Çatışmalarda yaşamını yitiren PKK’lilerin cenazelerinin ailelerine teslim edilmemesine tepki gösteren MEBYA-DER: ‘Cenazeler sokaklarda sürüklendi. Annelere evlatların cenazeleri kutularda kargoyla teslim edildi. Cenazelere katılım en doğal ve insani hakkımız iken, bu hakkımız ahlak ve vicdan yoksunu tutumlarla gasp edilmektedir’
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), çatışmalarda yaşamını yitiren PKK’lilerin cenazelerinin ailelerine teslim edilmemesi ve teşhis işlemlerinin zamana yayılmasına tepki gösterdi.
Dernek binası önünde yapılan açıklamaya bölge kentlerindeki dernek yöneticilerinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Tutuklu Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) ve Barış Anneleri Meclisi yöneticileri katıldı.
MEBYA-DER Eşbaşkanı Hanım Kaya, “Bizler yakınlarını en acı, en vahşi şekillerde kaybeden aileler olarak, ölümün en soğuk yüzüyle onlarca yüzlerce kez karşılaştık” diyerek yaşam ve ölümün insanlar için var oluştan bu yana en büyük değerlerden biri olduğunu söyledi.
Türkiye’de hükümetin kendi iktidarının sürekliliği için savaş, ırkçılık, kin ve nefret duygularını ektiğini ifade eden Kaya, iktidar politikaları sonucu yaşam ve ölüm insanlık onuruna yakışmayan politikalarla karşı karşıya kaldığını kaydetti.
‘Düşman düşmana bunu yapmaz dediğimiz pek çok şeye şahitlik ettik’
Cenaze ve mezarlıklara dönük saldırıların dünyanın hiçbir yerinde kabul görülmediğini ancak söz konusu saldırıların son yıllarda Türkiye’de arttığını belirten Kaya şöyle devam etti: “Düşman düşmana bunu yapmaz dediğimiz pek çok şeye çok kısa zaman diliminde şahitlik ettik. Annelerin cenazesi mezarından çıkarıldı, günlerce sokakta kaldı, cenazeler sokaklarda sürüklendi. Gizli saklı kaçırılan cenazeler kaldırım kenarlarına gömüldü ve annelere evlatların cenazeleri kutularda kargoyla teslim edildi. Bu yapılanlar yetmiyormuş gibi, cenazelerin tespiti ve teslimi süreçlerinde ailelere psikolojik ve duygusal işkenceye varan uygulamalara da şahitlik etmekte ve karşılaşmaktayız. Ailelerin cenazeyi teşhis etmesine rağmen uzun süreli DNA sonuçlarını bekleterek yas sürecini uzatan, cenaze defin işlemleri sırasında ailenin mezarlığa alınmaması, dini vecibelerin gerekliklerini yerine getirememe ve yasını bile kendi istediği gibi kurmasına izin vermeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Gerek kurum olarak gerek yurttaş olarak cenazelere katılım en doğal ve insani hakkımız iken, bu hakkımız ahlak ve vicdan yoksunu tutumlarla gasp edilmektedir.”
VAN