İktidar, savaş sanayisi için önemli olan Bor Karbür üretimine bandırma’da hazırlanırken, bunu yerli-milli iddialarla süslüyor. Tesisi kuran Çinli şirket, tesisi işletecek ortaklar arasında ise Talip Öztürk dikkat çekerken arka planda Rio Tinto’nun silüeti görülüyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez geçtiğimiz gün Bandırma’daki Eti Maden Tesisleri’ni ziyaret ederek açıklamalarda bulundu. Bandırma’da Bor Karbür Tesisi’nin yapım işlerinin devam ettiğini söyleyen Dönmez, önümüzdeki yıl da ferrobor ve lityum karbonat tesislerinin temelinin atılacağı belirtti. Yaptığı açıklamada Eti Maden Tesisleri’nin özelleştirilmesiyle ilgili söylemleri de değerlendiren Dönmez, böyle bir gündemlerinin söz konusu dahi olmadığını belirtmesine karşın Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilmiş olması Eti Madenin ya özelleştirileceğini ya da rehin verileceğini gösteriyor.
İlk pilot tesis Eskişehir’de
Dönmez yaptığı konuşmada, “Bor karbür özellikle savunma sanayisinde, yine yüksek teknolojik sektörlerde aranan bir mamuldür. Aşınmaya dayanıklı makine parçalarının üretiminde, hatta nükleer santrallarda da kullanılan bir mamulden bahsediyoruz” diye belirtti. Bandırma’daki Eti Maden İşletmeleri’nde önümüzdeki süreçte temeli atılacak tesislerle ilgili konuşan Dönmez, “Ferrobor fabrikamızın temelini de 17 Eylül’de, yani Bandırma’nın kurtuluş gününde atmayı planlıyoruz. Nasipse o da bir yıl içerisinde devreye alacağız. Yine bu yıl içerisinde lityum karbonat tesisimizin bir ünitesini de buraya tahsis ettik, onun da bu yıl içinde temelini atacağız. İlk pilot tesisimizi Eti Maden’in Eskişehir Kırka tesislerinde devreye almıştık” ifadelerini kullandı.
Tesisi yapan Çinli!
Bakan ‘kuruyoruz yapıyoruz Eti Madeni satmayacağız’ gibi sözle derken yapan çinli, fabrika da ise Eti Madeni’n hissesi yüzde 33. Bor Karbür işletmesini Çinli China Machinery Engineering Corporation (CMEC) şirketi inşa ediyor. ETİ Maden Bandırma işletmelerin 2019 yılında ‘Bor Karbür Tesisi Temel Atma Töreni’ne katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez yaptığı konuşmada, “Dünya bor lideri Eti Maden ve yine savunma sanayi alanında faaliyette bulunan özel sektörün katılımıyla TRBOR Bor Teknolojileri AŞ’yi kurduk. Söz konusu şirkete Eti Maden yüzde 33 pay ile iştirak etti. Tesis ilk etapta yılda bin ton kapasiteyle bor karbür üretimi gerçekleştirecek artık doğal kaynaklarımızı ve madenlerimizi yurt dışına ağırlıklı olarak ham madde şeklinde değil uç ürün ya da ileri teknoloji ürünler olarak ihraç edeceğiz” dedi.
‘Bor Savunma Teknolojileri’
TRBOR şirketinin ortakları içinde Cumhurbaşkanlığı’nca kurulan SSTEK, Türk Havacılık Uzay Sanayi (TUSAŞ), Eti Maden ve ‘Bor Savunma Teknolojileri’ olduğu görülüyor. Bu ortaklardan Bor Savunma Teknolojileri ise bir özel şirket. Ticaret sicilinde ise sahibi olan kişi Metro Turizm’in sahibi ve hakkında birçok iddia bulunan Galip Öztürk’ün kardeşi Talip Öztürk. TRBOR Teknolojileri AŞ’nin içerisinde ‘paydaşlar’ bölümünde ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ve ‘BMC’nin olması dikkat çekici. AKP’den istifa etmek zorunda kalan Ethem Sancak’ın başında bulunduğu BMC şirketi Tank Palet Fabrikasını bedvaya aldığında şirketin yüzde 50’si Katar ordusuna satılmıştı. Ethem Sancak yaptığı bir açıklamada ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine bir ortak önerdiğini belirterek,“ Onu da yanıma aldım; Talip Öztürk, eşit bölüştük” sözleri Savaş sanayisi ve Bor üzerinde grift ilişkilerle tezgahların kurulduğuna işaret etmekte.
Etibank parçalandı
1993 yılında KBİ A.Ş., Çinkur A.Ş. ve Etibank Bankacılık A.O. Etibank bünyesinden ayrılarak Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredildi. 1994 yılında Ergani Bakır, Keçiborlu Kükürt, Halıköy Civa, Mazıdağı Fosfat İşletmeleri kapatıldı. 1998 yılında Etibank yeniden yapılandırılarak Eti Holding A.Ş. ve bağlı ortaklıkları; Eti Bor A.Ş., Eti Alüminyum A.Ş., Eti Krom A.Ş., Eti Bakır A.Ş., Eti Gümüş A.Ş., Eti Elektrometalurji A.Ş., Eti Pazarlama ve Dış Ticaret A.Ş. ile birlikte Özelleştirme İdaresine devredildi. 2004 yılında Eti Holding A.Ş’ye ait tüm kurumlar özelleştirme idaresine devredildikten sonra adı Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü olarak değişti.
Etibank Cengiz Holding’te
’Anayasa’ya göre, “Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır” (AY 168/I). Türkiye’de bor, toryum, uranyum, krom ve altın stratejik maden olarak nitelendirilirken, bu madenler, ekonomik, siyasal ve uluslararası ilişkiler yönünden ayrı bir önem taşıdığı belirtilmektedir. Anayasa hükmüne karşın Türkiye’de krom ve altın madenlerinin tamamı uluslararası şirketlerin kontrolünde özelleştirilmiş durumda. Bor’da ise kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan bir süreç işletilirken, Etibank’a bağlı olan tüm kurumlar 1998’de kurulan Eti Holding’e devredilmişti. Cengiz Holding, ilk olarak 2004 yılında özelleştirme kapsamına alınan Eti Bakır Küre Tesisleri ve Eti Bakır Samsun Tesislerini alarak yol inşaatından madenciliğe geçiş yaparken ardından Eti Holding’e bağlı birkaç işletme hariç tüm işletmeleri bünyesine kattı.
Etimine SA!
2011 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulunun 21/2/2011 tarihli ve 2011/14 sayılı kararı ile; Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Hidrojen Peroksit Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de bulunan yüzde 28,2 oranındaki hissesi özelleştirme kapsam ve programına alındı. Batı Avrupa bor piyasasına yönelik pazarlama şirketi olan Etimine SA ise dış ortaklı olarak 1984 yılında Lüksemburg’da kuruldu. Etimine SA’nın ABD’deki iştiraki Etimine USA INC Pittsburgh ABD’li ortaklarıyla kuruldu. Çin’de; Shanghai Etimaden Chemicals Co. Ltd. ve Hong Kong’da; Etimaden Asya Pasifik Ltd. adlı şirketlerle bor madeni satış ve pazarlanması yine dış ortaklar eliyle yapılmaya başlandı.
Eti Maden TVF’ye geçti
6741 sayılı Kanunla kurulan Türkiye Varlık Fonu Anonim Şirketi’nin (TVF A.Ş.) amacı: Sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ‘ekonomiye’ kazandırmak, ‘dış kaynak’ temin etmek, ‘stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek’ ve bu amaçla bağlı fonlar kurmak ve yönetmek olarak açıklanıyor. Bor, toryum ve uranyumun arama ve işletmesinin şirketlere açılmasına tepkiler ve konuyla ilgili tartışmalar sürerken, stratejik olarak belirlenmiş madenler içinde tek kalan bor madenlerini işletmekte olan kamu kuruluşu Eti Maden İşletmeleri , Türkiye Varlık Fonu’na aktarıldı.
Bakan inandırıcı değil
Bakanın özelleştirme gündemimizde yok dediği Eti Maden’in sadece bor madenciliğine indirgenmiş olması dikkat çekici bir durum. Anayasa ile belirlenmiş olan maden alanlarının (bor hariç) tamamı dünya maden tekellerine pazarlanmış durumda. Türkiye’de, dünya maden tekeli olan Rio Tinto’ya 30 tane bilinen maden arama ruhsatı verildiğini öncelikle hatırlatalım. Diğer yandan ABD’li, Avustralyalı, Kanadalı, Meksikalı, Avrupalı ve diğer ülkelere ait yüzlerce şirkete arama ve işletme ruhsatı verilirken, Bakanın bor madenini özelleştirmeyeceğiz vurgusu inandırıcı olmaktan çok uzak.
AKP sermayenin partisi!
Türkiye’de 1986’da Özal hükümetleri eliyle başlayan özelleştirme sürecinde 2021 yılına kadar 72 milyar doları aşan özelleştirme gerçekleştirildi. 2002’ye kadar geçen 16 yılda 8 milyar dolarlık özelleştirme yapılırken, AKP iktidarının 20 yılında ise özelleştirme miktarı 64milyar doları aştı. Özelleştirmeye gitmediğ kamusal alanlar ve işletmeler ise TVF’ye devredildi. Bir sermaye partisi olduğunu gizlemeye gerek duymayan AKP, diğer yandan hergün duyuru yayınlayarak kamuya ait arazi satışlarını kesintisiz sürdürüyor. Kamusal olan her değeri sermayeye peşkeş çeken bir iktidarın bor madenlerini özelleştirmeyeceğini düşünmek için hiçbir nedenimiz yok. Çünkü varlık nedeni bunu gerektiriyor.
—
Rio Tinto’nun silüeti!
Rio Tinto şirketinin Balıkesir, Bandırma, Balya, Sultançayırı ve Ankara, Sincan, Eryaman, Güdül, Kazan, Beypazarı, Eskişehir- Sivrihisar’da 500 km2 alanda bor, boraks ve bor tuz yatakları ruhsatlarına sahip olduğu iddia ediliyor. Bor madenlerinin devletleştirildiği 1978 yılından önce Türkiye’deki bor madenlerinin yüzde 80’ine ‘Türk Borax’ adlı firması ile hakim olan Rio Tinto, Anatolia Mineral Development Ltd isimli firması ile Türkiye’de altın, gümüş, bakır, çinko v.s. arama ve işletme faaliyetleri yaparken, işlerini sahibi olduğu farklı şirketlerle sürdürüyor. Bor da ise 1978 yılına kadar tek hak sahibi olan Rio Tinto’nun kurulan garip ortaklıkların arka planında silüetini ortaya çııkarıyor.
Rio Tinto’nun gözü Türkiye’de
Rio Tinto şirketi ABD’de ve Arjantin’de bor madenlerini işleten bir şirket. Kendi açıkladığı bilgilere göre Arjantin’de elinde bulunan bor rezervi tükendiği iddiasıyla üretimi durdurmuştu. Rio Tinto kapatma gerekçesi olarak maden yataklarında açık ocak işletmeciliği yapma imkanı kalmadığı, cevherin toprakla karıştığı, kapalı ocaklardan yapılacak üretiminde oldukça pahalı olduğu bilirtildi. ABD’de ise üretimi ve kalan bor rezervini stratejik rezerv ilan ederek üretimi durdurabileceği ifade edilirken, dünya tekeli Rio Tinto’nun gözünün Türkiye’deki bor rezervlerinde olduğu cümle alem tarafından biliniyor. Bir iddiada ise Rio Tinto’nun Türkiye’de doğrudan veya dolaylı olarak kendisine ait olan ruhsat sahalarındaki bor madenlerini yıllardır işletmeye açmamış olmasına karşın şirketin elinde bulunan ruhsatların iptal edilmediği söyleniyor.