Songül İlker, ağır hasta tutuklu oğlu Ekim Polat’ın tedavi edilmemesine karşı cezaevi önünde başlattığı oturma eylemini 2. gününde sürdürüyor. Songül İlker, ‘Ameliyat olmazsa oğlum ölecek’ dedi
Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Ekim Polat’ın sağlık durumu gün geçtikçe ağırlaşıyor. Polat’ın annesi Songül İlker’in, oğlunun tedavisinin sağlanması için Denizli T Tipi Cezaevi önünde başlattığı oturma eylemi 2’nci gününde sürdü. Anne İlker, oğlunun tedavisinin sağlanmadığını söyleyerek, “Oğlum hastaneye götürülüyor. Ancak tedavisi sağlanmıyor. Bundan birkaç ay önce oğlum bu hukuksuzluğa karşı cezaevinde hastane sevklerinin durması için dilekçe vermişti. Oğlumla görüştüğümde bana ‘Hastaneye gidiş gelişlerde tedavim sağlanmıyor artık onlara güvenmiyorum. Bu nedenle bu dilekçeyi yazdım’ dedi. Oğlumun tedaviye ihtiyacı var. Beyninde tümör var. Ameliyat olmazsa oğlum ölecek. Birçok hastalığı olan oğlum 11 gündür açlık grevinde. Ben bir anne olarak artık dayanamıyorum. Ben de oturma eylemi başlattım. Oğlumun tedavisi sağlanana kadar eylemimi sürdüreceğim” diye konuştu.
Dayanışma çağrısı
Bir anne olarak tek isteğinin oğlunun uygun koşullarda tedavisinin sağlanması olduğunu ve tedavi sürecinde oğlunun yanında olmak istediğini söyleyen İlker, “Sivil toplum kuruluşlarına, insan hakları savunucularına, vekillere, hukukçulara toplumdaki herkese sesleniyorum; oğluma ve bütün hasta tutuklulara ses verin. Hasta tutuklular serbest bırakılsın, yaşam hakları engellenmesin” çağrısında bulundu.
Polat’tan Gergerlioğlu’na mektubunda
Öte yandan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Polat’ın kendisine gönderdiği mektubunda yer alan ihlaller ve sağlık durumuyla İHİK’e başvurdu. Gergerlioğlu’nun, 16 Haziran’da Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na (İHİK) yaptığı başvuruya 5 Ağustos’ta yanıt verildi.
‘Kürt olduğum için tehdit ediliyorum’
Polat tarafından gönderilen mektupta şu ifadeler yer alıyordu: “Ben Ekim Polat Denizli T Tipi Cezaevi’nde kalmaktayım. Belimde ve sol bacağımda kemik erimesi ve kas kaybı var. Şubat ayında ortopedik yatak ve sandalye için idare ve gözlem kuruluna yazdım. Sonrasında revire çıktım; ‘Biz bir şey yapamayız. Hastaneye git’ denildi. 25 Şubat’ta Denizli Devlet Hastanesi’ne gittim. Kemik erimesi ile ilgili çekim yapıldı. 25 Mart’ta sol bacağımdaki kas eksikliği yüzünden gittim. Bu belirttiğim tarihlerden bu yana hastaneye götürülmedim, herhangi bir ilaç tedavisi görmedim. Yaklaşık 2 aylık süreçte ilaç tedavisi görmedim. Burada formalite icabı tedavi olanakları varmış gibi gösteriliyor. Adli mercilere dilekçe yazıyorum kaybediyorlar. Milletvekillerine yazıyorum geri getiriliyor. Akciğerlerimde lekeler var. Tomografiye yollamıyorlar. Uzun bir süredir sağlık sorunlarım var. Buraya geldiğim ilk gün önemli kullanmam gereken ilaçlarımı çöpe attılar. Kürt olduğum için gardiyanlar tarafından tehdit ediliyorum.”
Yargıya karışmıyorlarmış!
İHİK tarafından gönderilen cevapta ise İnfaz Kanunu’nun 16’ncı maddesinde yer alan “Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi” kısmı atıfta bulunularak, “İnfaz’ın ertelenmesi Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumu’nca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilmektedir” denildi.
İnfaz ertelemenin yargı organlarının görev alanına girdiğine dikkat çekilen cevapta, Anayasa’nın 138’inci maddesinde yer alan “hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz” belirtilerek, İHİK’in yasama organı olduğu yargı yetkisine ilişkin hususlar hakkında işlem yapılamadığı kaydedildi.
‘AHİM’e başvurun’
İHİK, kamu gücünün ihlal edildiği iddiasıyla tüm yargı süreçlerinin tüketilmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yolunun açık olduğunu da hatırlattı. Öte yandan iç hukuk yollarının tüketilmesi akabinde de dört ay içerisinde AİHM’e başvur yapılacağı dile getirildi.
DENİZLİ