En son 3 yıl önce avukatlarıyla görüşen PKK Lideri Abdullah Öcalan: Çözüm için hazırım
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 23 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüşmesine yönelik engellemeler sürüyor. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının en son 7 Ağustos 2019 tarihinde görüştüğü Öcalan’dan, 25 Mart 2021 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı 4 buçuk dakikalık kesintili telefon görüşmesinden bu yana hiçbir şekilde haber alınamıyor.
Telefon görüşmesi
Öcalan’ın yaptığı bu telefon görüşmesi ile 22 yıllık tutukluluğunda yasal telefon hakkını kısıtlı bir şekilde ikinci kez kullandı. Bu görüşmesi Öcalan’ın sağlık ve güvenlik durumuna ilişkin 14 Mart’ta sanal medyada yayılan iddiaların kamuoyunda kaygılara neden olmasından ötürü gerçekleşmişti. İmralı’da bulunan Öcalan’ a ve diğer tutuklulara tanınan bu görüşmede Hamili Yıldırım da ailesiyle görüşme gerçekleştirirken, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar, tecridi protesto etmek amacıyla görüşmeyi gerçekleştirmedi.
Cevap verilmiyor
Avukatların 7 Ağustos 2019’da yapılan başvurular ya yanıtsız bırakılıyor ya da “disiplin cezası” var gerekçesiyle reddediliyor. Yapılan her görüşmede Öcalan Kürt sorunun çözümü için hazır olduğunu ifade ederken, 7 Ağustos’ta yapılan görüşmede “Kürtlere yer açmaya çalışıyorum gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklı da gereğini yapmalıdır” demişti.
Yapılan görüşme
Görüşmeye dair Asrın Hukuk Bürosu’nun yaptığı açıklama şu şekilde: “Müvekkilimiz Sayın Abdullah Öcalan ile 07.08.2019 tarihinde bir görüşme gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sayın Öcalan’ın bu görüşmede temel gündemi; birçok başlığın yanı sıra esas olarak Türk-Kürt ilişkilerinin tarihsel gelişimi, mevcut çatışma ve savaş durumuna dönük tartışmalar olmuştur.
Tutarlı yaklaşılmalı
Ahlat ve Malazgirt’te başlayan Türk-Kürt ilişkilerinin 1921 Anayasası’na kadar gelişimini değerlendirirken bu konuda ilgili ve duyarlı tüm çevrelerin gerçekliğe uygun hareket etmeleri gerektiğini belirtmiştir. İster kendisini Kemalist, ister Yeni Osmanlıcı olarak ifade etsin her iki anlayışın da Türk-Kürt tarihine ve ilişkilerine doğru ve tutarlı yaklaşmaları gerektiğini söylemiştir.
Ağır sonuçlar çıkar
Sayın Öcalan çatışma ve savaş politikalarındaki ısrar nedeniyle yaşanan gidişatı kaygı verici görmektedir. Kırk yıldır yaşanan insani, siyasal, ekonomik kayıplara işaret ederek bölgesel durum itibariyle aynı politikada ısrarın daha ağır sonuçlar ortaya çıkaracağını herkesin görmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Özal vurgusu
Kendisinin demokratik çözüm çabalarının Özal döneminden bugüne kontrgerilla tarafından sabote edildiğinin bilindiğini; çözüm karşıtı bu güçlerin bugün de aynı olmasa da savaş çıkaracak düzeyde bir potansiyeli taşıdıklarını söylemektedir. Özal’ın 1993 yılında ‘savaşla çözüm olmaz’ sözüne atıfla; aynı durumun geçerliliğini korumasına rağmen bugün Özal’ın kararlığını gösterecek bir iradenin varlığını sorguladığını vurgulamıştır.
Kürt-Türk ilişkileri
Sayın Öcalan olağanüstü bir çabayla devletin ve devlet aklının çözümlemesini yaparken; şovenist aklın ürünü olan sahte, uydurma, yalan tarihe karşı gerçek tarihe ve tarihsel Türk-Kürt ilişkilerine uygun bir şekilde Kürtlere yer açmaya çalıştığını belirtmiştir. Bu çerçevede Kürtlerin başkaca bir devlete ihtiyacı olmadığını; ancak ‘Kürtlerin bir hukuku olacak mıdır?’ diye de sorduğunu ifade etmiştir. Devamla kırk yıldır Kürtlerin özgür yaşam, özgür insan, özgür toplum arayışını gözeten bir Kürt aklını da oluşturmaya çalıştığını ifade etmiştir.
Gelin çözelim
Sayın Öcalan, Özal döneminden bugüne barış ve demokrasi arayışlarını ifade ederken kendisine yönelik halen devam eden yirmi yıllık tecridin de bugün yaşanan savaşlarla ilgili olduğunu belirtmiştir. Ancak bütün zorluklarına rağmen buna karşı yirmi yıldır barış çizgisi ile direndiğini, cevap olmaya çalıştığını söylemiştir. Bu minvalde Sayın Öcalan ‘Kürtlere yer açmaya çalışıyorum gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklı da gereğini yapmalıdır’ demiştir.” İSTANBUL