Üzerinden 8 yıl geçen 73’üncü Ferman sonrası soykırımı ve gelinen aşamayı değerlendiren PADÊ Eşbaşkanı Zehra Silêman: ‘NATO devletlerinin bile korktuğu DAİŞ’e karşı Êzidîler direndi, teslim olmadı ve yeniden var oldu. Unutursak ve örgütlenmezsek tekrar aynı şeyi yaşamaya maruz kalırız’
Mezopotamya coğrafyasında önemli bir yere sahip olan Êzidîlere dönük IŞİD tarafından 3 Ağustos 2014’te gerçekleştirilen ve “73’üncü Ferman” olarak nitelendirilen saldırının üzerinden 8 yıl geçti.
3 Ağustos 2014’te IŞİD bölge ülkelerinin desteğiyle Şengal’i işgal edip binlerce Êzidîyi katletti, toplu mezarlara gömdü, kadın ve çocukları köleleştirip, Türkiye, Irak, Suriye kentlerinde köle pazarları kurup sattı. Ez<idi soykırımı sonrası Şengal’de hayatta kalan Ezidiler tehcir yaşadı. HPG, o dönemki acılar tazeliğini koruyor.
Aradan geçen 8 yıla rağmen ferman sırasında kaçırılan binlerce Êzidî kadın ve çocuğun akıbeti belirsizliğini koruyor. Hala Êzidî kadınların köle olarak Ankara gibi kentlerde tutulduğu ortaya çıkıyor.
Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), Irak merkezi hükümet ve Türkiye’nin baskıları ve saldırıları sürüyor. Saldırılar nedeniyle bazı Êzidîler halen topraklarından uzak yaşarken, ferman sırasında göç etmek zorunda kalanların büyük coğunluğu geri dönerek yeni bir yaşamı inşa etti. İnşa çalışmaları arasında yer alan Êzidî Demokratik Özgür Partisi’nin (PADÊ) Eşbaşkanı Zehra Silêman, fermanla amaçlananları ve buna karşı verilen mücadeleyi anlattı.
‘Êzidîler iradesini teslim etmedi’
Fermanda yaşamını yitirenleri anan Silêman, Êzidîlerin şu an “yeniden var oluş” sürecinde olduğunu söyledi. Silêman, fermanla Êzidîlerin kırımdan geçirilmek istendiğine işaret ederek, “Tamamen yok etmeyi hedeflediler. Sadece 2014 yılında değil, yüzyıllardır Êzidîler üzerinden bu kırımlar gerçekleştiriliyordu. Yapılan her saldırıda Êzidîler bitirme aşamasına getirildi. Ama bütün kırım ve saldırılara karşı bu irade düşmana teslim olmadı. Êzidîler bu fermanın da diğer fermanlar gibi olmasına izin vermedi. Belki 2014’teki fermanın acısı ve zorluğu çoktu, Êzidîler çok büyük bedeller ödedi ve çok insan kaybetti. Ama yine de geri adım atmadı. Bu fermanın her dakikasında Êzidîlere ihanet edildi ve Êzidîler yalnız bırakıldı. Ama Êzidîler iradesini teslim etmedi ve direndi” şeklinde konuştu.
‘Êzidîleri kaderine terk ettiler’
NATO devletlerinin dahi karşısında durmaya çekindiği bir örgüte karşı Êzidîlerin ferdi silahlarla direndiğini söyleyen Silêman, “Eğer HPG, YPG ve YPJ güçleri Êzidîleri korumaya gelmeseydi belki çok daha büyük bir katliam olabilirdi. Êzidîler ellerindeki hafif silahlarla birçok şeyin önüne geçti” dedi. Saldırı sırasında binlerce kadın, çocuk ve yaşlının katledildiğini anımsatan Silêman, “Sağ kalanlar da topraklarından edildi. Êzidîler olarak bu fermandan ders çıkarttık. Fermandan faydalandık diyemeyiz. Ama bu fermanda yeni bir Êzidî varoluşu oldu. Kendimizi yeniden tanıdık ve var ettik. 2014’teki fermandan sonra örgütlendik. Bizi korumaya gelenler onlarla aynı inançtan olmadığımız için bizi koruyamadı ve sorumluluğunu yerine getirmedi. Êzidîleri kaderine terk ettiler” diye belirtti.
‘Irak soykırım olarak tanımadı’
Silêman, fermanın üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen Irak hükümetinin fermanı soykırım olarak ilan etmediğini kaydetti. Silêman, “Şengal dağında ilk olarak direnen Hesen Seîd arkadaştı. Şehadete ulaşana kadar da bu halkın iradesini kimseye teslim etmedi. Bu fermandan sonra Êzidîler, ‘Biz artık 2014 yılındaki Êzidîler değiliz, artık kendimizi koruyabiliriz’ dedi. Şüphesiz bu söz bir bir uygulandı ve gerekli olan bütün adımları attılar. Êzidîler kendini savunmada, yönetmede ve gerekli olan her alanda örgütlediler. Ancak yapılan tüm katliamlara rağmen Irak hükümeti hala sessiz. Şimdi bile Şengal’e yapılan her saldırıya karşı sessiz. Bu 8 yıldır Irak hükümeti 2014’teki saldırıyı soykırım olarak tanımlamadı. Êzidîlerin hakkını vermedi” diye konuştu.
‘2014’e tekrar dönmesini istiyorlar’
Fermandan sonra ortaya çıkan iradenin hiçbir güç tarafından kırılamayacağını vurgulayan Silêman, şunları söyledi: “Irak’ın ve bütün uluslararası devletlerin gözü önünde Şengal’e saldırılar yapılıyor. 8 yıl içinde hem havadan hem karadan hem de siyaseten Êzidîleri yok etmeye dönük saldırılar gerçekleştiriliyor. Ama bütün saldırılara rağmen ve uluslararası sessizliğe rağmen Êzidîler teslim olmadı. Bu irade fermanda ortaya çıktı. Êzidî toplumu artık ötekileştirmeyi, yok saymayı kabul etmiyor. Yüz yıllar boyunca Êzidîler herkes için mücadele etti ama onları korumak için ise kimse mücadele etmedi. Êzidîler artık kendileri için bir şeyler yapmayı gerekli gördü. Irak, KDP ve Türkiye sürekli saldırıyor. Ulusal düzeyde hiçbir devlet bu saldırılara karşı tutum sergileyemedi. Êzidîlerin başkaldırısına ve direnişine karşı tepkililer. Êzidîlerin yok olmasını ve 2014’e tekrar dönmesini istiyorlar. Ama biz Êzidîler olarak bu fermanı unutmuyoruz. Çünkü unutursak ve buna karşı örgütlenmezsek tekrar aynı şeyi yaşamaya maruz kalırız.”
IŞİD işgali ve soykırım
Haziran-Ağustos 2014’te IŞİD bölge ülkelerinin desteğiyle Musul ve Şengal’i işgal etti. Musul ve çevresindeki bazı Sünni ailelerin desteğini alan, bazı Sünnilerin yol göstermesiyle Musul ve Şengal’e (3 Ağustos 2014) IŞİD girince Irak ordusu ve KDP Peşmergeleri, KDP’ye bağlı Zerevani denen özel güç kaçtı. Bölgedeki Irak ordusunun tankları, ağır silahları IŞİD’e geçti. IŞİD daha da güçlenerek Irak ve Suriye’de çok sayıda kenti işgal etti.
İnançlarından dolayı Osmanlı döneminden beri soykırıma uğrayan Êzîdilere karşı IŞİD 73. fermanı devreye koydu. Soykırım yapıldı.
IŞİD 2014’te soykırım yaparken göçler oldu. Irak ordusu ve KDP Peşmergeleri kaçtı. Şengal kurtarılınca geri dönmek istediler
12 kişilik grubun geçişi ve KDP tutuklaması
28 Haziran 2014 günü IŞİD’e karşı önlem olarak 12 kişilik HPG birliği Şengal’i savunmak amacıyla bölgeye gönderildi. Şengal’i bırakıp kaçarak insanları katliam ve köleleştirme politikasıyla yüzyüze bırakan KDP güçleri Barzani yönetiminin yeni girişimiyle 12 kişilik HPG grubundan 3’ünü ve bir Êzidîyi tutukladı. Kalan 9 kişilik grup Şengal dağına geçerek Êzidî gençlerini örgütledi. 3 Ağustos günü IŞİD saldırısı başladığında 9 kişilik gerilla grubu Şengal Dağı’na göç eden sivillerin savunmasını yaptı, katliamın boyutlarının daha da büyümesini engelledi.
Şengal’den, dağın batısına giden Sinûnê ve Dugirê yolunu tutan grup IŞİD’in dağı ele geçirmesine engel oldu. Direnilebileceği inancı artan Êzidî gençleri IŞİD saldırılarına karşı HPG grubuna desteğe giderek silah aldı ve direnişe katıldı. 4-5 gün boyunca yiyecek ve su sıkıntısına rağmen devasa silah gücü ile saldıran IŞİD’lilere karşı direnen 9 kişilik gruba saldırının 3. günü 6 Ağustos’ta YPG ile YPJ ve birkaç tabur YJA STAR ve HPG’li desteğe gitti. YPG ve YPJ de Rojava’dan gelerek koridor açılmasını sağlayan güçlerden oldu. Ve koridordan geçişleri sağlayarak soykırımın tamamlanmasını engelledi.
Böylece yüzbinlerce Êzidînin Rojava tarafına geçmesi için güvenlik koridoru oluştu. Yoğun çatışmalarla korunan güvenlik koridorundan 200 binden fazla Êzidî Rojava tarafına geçerek hayatta kaldı. Dünya utanç verici işgali izlerken 100 kadarı koridoru savunurken toplamda 300’e yakın YPG, YPJ, YJA STAR, HPG’li Şengal savaşında hayatını kaybetti.
73. fermanını sürecinde Eylül 2014’te Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) kuruldu. 2015 yılında ise Êzidî kadınlar Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) ordusu kurdu. Êzidî erkekler ve kadınlar bir daha soykırım ve tehcir yaşanmaması için YBŞ ve YJŞ’ye katılarak savunma güçlerini büyüttü. İç güvenliğin oluşması de Haziran 2016’da Êzidxan Asayişi kuruldu. YBŞ ve YJŞ sınır hatlarını işgallere karşı savunurken Yüzlerce Êzidxan Asayiş üyesi de Şengal’in köy ve merkezi bölgelerini dış saldırılara karşı savundu.
19 Aralık 2014’te YBŞ öncülüğünde, HPG/YJA Star güçlerinin de destek verdiği “Şengal’i Özgürleştirme Hamlesi” başlatıldı. Yaklaşık 1 yıl süren hamlenin sonunda 13 Kasım 2015’de Şengal IŞİD’de temizlenerek tamamen özgürleştirildi. Özerk yönetim oluşturuldu. Şengalliler kendi yönetimlerini belirleyip kendi kararlarını kendileri aldı.
AKP-MHP yönetimi ve KDP, Şengal’deki yönetime son vermek için işbirliği yaptı. Irak yönetimi ile görüşmeler sonucu Bağdat hükümeti ile KDP yönetimi 9 Ekim 2020’de Şengal yönetimine son vermek için anlaşma imzaladı. Şengal’in Irak ordusu tarafından işgal edeceği maddeler arasında yer aldı. Federe Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani gibi isimler Irak yönetimine Şengal’i işgal etmeleri çağrılarını aralıklarla sürdürdü.
Mesrur Barzani 27 Ekim 2021’de Irak yönetimine Şengal’e ordu sokması için çağrı yaptı. Barzani “2021 MERI Forumu”nda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Anlaşmaya göre, Şengal’deki tüm güçler o bölgeyi terk etmeli. Irak ordusu ve Peşmerge kentin dışında olmalı, yerel güçler de kentin iç güvenliğini sağlamalı. Maalesef bu anlaşma uygulanmış değil. Irak Başbakanı Mustafa Kazimi de anlaşmanın uygulanmasını istiyor. PKK var Şengal’de, PKK’nin oraya gitmesi için hiçbir yol yok, Suriye’den o bölgeye gidiyorlar. PKK niçin Şengal’de? Yasal olmayan bir güç Şengal’de halkın seçime katılmasına engel oluyor ve kendilerini tehdit ediyor. Şengal Anlaşması ivedilikle uygulanmalı.” Mesrur Barzani, 15 Nisan 2022’de Dolmabahçe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştükten sonra, AKP-MHP yönetimi 17 Nisan 2022 günü Pençe-Kilit adıyla KDP özel güçlerinin desteğiyle sınır ötesi operasyon başlattı. Avaşin, Zap ve Metina’ya kara ve havadan başlatılan operasyonda ilk kez Akıncı TİHA’lar (Taarruz İnsansız Hava Aracı) da denendi.
KDP’nin Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı’ndaki temsilcisi Liwa Abdulxaliq Tilet de Nisan 2022’de “Şengal’de bazı silahlı güçler var. Bu güçler Şengal’i terk etmezse, Irak hükümeti onlara karşı güç kullanarak Şengal’den çıkarmalıdır” açıklaması yaptı.
1 Mayıs 2022’de de saldırıya uğradı
Irak ordusu bayramın arifesinde 1 Mayıs 2022’de Şengal’e saldırı başlattı. Türkiye ve KDP’nin çağrılarıyla harekete geçen Irak ordusu helikopter, tank ve roket destekli saldırılarla Sinune, Digure, Xanesore, Til Ezer’i işgal etmeye çalıştı. Saldırı IŞİD’in fermanının devamı olarak değerlendirildi.
Kaynak: MA