90’lı yıllarda ‘güvenlik’ gerekçesiyle yıkılan Gundikremo köyünde, kamulaştırma kararıyla kömür arama çalışmaları devam ediyor. Köylülerin açtığı dava sürmesine rağmen, evler ve bağ-bahçe tahrip edildi, ağaçlar kesildi
Şırnak’ın Gundikremo köyü 24 Şubat’ta Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla AKP İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez’in babası, son seçimlerde AKP’den Milletvekili adayı da olan ancak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı iptal edilen ve akaryakıt kaçakçılığından cezaevine giren Süleyman Bölünmez’e bağlı şirketin kömür arama faaliyetlerini sürdürmesi için kamulaştırma kararı alındı.
90’lı yıllarda “güvenlik” adı altında boşaltıldıktan sonra yakılıp yıkılan ve 2000’lerde tekrar inşa edilmeye başlanan Gundikremo sakinleri, başlatılan maden arama çalışmalarına karşı idare mahkemesinde yürütmeyi durdurma davası açtı. Dava devam ederken, Gundikremo köyü “kömür ve maden arama” gerekçesiyle tekrar yıkılıyor.
Topraklarının kamulaştırılmasını kabul etmeyen köylülerin Şırnak Valiliği’ne verdiği dilekçeler ise sonuçsuz kaldı.
Davalar sürüyor
Kamulaştırma kararına karşı köylülerin avukatı Abdurrahman Karabulut tarafından Mardin İdare Mahkemesi’nde “yürütmeyi durdurma” davası açıldı. Karabulut, ayrıca Cumhurbaşkanı’nın acele kamulaştırma kararına karşı Danıştay’a acele kamulaştırma kararının iptaline yönelik dava açtıklarını belirterek, yargılama süreçlerinin devam ettiğine işaret etti.
‘Kararlar usul ve esasa aykırıdır’
Köyün avukatlığını yapan Karabulut, köylülerin arazisini kamulaştırmak isteyen Süleyman Bölünmez’in çeşitli suçlardan sabıkalı olduğunu ifade ederek, “Köylülerin arazisine hukuk dışı çöken kişi Mardin eski bağımsız milletvekili Süleyman Bölünmez. Bu kişinin daha önce kaçakçılıktan sabıkası var. Bu kişinin kızı Ceyda Bölünmez, AKP İzmir milletvekili. 67 kişi adına Türkiye kömür işletmelerinin olağan kamulaştırma kararına karşı Mardin İdare Mahkemesinde dava açtık. Ayrıca Cumhurbaşkanının acele kamulaştırma kararına karşı Danıştay’a karşı acele kamulaştırma kararının iptaline yönelik davalar açtık. Yargılama süreci devam ediyor. Yaklaşık üç ay önce açtığımız davalar ile ilgili idarenin cevabı bekleniyor. Adli tatil olması nedeniyle ara karar ya da karar mahiyetinde henüz bir karar yok. Açtığımız davalar yürütmeyi durdurma taleplidir. Acele kamulaştırma kararı ve olağan kamulaştırma kararları usul ve esasa aykırıdır. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu olmadan alınmış kararlardır. Özel mülkiyetin ihlali söz konusudur” dedi.
‘Siz yıkın, mahkeme kararı arkasından gelir’ anlayışı
Daha kesinleşmiş bir kamulaştırma kararı olmadan köyün talan edildiğini söyleyen Karabulut, “Henüz kesinleşmiş bir kamulaştırma kararı olmadan yaklaşık bir yıldır köylülerin arazileri gasp edilmiş ve sözde kömür arama faaliyeti fiilen devam etmektedir. Köylüler kendi köylerine girememektedir. Valilik ile yaptığımız görüşme neticesinde köye girebildik. Köylülerin evleri tahrip edilmiş, birçok bağ bahçe tahrip edilmiş ve hatta mezarlıklar dahi tahrip edilme noktasına gelmiş. Bu kabul edilemez bir gasp anlayışıdır. ‘Siz yıkın, mahkeme kararı arkasından gelir’ anlayışı Anılmış (Gundikremo) köyünde icra edilmektedir. Avukatlığını yaptığımız bir kısım köylüler, hiç bir şartta köylerinin kamulaştırmasını istememektedir. Köyleri ile manevi bağları olan köylüler arazilerine hiç bir zarar verilmeden kamulaştırma kararının iptalini istiyorlar” diye belirtti.
‘Süleyman Bölünmez ve korucular bir olup yıktılar’
Köylülerden Sabriye İzer (38), köylerinin kamulaştırılması yönünde alınan karara tepki göstererek, köylerinde her tarafın kazıldığını ve meyve ağaçlarının kesildiğini kaydetti. İzer, “Köyde ne su bıraktılar ne de başka bir şey. Her şeyi kazıp yıkmışlar. Kömürü gerekçe yapıyorlar. Ama mesele o değil, bu tamamıyla keyfi yapılan bir durumdur. Köyün mezarlığını bile kazıp yıkmışlar. Durması için dilekçe verdik ama bir sonuç alamadık. Bize, ‘köy artık devletin malı’ deniliyor. Bundan başka bir şey demediler. Köyümüz çok güzeldi ama Süleyman Bölünmez ve korucular bir olup yıktılar” dedi.
MA / Zeynep Durgut