Altılı masanın etrafında partiler beraberler, fakat her partinin fiyatı farklı. Görünen o ki altılı masanın tarım politikaları konusunda ortaklığı yok
Abdullah Aysu
Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu; “fiyatları tayin eden Allah’tır” açıklamasını yaptı. Bazı kesimler şaşkınlıkla karşıladı. Kurulun açıklaması, “bu kadar da olmaz” dedirtti.
Olur
Ezelden beri bu tarz siyaset vardı. Yani kökü bayağı derinde, bu siyaset yönteminin ve yönetiminin. Ekseriyetle sıkışma dönemlerinde su yüzüne çıkar. Görünür olur. Ezelden beri iki din yorumu var zaten. Yeni değil. Asur’da da, Firavun döneminde de böyleydi. Bir ezilenlerin İslamı (veya dini) var, bir de ezilenlerin İslamı (veya dini) var. Şimdi, “kör gözüm parmağına” misali oldukça aleni, fazlaca açığa çıktı. Tek fark bu.
Mazi
Mesela, “Şeyh Bedreddin, zamanın Allah anlayışına, hâkim olan din anlayışına karşı çıkmıştı. Zamanın egemen İslam yorumuna, saray İslamına karşı çıkmıştı; İslamın kendisine değil. Bazıları, saray İslamına karşı çıkmasını, İslamın kendisine karşı çıkma gibi yansıtmaya çalışıyor. Sarayın Allahı’na karşı çıkmıştır; Allah’ a değil…
… Şeyh Bedreddin, ta Hz. Peygamber’den, İmam Ali’ye, oradan Ebuze el- Gıfari’ye, oradan ehlibeyt imamları yoluyla, oradan Mutezile düşünürleri yoluyla, özgür irade ekolü kanalıyla, Ebu Müslüm Horasani’den Karmatilere, Karmatilerden Zenç İsyanı’na, Zenç İsyanı’ndan, Nizari İsmaililiğinden, Anadolu’daki Babai İsyanları’na, Babai İsyanları’ndan Celali İsyanları’na kadar gelen çizginin, 1416 yılındaki ifadesidir. Bütün bir tarihte hiç kimse yok, bir tek Şeyh Bedreddin var diye düşünürseniz, çok fena yanılırsınız. Şeyh Bedreddin’in söylediği sözler, savunduğu fikirlerin hiçbiri, sadece kendinin savunduğu fikirler değildi, bir çizginin devamıydı…” diyor, R. İhsan Eliaçık, ” Şeyh Bedreddin” kitabında.
İki din eğilimi
Katılırsınız katılmazsınız, Eliaçık diyor ki; “tarihte din ile dinsizliğin mücadelesi yok değil var, ama esas dine karşı din mücadelesi var.” Bunun ateşinde odun hiç eksik edilmedi. Bu durum Osmanlı’da da böyleydi. Cumhuriyet döneminde de. Kimi hükümetler zamanında az, bazı hükümetler döneminde çok görünür oluyordu. Bugün ise, zirve yapmış durumda.
İkili yaklaşım
Peki, sadece din işlerinde mi ikili yaklaşım var? Hayır, tabii ki. Yaklaşımlar insana özgüdür. Ya ezilenden yana olur, ya ezenden yana. Saflaşmada ve ezenden yana saf tutmada ve sürdürmede din hep rol almıştır. Din İşleri Yüksek Kurulu, “Fiyatları tayin eden Allah’tır” açıklamasıyla sizce hangi kategoriye giriyor Diyanet? Onu siz değerlendirin gayri.
Fındık
Şimdi gelelim somut duruma. Fındık hasadının eli kulağında. Bu hafta olmazsa öbür hafta kesin. Fındık fiyatlarını Cumhurbaşkanı açıkladı. İlk kez bu yıl açıklanan fiyat net olarak açıklanmadı. Bu yüzden anlaşılmadı. TMO, Cumhurbaşkanının açıklamasına paralel bir kategorili fiyat açıkladı. Fakat net olan bir durum var, o da; fındık üreticisinin açıklanan fiyattan memnun olmadığı, zarar ettiği. Fındık fiyatları açıklama aşamasında bir başka netlik de muhalefet cephesinde ortaya çıktı. Muhalefet partileri fındığın kg fiyatı 70 TL, 72 TL, 74 TL, Çiftçiler Sendikası 85 TL olsun istedi. Fiyatı belirlenecek ürün çeşidi tek. Altılı masanın etrafında partiler beraberler, fakat her partinin fiyatı farklı. Görünen o ki altılı masanın tarım politikaları konusunda ortaklığı yok. Ya da henüz yok! Muhalefet tarım politikalarında dağınık. Ayrıca iktidarın belirlediği düşük fiyatın karşısında muhalefetin fındık fiyatlarını açıklamakla yetinmeleri, açıkladıkları fiyatları savunup, direngen ol(a)mamaları çiftçinin iktidar tarafından ezilmesine neden oluyor. Çiftçi Sendikaları ile bilgi alışverişine girilmemesi ayrı bir eksiklik olarak kaydedilmelidir. Sahi fındık fiyatını kim düşük tayin etti? Hükümet mi? Fikri Sönmez mi? Ya da Fikri Sönmez tayin etseydi ne kadar olurdu?