Haydar Ergül
Daha önceki devletçi sistemler de yoğun bir baskı ve sömürü yaptılar. Ancak ne kölecilik ne de feodalizm kapitalizm kadar genişlemesine ve derinlemesine uyguladığı baskı ve sömürü düzeyine ulaşamadılar. Yine hiçbiri bu düzeyde kitle rızası üretemedi. Kapitalizm yaşam şekli olan modernizmi tabana yaymada da oldukça başarılıdır. Çoğu zaman en antikapitalist birey ve yapılar-sağdan veya soldan-kapitalizme yedeklenmişlerdir. Başta Sovyetler olmak üzere sosyalist ve ulusal kurtuluş hareketleri, kurdukları devletler dönüp dolaşıp kapitalizme hizmet etmekten kurtulamadılar.
Tarihin en büyük kitle kıyım ve katliamları kapitalist zamanda gerçekleşmiştir. 1. ve 2. dünya savaşları bir yana son 30 yıldır yerküre üzerindeki savaşlarda milyonlarca insan öldürüldü. Ortadoğu’da, Afrika’da veya dünyanın başka yerlerinde ne kadar katliam, öldürme gerçekleşti, gerçekleşiyor biliniyor mu? Irak’ta şimdiye kadar kaç kışı öldü veya öldürüldü; on binler mi, milyonlar mı?
Dünyada ne kadar fosil yakıt rezervi olduğu hesaplanıyor ama savaşlarda toplamda ne kadar insanın öldürüldüğü hesaplanmıyor. Neden? Çünkü ölen insanın kapitalizm için maddi değeri yoktur da ondan. Fosiller enerjidir bir fiyatı vardır; o yüzden hesaplanır, sahip olmak için savaşlar yapılır. Yani burjuvazi için değerdir ama ölen insanın bir değeri yoktur, kıymetsizdir. Ölünün fiyatı yoktur, burjuvazi için. Hatta savaşlarda insan kıyımı sonucu nüfus çoğalmasının önüne geçilme gibi bir faydası da vardır!
Kapitalizm için önemsenen insan çalışan, artı değer üretebilen ve tüketendir. Kapitaliz aşırı tüketici insan üretmeyi hedefler. Çünkü karın kaynağı kapitalist ürünün tüketilmesiyle doğru orantılıdır. Yine kapitalizm için sadece fabrikada veya tarladaki ürün önemli değildir; insan bedeni ve duygusu da alınıp satılan tüketim nesnesine dönüştürülmüştür.
Kapitalist sistem açısından tek ölçü vardır; o da satılanın kar ediyor olmasıdır. Binlerce yıldır toplumsal emeğin ortaya çıkardığı başta ahlak olmak üzere toplumsal değerleri; ölçü ve duyguyu, zihniyeti, alışkanlıkların tümü alım satım nesnelerine dönüştürülmüştür. Bu amaçla özendirilen ahlaksızlıktır. Bunun için de elindeki iletişim, ulaşım gibi araçları kullanarak tüketiciliğin cazibesini artırmak için yoğunca reklam yapmakta. Özellikle reklamcılıkta kadın bedeni kullanılarak cinsel objeler inşa ediyor; tahrikçilik, kışkırtıcılıkla tüketimi artırmayı hedefliyor. Kapitalizmi ahlaksızlık olarak nitelendirmeyi fazlasıyla hak ediyor. O açıdan kapitalizm bir algı yönetimidir. Esasa değil göze, duyguya, biçime hitap eder. Bunu özenti, öykünme uyandırmak için yapar.
Kapitalizm, tarihinin en derin kaos-krizi aşamasındadır. Yapısal kriz içindedir, derin kaos üretmektedir. Beş yüz yıldır merkezi kapitalist sistem devreyi yansıyan veya yansıtılan kriz-kaos dönemlerini yaşamıştır. Bunlardan ikisi iki dünya savaşına yol açmıştır. Onlar içinde kriz-kaostan kendini yediden üretebilmiş, savaşlarda güçlenerek, yenileyerek çıkmıştır. Fakat mevcut kriz-kaos durumu, öncekileri katbekat aşan derin yapısal sorunlar üretiyor.
Kriz-kaos sadece ulus-devlet sisteminde yaşanan kimi yapısal sorunlardan kaynağını almamaktadır; onu da aşan tek tek bireylerde yaşanan kişilik bozuklukları; fazlasıyla paradoksal çelişkiler içinde olan, zihin ve yaşamda uçlara savrulan dalgalılıktır. İradeleri kırılmış, karar verme yetileri önemli oranda yitime uğratılmıştır. Ölçüsüz oldukları için her türlü musibete açık hale getirilmişlerdir. Onlar IŞİD türü acımazlığın kitle tabanı oldukları gibi hep bunalımlı, umutsuz savrulanlardır. Her şeyin kendileri gibi olmasını isterler, olmayınca da her türlü kötülüğü yapabilecek potansiyele sahiptirler. Yönetemedikleri gibi yönetilemezler de.
Kapitalizmin yapısal kriz-kaosunu tek tek kişilerin kişiliklerine yansıtma aşamasına geçmiştir. O yüzden kapitalizm önceki kriz-kaoslarda çok farklı yapısal sorunlar yaşamaktadır ve yönetemez haldedir. 3. Dünya Savaşıyla aşmaya, geçmişteki gibi kendini yenileyerek çıkma olasılığı kalmamıştır.
Gelecek açısında iki ihtimal vardır: Birincisi, insanlık kapitalist modernist yaşam içinde kıyamete gider. İkincisi, insanlık alternatif demokratik modernite yaşamın inşasını başararak ahlaksızlık cağında çıkışı gerçekleştirir; bunun için direnerek, mücadele ederek demokratik ve özgür yaşama akar. Geleceğin bu temelde şekillenmeye başladığı Kürtlerin özgünlüğünde açığa çıkmaya başlamıştır.