‘güvenlik’ adı altında hep sahipsiz bırakıldı. Demokrasi havarisi kesilenler, Şırnak’ın sesini hiçbir zaman duymadı. 90’lı süreçlerde yüzlerce köyü yakılıp yıkıldı. Burada temel amaç Cudi’yi, Botan’ı insansızlaştırmak ve demografisini değiştirmektir. Kapitalizmin mantığıyla hareket ediyorlar. Gölgesinden yararlanmadığı ağacı kökünden kesiyorlar. Fiziki olarak yok edemedikleri Botan gerçekliğini bu şekilde ortadan kaldırmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
Cudi’yi insanlık duymak zorundadır
Bölgedeki ağaç kıyımına karşı kamuoyunun sessizliğini de eleştiren İmir, sessiz kalanların tarih karşısında hesap vereceklerini dile getirdi. Kürde karşı vicdanların öldüğünü belirten İmir, şöyle devam etti: “Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir yangın olduğunda milyonlarca insan, ‘ciğerimiz yanıyor’ diye tepki gösteriyor. Ama Cudi’de ki onlarca yangın Bakanlığın resmi hesabında bile geçmiyor. Ya da Orman Müdürlüğü ‘yangın çıktı’ diye bir ibare bile kullanmıyor. Şırnak, raporlarında bile geçmez. İşte böyle bir vicdansızlık ve böyle bir düşmanlık var. Ama bu düşmanlığa ve vicdansızlığa karşı da ciddi bir duyarsızlık var. Bunu da ‘güvenlik’ adı altında yapıyorlar. Yargı mekanizması olduğu gibi AKP güdümündedir. Herhangi bir alanda bir muhatap bulamıyoruz. Ama bu talana karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Şırnaklı olup iktidarla birlikte bu ranttan nemalanlar tarih karşısında hesap verecekler. Mücadelemizle onlara kaybettireceğiz. Cudi’nin haykırışını insanlık duymak zorundadır.”