PKK Lideri Abdullah Öcalan, Türkiye’nin tehdidi altında olan Kuzey ve Doğu Suriye için yıllar önce ‘İkinci bir Suriye’nin eli kulağındadır’ uyarısında bulunmuş, ‘Ya anlamlı müzakere ya da kaotik çatışma. Suriye meselesi AKP hükümetinin kaderini belirleyecek’ demişti
IŞİD’in Rojava’ya yönelik saldırıları sırasında “Kobani düştü düşüyor” açıklamasıyla IŞİD’in zaferini bekleyen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rojava Devrimi’nin ardından Efrîn ile başladığı saldırılarını sürdürüyor. “Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyoruz” diyen Erdoğan, 2015 yılında “Çöktürme Planı”nı devreye koymasıyla başlattığı savaş sürecini, bir yandan Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerinde sürdürürken, Kuzey ve Doğu Suriye’ye de saldırı hazırlıkları yapıyor.
Saldırı onayı alamadı
Tahran’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile yaptığı görüşmede diyalog önerisiyle dönen Erdoğan, gittiği Rusya’da da saldırı için onay alamadı. Kürt sorununda çözümü savaş politikalarında arayan Erdoğan, 20 Ocak 2018’de Efrîn, 9 Ekim 2019’da ise Girê Spî ve Serêkaniyê’ye yönelik işgal saldırılarının ardından Federe Kürdistan Bölgesi’nde sürdürdüğü savaşı Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayma arayışında.
PYD çözüm çizgisinde
PKK Lideri Abdullah Öcalan, IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarının sürdüğü 2013 ile 2015 yılları arasında İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmelerde, Türkiye’nin Suriye politikalarının savaş ilanı olduğunu belirterek, anlamlı müzakerenin olmaması durumunda kaotik çatışmaların yaşanacağı uyarısında bulunmuştu. Kürt güçlerine de diğer halklarla bir araya gelmesi çağrısı yapan Öcalan, Suriye’de çözümün Demokratik Birlik Partisi (PYD) çizgisinde olduğunun altını çizdi.
‘Halk esas alınmalı’
Suriye’de Kürtlerin diğer halklarla bir araya gelmesi gerektiğini vurgulayan Öcalan, 3 Ocak 2013 tarihli heyet görüşmesinde, “Suriye’de özsavunma alanlarına Araplar da dahil edilebilir, aksi halde imha olabilirler. Bir araya gelmeliler. Halk esas alınmalı. Suriye’de demokrasi için kim iddialıysa onunla birlikte olurlar” dedi.
PYD çizgisi demokratiktir
PYD’nin Suriye krizinin çözümündeki rolüne dikkat çeken Öcalan, 24 Haziran 2013 tarihinde, “Süreç Suriye’de PYD çizgisinin doğruluğunu kanıtlamıştır. Suriye’de çözüm PYD çizgisidir. Herkes bunu daha iyi anlıyor artık. PYD çizgisi demokratiktir. Kendi ordu güçlerini arttıracaklar, ideolojik olarak güçlenecekler” ifadelerini kullandı.
‘Erdoğan’da da Menderes sendromu var’
PKK Lideri Öcalan, 21 Temmuz 2013 tarihli görüşmede AKP’nin Rojava’da demokratik özerklik modeline yönelik tahammülsüzlüğüne dair, “Suriye tecrübem vardır, iyi biliyorum. Heyete de söyledim: Mursi’nin düşürülmesi Erdoğan’ın düşürülmesidir. Dün yetkili anlatıyordu işte. Mursi’ye ‘Seni düşürecekler dedik, adam halen gülüyordu’ dedi. Ben de Menderes olayını hatırlattım. Erdoğan’da da Menderes sendromu var. Kendisini Mursi gibi düşürecekler ama ciddiye almıyor. PYD’nin özerklik açıklamasına takılmışlar. Orada zaten iki yıldır fiilen özerklik yok mu? Başladığından beri vardır. Değişen bir şey yok ki. Mursi nasıl gittiyse, Suriye üzerinden bunun aynısını yaparlar” uyarısında bulundu.
‘Suriye’deki çözüm Türkiye’deki çözümdür’
Suriye’nin Kuzey ve Doğu bölgelerine yönelik saldırılara değinen Öcalan, aynı görüşmede şunları söyledi: “Ne öyle kırmızı görmüş boğalar gibi saldırıyorlar? PYD’yi zaten hazırlamışız, görüşmeye açıklar. Düşmanlık da yapmıyorlar. Türkiye Barzani’yle kurduğundan daha ilkeli ilişkiler kurabilir. Nusra’yı falan bırakmaları lazım. Ateşkes olursa, hudut kapıları açık tutulabilir. Ama o 11 maddelik gibi bir ateşkes olmasın, o sakattır. Ateşkes olmazsa, Dicle-Fırat arasında bütün güçlerini yığarlar. Arap bölgeleriyle de ittifak yapıp Nusra’yı atarlar. Suriye Demokratik Birliği adı altında (Kürt Yüksek Konseyi’nden ayrı olarak) Araplar ve diğerlerinin de içinde olduğu birlik kurarlar. Rakka ve Halep’in kuzeyinden başlayarak, kuzeye doğru bir birliği oluştururlar. İki şey üzerinde çalışırlar. Esad’la ya da ÖSO ile ateşkes ve çözüme gidebilirler. Bu şekilde iki tarafı da çözüme zorlayabilirler. Bu durum Suriye’de çözümün önünü açabilir. Bu politika Türkiye’nin de çıkarınadır. Türkiye’deki çözüm Suriye’deki, Suriye’deki çözüm Türkiye’deki çözümdür. Umarım bunu hayata geçirebilirler. Efrîn ve Azzaz’da Türkmenler ve Süryanilerle de görüşsünler. Bu birlik Esad’ı da zorlar ve Suriye’yi bu bataklıktan çıkarabilir.”
‘Eski Suriye’yi kimse kuramaz artık’
Öcalan, Türkiye’nin kendisini çatışmaya zorlayan durumların farkında olmadığını belirttiği 17 Ağustos 2013 tarihli görüşmede, “Hangi rejim olursa olsun, özerk yönetimler olacak artık. Başka çözüm yok. Suriye’de öyle homojen bir yapı ve yaşam mümkün değil artık. Bunu Türkiye’ye öneriyoruz. Sayın yetkili de bilsin, artık onlar karar verirler. Zaten 900 kilometrelik sınır var; ekonomik, sosyal ilişkiler çok iyi gelişir. 900 kilometrelik sınır dostluk sınırı olur. Eski Suriye’yi kimse kuramaz artık, biz de böyle bir Suriye’de yaşamayız” diye konuştu.
‘Cenevre’de birleşme olmazsa, Mısır gibi olur’
PKK Lideri, 15 Eylül 2013 tarihli görüşmede Suriye’de çözüm için şu önerilerde bulundu: “Devlet Suriye’de çözüm istiyorsa, onlarla doğru ilişkilenmeli. Suriye muhalefeti nasıl geçici bir hükümet kurup başkanını belirlediyse, onlar da hemen bir geçici hükümet kurup başkanını belirlesinler. Suriye demokratik birlik hükümeti olur. Suriye birliğini savunsunlar, sadece Kürtler adına hareket etmesinler. Kendi konseylerini parlamento gibi belirlesinler. Cenevre’ye kendi hükümet başkanlarıyla gitsinler. Cenevre’de ÖSO ve demokratların hükümetleri birleşir, tek hükümete dönüşür. Çözüm de ancak böyle gelişir. Cenevre’de birleşme olmazsa, Mısır gibi olur.”
‘Suriye’de Kürtler olmazsa, süper faşist güç oluşur’
Anti-Kürt ittifakının sürdürülmesi durumunda savaşın kaçınılmaz olacağı uyarısında bulunan Öcalan, 9 Kasım 2013 tarihli görüşmede, “Ben onlara da, Suriye’de beraber ittifak yapalım dedim. Duvar neden örülüyor, çılgın mısınız? Tel örgüler niye örülüyor? Mayınlar niye döşeniyor? Çılgın mısınız? Tek istekleri Kürtlerin orada güç olmaması. Ama Kürtler orada olmasa faşist bir rejim oluşur. Nasıl bir çılgınlıktır bu? Ben bunu aşmak için Misak-ı Milli Komisyonunu önermiştim. Halep’in kuzeyinden başlar Misak-ı Milli. Sen oraya tel örgü dikmek yerine sınırları kaldırmalısın. Var olanları sökmelisin. El Nusra vb. çeteleri destekleyeceğine, niye bunu görmüyorlar? Nasıl İran Hizbullah’ı destekliyorsa, onlar da PYD’yi destekleyecek. Suriye’de Kürtler olmazsa, süper faşist güç oluşur. Bunlar Esat’ı tanımıyor. Ben 20 yıl uğraştım. Aslan sırtında siyaset yaptım. Bunlar Türkiye’yi 50 yıl uğraştırırlar. PYD’yi destekleyerek bunu önleyebilirsiniz. Amerika’yı, İsrail’i, Esat’ı dengelemek budur. Biz büyük bir fedakârlık yapıyoruz” diye belirtti.
Heyetin dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın, “Tek bir kırmızıçizgim var, o da Suriye’dir. Orada Kuzey Irak benzeri bir yapılanmaya asla izin vermeyeceğim” sözlerini aktarması üzerine Öcalan, “Biz de merkezi Suriye devleti içinde Kürtleri asla eritmeyeceğiz. Bu da bizim kırmızıçizgimizdir!” dedi.
‘Her şeyi benim boynuma atmasınlar’
Öcalan, “İkinci bir Suriye’nin eli kulağındadır” uyarısında bulunduğu 7 Aralık 2013 tarihli heyet görüşmesinde, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üstelik bizde dağ olduğu için dağ ile birleşik olur. Bu uyarıyı son defa yapıyorum. İkinci bir Suriye kaçınılmaz olur. Öcalan artık bunu dizginleyemez. Bunu önleyemem, önlemem de. Aralık ayı sonu son kullanım tarihidir. Ya birlikte bunu geliştireceğiz ya da dört koldan çatışma başlar. Ya anlamlı müzakere ya da karmaşık kaotik çatışma. AKP ve Hakan Fidan’a bunu anlatın. AKP bunu blöf sanıyor. Çıkıp televizyonlarda ‘Öcalan müdahale eder’ diyorlar. Artık etmeyeceğim. Cellat kapıda dursa, celladı tercih ederim. Her şeyi benim boynuma atmasınlar. Paralel devlete karşı ortak bir zeminde buluşmalıyız.”
‘Saygılı olup karar versinler’
Öcalan, Suriye’ye 20 yılını verdiğini belirterek, 8 Şubat 2014’te yapılan görüşmede AKP’nin Esad ile “çözüm” girişimlerine dair, “Yalan söylüyorlar. Rojava’da bir sonuç alınacaksa, benimle görüşme yapacaklar. Ben oraya 20 yılımı verdim. Kimse oraları benim kadar bilemez. Esad da beni ailece tanır. Esad’la işbirliği yapan asıl onlardı. Konuşturmasınlar beni. Önce Esad süper kardeşti. Öpüşmeler, sarılmalar, eşler düzeyinde ziyaretler falan. Sonra Esad düşman oldu. Küstahlıktır bu. Karar alamıyorlar. Ben 4 yıl önce en uygun önerileri sundum. Çok büyük yanlış karar verdiler. Saygılı olup karar versinler. Öyle kandırmaya çalışmasınlar” şeklinde konuştu.
‘Önerilerim demokratik bir Suriye içindir’
Suriye’de çözüm için diğer halklarla birlikte ortak bir arayışın olması gerektiğini vurgulayan PKK Lideri, 15 Ağustos 2014 tarihli görüşmede, “Ben olmadan oradaki dengeleri, aşiretleri bilemezler. Ben onları tarihsel çizgileriyle beraber hepsini tek tek biliyorum. Onun için benim görüşümü almalılar. PYD bu konuda işbirliğine açık olmalı, yani ittifaklar ve tutulacak bölgeler konusunda hazırlığını yapmalı. Benim bütün önerilerim demokratik bir Suriye içindir. Bu sağlanmadığı zaman bir katliam coğrafyasına dönüşür” uyarısında bulundu.
PKK Lideri Öcalan, 27 Şubat 2015 tarihli görüşmede iktidarın Suriye meselesine yaklaşımını eleştirerek, “Ben ilk günden beri söyledim. Suriye meselesi AKP hükümetinin kaderini belirleyecek” dedi.
Kaynak: MA