Seydi Fırat
“AKP iktidarı dışındaki muhalefetin, burada kastım özelikle 6’lı masa denilen bloğun tutumu, bu bloğun Zaxo Katliamına karşı tutumu, başta da CHP’nin tutumu olmak üzere AKP iktidarının tutumunda bir millim dahi fark göstermedi.”
20 Temmuz’da Başurê Kürdistan’ın Zaxo kentinin Perex köyündeki turistik tesise Türk topçularının saldırısı sonucu 9 sivil hayatını kaybetti 33 sivil de yaralandı. Katliam saldırısının Türkiye tarafından gerçekleştirildiğine dair Irak’ın en yetkili, en üst makamları açıklamalar yaptı. Başbakan Kazımi, Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyni, Irak Genel Kurmay Başkanı ve Irak Ulusal Güvenlik Konseyi ve Irak parlamentosu, saldırının Türkiye tarafından yapıldığını çok ısrarlı bir biçimde dile getirdiler. Şimdiye kadar Türkiye her ne kadar saldırıyı ve saldırının yol açtığı katliamı üstlenmese de, katliamın Türkiye tarafından gerçekleştirildiğine yönelik Irak’ın hatta dünyanın zerre kadar bir tereddüdü yok.
Irak saldırıyı delileriyle ortaya koydu. Ve dünya da ortaya konulana iknadır. Irak, delillerin kendisine verdiği haklılıkla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) Zaxo Katliamı gündemiyle toplantıya çağırdı ve BMGK 26 Temmuz’da Zaxo Katliamı gündemiyle toplandı ve toplantıda çok güçlü bir biçimde katliam BMGK tarafından kınandı. Toplantıda Türkiye, katliamın kendisi tarafından yapılmadığına dair ikna edici hiçbir delil otaya koymadı.
Toplantıda Türkiye adına konuşan temsilci, laf ebeliği ile durumu manipüle etmeye çalıştı ama başaramadı. Konunun background’u yol vermedi, vermediği için de inandırıcı olmadı. Zaxo Katliamına yönelik bölgesel ve küresel çapta ortaya çıkan tepkiler, aynı zamanda AKP iktidarının Neo-Osmanlıcılık politikasına, yayılmacı işgalci politikasına karşı sergilenen tepkilerdir. Bölgesel ve küresel çaptaki platformlarda katliam öncesinde bu yönlü tepkiler çeşitli vesilelerle dile getiriliyordu. Türkiye her ‘Komşuların egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygılıyım’ dediğinde her iki alanı bu söylem altında daha fazla ihlal ettiği tecrübelerle sabittir.
AKP iktidarının Suriye ve Irak’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne, iç işlerine yönelik yaptığı ihlal, ihlalin bu ülkelerde yol açtığı yıkım ve katliamlar serisi ortada. AKP iktidarının Efrîn’den Zaxo’ya, Süleymaniye’den Halep’e kadar Kürt halkı, Arap halkı ve diğer etnik ve inançsal kimlikleri üzerinde maddi ve manevi açıdan yarattığı tahribat, üstü örtülmeyecek kadar devâsa boyutta. Zaxo Katliamı, bu coğrafyaların ve coğrafyalarda yaşayanların maruz kaldıkları zulme yönelik bir nevi kendi gerçeğinde insanlık vicdanını sözcülüğe ve şahitliğe çağırdı. Ve çağrı önemli oranda yerini buldu. Katliam, devasa vicdan ayaklanmasına, devasa toplumsal ve siyasal tepkilere yol açtı.
AKP iktidarı dışındaki muhalefetin, burada kastım özelikle 6’lı masa denilen bloğun tutumu, bu bloğun Zaxo Katliamına karşı tutumu, başta da CHP’nin tutumu olmak üzere AKP iktidarının tutumunda bir millim dahi fark göstermedi. Bilakis iktidarın tutumunu pekiştiren bir anlayış sergilendi. Bu blok, kendi cephesinde AKP iktidarının Neo-Osmanlıcılık hülyasının, yayılmacı işgalci konseptinin, Kürt karşıtı politikanın bir uzantısı olarak geliştirilen Zaxo Katliamına karşı sessizlikleriyle söz konusu politikayı takviye ettiler. Etsinler. Yatırımları ve destekleri itibarsızlığa ve karanlığa oldu. Allem edip küllem edip katliamda milli şuur olarak ortaya sürdükleri tutum kötülüktür, faşizmdir.
Dönem aynı zamanda Türk faşizminin, Neo-Osmanlıcılığın pervasızlık dönemi ve bu odakların kötülükle hemhâl olma dönemidir. Kötülüğün üstüne örtü çekme halleridir. Katliama yönelik tepkilerde görüldüğü gibi dayatılan zorbalığa, dayatılan kırıma, dayatılan insanlık dışı konsepte ve Neo-Osmanlıcılık zihniyetine, faşist diktatöryal uygulamalara karşı bir başka dinamik, bir mücadele dinamiği güçlü buluşmalarla kendini ortaya koyuyor. Kürt halkının derin özgürlükçü duruşu ve direnişi yanı sıra, Türkiye’nin demokratik özgürlükçü dinamiği, bölge halklarının anti Neo-Osmanlıcılık duruşu demokrasi tasavvuru ve özlemiyle geleceği daha umutlu kılıyor.